Ahireti İnkâr Etmek Ile Ilgili Ayetler

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
Ahireti İnkâr Etmek ile ilgili Ayetler
Ahireti İnkâr Etmek ile ilgili Ayetler
Ahirete iman ve onunla bağlantılı cennet ve cehenneme iman, imanın altı rükünlerinden biri olup her hangi birisini inkar etmek küfür olup sahibini cehennemde ebediyyen bırakır. Bundan sonra da her hangi bir amel ona fayda vermez, kıyamet gününde ona hiç kimse şefaat etmez.

Yüce Allah şöyle buyurdu: “Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.”

Başka bir ayette: “Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.” Buyurmaktadır.

Ebu Hureyre radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün insanlara açık bir şekilde görünürken, Ona yürüyen bir adam geldi ve ey Allah’ın peygamberi! İman nedir? Allah’ın resulü: İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, onunla buluşacağına, ve son dirilişe inanmandır. dedi

Ayrıca meşhur Cibril hadisinde: Bana imandan haber ver dediğinde, Allah’ın resulü: Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe iman etmendir. Ve kaderin hayrına ve şerrine iman etmendir. Dedi. Oda doğru söyledin dedi.

Şüphesiz Ahiret’e iman, Allah’a iman ile bağlantılıdır. Ahirete inanmayan Allah’a inanmamış sayılır. Yüce Allah şöyle dedi: “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman etmektir……..”

Başka bir ayette: “Bunlar; mallarını insanlara gösteriş için harcayan, Allah’a ve ahiret gününe de inanmayan kimselerdir. Şeytan kimin arkadaşı olursa, o ne kötü arkadaştır.”

Diğer ayette: “Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın.”

Yine yüce Allah şöyle dedi: “Allah’ın huzuruna çıkmayı yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramıştır. Nihayet onlara ansızın o saat (kıyamet) gelip çatınca, bütün günahlarını sırtlarına yüklenerek, “Hayatta yaptığımız kusurlardan ötürü vay hâlimize!” diyecekler. Dikkat edin, yüklendikleri günah yükü ne kötüdür!”

Kafirleri nitelerken şöyle dedi: “…….. Onlar ahireti de inkâr edenlerdir.”

Başka bir ayette: “Onlar dinlerini oyun ve eğlence edinmişler ve dünya hayatı da kendilerini aldatmıştı. İşte onlar bu günlerine kavuşacaklarını nasıl unuttular ve âyetlerimizi nasıl inkâr edip durdularsa, biz de onları bugün öyle unuturuz.”

Yine yüce Allah şöyle buyurdu: “İnkâr edenler, kesinlikle, öldükten sonra diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: “Hiç de öyle değil, Rabbime and olsun, mutlaka diriltileceksiniz, sonra da yaptıklarınız size elbette haber verilecektir. Bu, Allah’a kolaydır.”

Yüce Allah şöyle buyurdu: “Herkes kazandığına karşılık bir rehindir. Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka. (40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu? Onlar şöyle derler: Biz namaz kılanlardan değildik. Yoksula yedirmezdik. Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık. Ceza gününü de yalanlıyorduk. Nihayet ölüm bize gelip çattı.”

Şüphesiz bu konuda ayet ve hadisler çoktur.

Aişe radiyallahu anha’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Bir gün ey Allah’ın peygamberi! İbn Cedân cahiliye döneminde akrabalarına iyilik yapardı, fakirleri doyururdu. Bu ameller ona faydası olur mu? Rasulullah: “Ey Allah’ım kıyamet gününde benim hatamı affet” demediyse fayda etmez.

Nevevi rahimehullah şöyle dedi: “Hadisin manası şudur: O kişi kafir olduğu için akrabaya yaptığı iyilik, fakirleri yedirmesi ve diğer güzel huyları fayda etmez. Bu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Ey Allah’ım! kıyamet gününde benim hatamı affet” demedi sözünün anlamıdır. Yani Ahiret gününe inanmıyordu. Her kim Ahiret gününe inanmazsa kafir olur ve hiçbir amel ona fayda vermez.

El Kadi İyad rahimehullah şöyle dedi: İcma’ya göre kafirler yaptıkları iyi amellerden dolayı sevap almazlar ve azapları hafifletilmez.

Şeyh bin Baz rahimehullah şöyle dedi:

Her kim Ahiret gününde şüphe ederse, veya cennet, cehennem, ölümden sonra diriliş var mı yok mu diye şüphe ederse; o kişide iman ve yakin yoktur. Bu kişi ölümden sonra ki dirilişe, cennet ve cehenneme, Allah’ın müminler için cenneti, kafirler için cehennemi hazırladığına inanıncaya kadar kafirdir. Müslümanların icmaıyla bunlara inanması gerekir.

Şeyh ibn Useymin rahimehullah şöyle dedi:

Yüce Allah çok kez Allah’a iman ile Ahiret imanını birlikte zikreder; bu başlangıca iman ve sonuca imandır. Çünkü Ahirete inanmayan Allah’a inanması mümkün değildir.

En iyisini Allah bilir.

AYET-İ KERiME
Ey iman edenler! Allah’a, Resûl’üne, Resûl’üne indirdiği Kitab’a ve daha önce indirdiği Kitab’a iman edin. Kim de Allah’a, meleklerine, kitaplarına, resûllerine ve Ahiret Günü'ne kâfirlik ederse şüphesiz (hakka geri dönüşü zor) uzak bir sapıtmayla sapıtmış olur.”
(4/Nisâ 136)

BİLGİ
“Ey iman edenler! İman edin.” cümlesi imanda sebata, imani meseleleri sürekli gündemde tutup imanın canlı kalmasına işarettir. Allah (cc), sürekli canlı tutulan, kişiyi yönlendiren ve yeni delillerle sürekli pekiştirilen bir iman talebinde bulunuyor. Bu da, Allah’ın (cc) kâinatta yarattığı ve O’nun (cc) azametine delalet eden kevni ayetler ile insanın ruh ve akıl dünyasını tatmin eden Kur’ân ayetlerini okuyup, ayetler üzerinde tefekkürle mümkün olabilir.


AYET-İ KERiME
Bizimle karşılaşmayı ummayan, dünya hayatına razı olup onunla mutmain olan ve ayetlerimizden gafil olanlar (var ya : ) hiç şüphesiz ki böylelerinin işledikleri (günahlar) nedeniyle barınakları ateştir.
(10/Yûnus 7-8)


AYET-İ KERiME
Şüphesiz ki, ahirete inanmayanların amellerini kendilerine süslü gösterdik. Böylece onlar, şaşkınlık içinde bocalamaktalardır.
(27/Neml 4)


AYET-İ KERiME
Böylelerine azabın en kötüsü vardır ve onlar ahirette en fazla hüsrana uğrayacak olanlardır.
(27/Neml 5)


AYET-İ KERiME
Kâfirler dediler ki: “Kıyamet bize gelmez.” De ki: “Hayır (düşündüğünüz gibi değil!) Gaybı bilen Rabbime andolsun ki, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şey O’ndan gizli/kapalı kalmaz. Bundan daha küçük veya daha büyük ne varsa, hepsi apaçık bir Kitap’ta yazılıdır.”
(34/Sebe’ 3)


AYET-İ KERiME
Kâfirler dediler ki: “Parçalara ayrılıp (un ufak olduktan sonra), mutlaka yeniden diriltileceğinizi haber veren bir adamı gösterelim mi size?”
(34/Sebe’ 7)


AYET-İ KERiME
(Anlamadık ki) “Allah’a iftira mı ediyor, yoksa deli midir?” (Hayır! Söylediğiniz gibi değil!) Bilakis, ahirete inanmayanlar azabın ve (hakka dönüşü pek zor olan) uzak bir sapıklığın içerisindelerdir.
(34/Sebe’ 8)


AYET-İ KERiME
O gün, yalanlayanların vay hâline!
83/Mutaffifîn 10)


AYET-İ KERiME
Onlar ki; Din Günü'nü/Hesap Günü'nü yalanlarlar.
(83/Mutaffifîn 11)


AYET-İ KERiME
Oysa onu, ancak haddi aşan ve çokça günah işleyen yalanlar.
(83/Mutaffifîn 12)


AYET-İ KERiME
(Ey insan!) Bundan sonra dini/hesabı sana yalanlatan şey nedir?
(95/Tîn 7)
 
Üst Alt