Erkek İle Kadın Arasındaki Farklara İmanın Gereği

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Erkek İle Kadın Arasındaki Farklara İmanın Gereği
Hem bedenî, hem manevî, hem şer’î bakımdan erkek ile kadın arasındaki farklılıklar kader açısından, şer’î açıdan, maddi ve aklî açıdan apaçık ortadadır.

Bunu şöylece açıklayabiliriz: Yüce Allah erkek ve kadını insan türünün erkek ve dişi olmak üzere iki ayrı parçası halinde yaratmıştır.

“Erkek ve dişiden ibaret olan ikili çifti o yaratmıştır.”
(en-Necm, 53/45)


Genel olarak haklar ve görevlerle ilgili genel şer’î hükümler bakımından da aralarında hiç bir fark yoktur:

“Ben cinleri de insanları da ancak bana ibadet etsinler diye yarattım”
(ez-Zâriyât, 51/56);

“Erkek olsun kadın olsun kim mü’min olduğu halde salih amel işlerse biz şüphesiz ona çok güzel bir hayat yaşatırız” (en-Nahl, 16/97)

“Erkek veya kadın her kim mü’min olarak salih amel işlerse; işte onlar cennete girerler ve kendilerine hurma çekirdeğinin çukurcuğu kadar dahi zulmedilmez.”
(en-Nisâ, 4/124)


Fakat yüce Allah yaratılışın nitelikleri, görünüm ve var edilişleri itibariyle erkeğin dişi gibi olmamasını hüküm ve takdir ettiğinden ötürü, erkeklikte yaratılış bakımından bir mükemmellik ve tabii bir güç vardır. Dişiler ise yaratılış, karakter ve tabiatları itibariyle ondan biraz daha eksiktir. Çünkü dişinin ay hali, gebelik, doğum, süt emzirme, süt emen bebeğin halleri, ümmetin gelecek neslinin eğitilmesi gibi sorumlulukları vardır. İşte dişi bundan ötürü Adem aleyhisselam’ın eğe kemiğinden yaratılmıştır. O onun bir parçasıdır. Ona tabidir. Ona aittir. Erkek ise dişinin işlerini görüp gözetmek, onu korumak, ona gereken harcamaları yapmak hususlarında ve her ikisinden meydana gelen zürriyet üzerinde kendisine güvenilen sorumlu kişidir.

Erkek ve Dişinin Bazı Özellikleri

1- Erkeğe özgü bazı hükümler: Onlar evi korumak, gözetmek, faziletlerin koruyuculuğunu yapmak, aşağılık halleri önlemek, türlü musibetlere karşı korumak gibi sorumluluklarla evlerinin kavvâmı (reiseri, doğrultucuları)dırlar. Aynı şekilde onlar evlerin içerisinde bulunanlar için kazanmak ve onlara gerekli harcamaları yapmak (infak) ile de kavvâm (görevli)dırlar.
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler. Bu, Allah’ın bazılarını bazılarına üstün kılmış olmasından ve erkeklerin (kadınlara) mallarından infak etmelerinden dolayı böyledir. İyi kadınlar, itaatlı olan ve Allah’ın koruması ile kendileri de gizli olanı koruyanlardır.” (en-Nisa, 4/34)

2- Peygamberlik ve risâlet sadece erkekler arasında görülmüştür. Kadınlardan bu görevle kimse gelmemiştir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Senden önce peygamber olarak gönderdiklerimiz de kendilerine vahyettiğimiz şehirli erkeklerden başkaları değildi.” (Yusuf, 12/109)

3- Velâyet-i amme (halifelik) ve hakimlik, valilik ve buna benzer onun adına vekaleten uygulama yapan makamlar ile nikâh gibi diğer velâyetler de –kadınlar dışarıda kalmak suretiyle- sadece erkekler için söz konusudur.

4- Erkeklere has ve kadınlar hakkında sözkonusu olmayan pek çok ibadetler vardır. Cihadın ve cuma namazı kılmanın farziyyeti, ezan ve kamet getirmek ve benzeri ibadetler.

5- Talâk kadının değil, erkeğin yetkisindedir. Çocuklar da kadına değil, erkeğin nesebine nisbet edilirler.

6- Erkek mirasta dişinin iki katını alır, diyet, şahitlik ve benzeri durumlarda da erkek iki kadının yerini tutar.
İşte bu ve benzeri erkeklere has bir takım hükümler ile yüce Allah’ın Talak âyeti diye bilinen âyetin sonunda yer alan:

“Erkeklerin ise kadınların üstünde bir dereceleri vardır Allah azizdir hakimdir” (el-Bakara, 2/22

buyruğunun anlamı budur.


ERDEM BEKÇİSİ MÜSLÜMAN HANIMLARA

Bekr b. Abdullah Ebu Zeyd
 
Üst Alt