Biz derken halk kazandı. Milletin iradesi kazandı.
Ülkemizde defalarca Askeri darbeler yapıldı. Bu darbelerin amacı Türkiye’de ki yerleşik düzeni güçlendirmek ve devamlılığını sağlamaktı…
Yerleşik düzen üretemeyen, kendi içine kapalı, asla büyüyemeyen, gizli örgütlerin güdümünde olan tamamen dışa bağımlı bir Türkiye isteyen bir sistemdir.
Bu yerleşik düzen için yapılan darbeleri biraz mercek altına alalım;
-İlk olarak 27 Mayıs 1960 darbesini inceleyelim
1923-1950 CHP dönemi sonrası, iktidara ‘’yeter söz milletin’’ sloganı ile iktidara gelen Adnan Menderes’li Demokrat Parti ilk icraat olarak 1932’de yasaklanan Arapça ezanı tekrardan minarelerden okutmuştur. Sıkı yönetim ile, halka zulüm ile, fakirlik ile, inkılaplar uğruna asılan binlerce insanla, İslam’la uğraşılan 27 yılın ardından iktidara gelen Adnan Menderes her zaman halkın iradesine, isteklerine kulak açan ve uygulayan bir Başbakandı. Menderes Türkiye’si 27 yıllık döneme göre çok daha özgür, çok daha gelişmiş halkın söz sahibi olduğu bir Türkiye idi. Menderes yollar yaptı, tarımla ilgili yatırımlar yaptı. 1950’ye kadar bin 500 olan traktör sayısı on yılda 54 bin oldu, yani şu demek oluyor ki tarımda makineleşmeye geçildi. Gelişen Türkiye’den rahatsız olan yerleşik düzen kendini gösterdi. Binlerce yalan haberler ile olaylar çıkartıldı bunun sonucunda da askeri darbe 27 Mayıs 1960’ta gerçekleşti. 17 Eylül 1961’de halkın kahramanı Menderes idam edildi…
-12 Mart 1970 Darbesi:
Süleyman Demirel’e muhtıra şeklinde gerçekleştirilen bu darbe sen git başkası gelsin darbesidir, bu yüzden üzerinde fazla konuşulacak bir konu değildir.
-12 Eylül 1980 Darbesi:
Bu darbede ülkenin gençleri yalan ideolojilerle kandırılmış ve birbirlerine düşman edilmişlerdi.
Yüzlerce olay çıkıyor, yaralanmalar ve ölümler meydana geliyordu. Halkı birbirine kırdıran yerleşik düzen ülkede darbeyi meşru kılacak hamleleri yaptıktan sonra sahneyi orduya bırakmıştı.
-28 Şubat 1997 post modern Darbesi:
Refah-yol Koalisyon hükümetine yapılan bu darbe çok iyi şekilde analiz edilmesi gereken bir darbedir.
‘’Adil düzen’’ sloganı ile başa gelen Rahmeti Erbakan Hoca, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk denk bütçesini oluşturmuştur. Denk bütçeyi oluştururken, israfın önüne geçilmiş, Devleti zarara uğratan ekonomik sitemi değiştirmiştir. Erbakan Hoca devletin hortumlanan trilyonlarını önüne geçmek için Havuz Sistemini geliştirmişti. Neydi bu havuz sitemi? Devletin kar eden kurumları, karını bankalara yatırıyor, devletin zarar eden bir başka kurumu bu parayı neredeyse \% 100 faiz ile bankadan çekiyordu. Erbakan Ne oluyor bu aradaki ‘’Serserilere’’ Diyerek aradan bankaları çıkarıp, Kar eden kurumun karını zarar eden kuruma aktarılmasını sağladı. Yerleşik düzene açılan savaşın adımların biri de budur.
Dünya’nın en güçlü devletlerinden oluşan G-8 ekonomik işbirliği örgütüne karşılık olarak
D-8 İslam ülkeleri iş birliği örgütünü kurarak dünyayı yöneten iktidara karşı savaş başlatmıştır. Buna karşılık bu iktidar elinde tuttuğu medyayı kullanarak satılmış muhabirler, satılmış müdürler ile Refah partisi milletvekillerinin, Kemalist sistemi ve masonları eleştiren eski konuşmalarını günlerce kanallarda yayınlatmış rejim düşmanı olarak ilan ettirmiştir. İslami harekete irtica adını vermiş Refah partisine irticacı parti yaftası vurulmuştur. Müslüm gündüz ve Fadime şahin oyunlar oynanmış günlerce halkı kandırmak Erbakan’ı bir rejim düşmanı olarak ilan etmek için maksatlı olarak çalışılmıştır. Ordu Sincan’da tankları yürütmüş ve gazetelere poz vermiştir. Sonunda dünyayı yöneten küresel iktidar, medya, cuntacı askerler ve Türkiye’nin derin devleti el ele Erbakan’ı devirmişlerdir…
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde halkın seçmiş olduğu hükümetlere yapılan darbeleri inceledik.
-AK Parti’ye yapılan darbe girişimlerini mercek altına alırsak olayı tamamen çözüme kavuşturmuş olacağız…
-Ak Parti hükümetine Sarıkız ve Ay Işığı darbe planları yapıldı, bu planlar 2006 yılında Başbakanlığa ulaşan isimsiz ancak eski bir albaya ait olduğu anlaşılan mektupla öğrenilmişti. Genç subayların muhalefeti ve darbe istememesi, Hilmi Özkök paşanın karşı çıkması sonucunda yapılan planı uygulamaya geçirilememişti.
-Balyoz darbe planları yapıldı, bu planlara göre camiler bombalanacak, alevi Sünni çatışması çıkarılacak ve Ak Parti hükümeti devrilecekti. İstihbaratın yaptığı çalışmalar sonucundan bu plan ortaya çıkarılmış ve uygulamaya geçirilmesi engellenmiştir.
-2013 31 Mayıs tarihine geldiğimizde sözde ağaç koruma bahanesi ile önceden planlamış bir şekilde halkı sokağa dökerek ülkenin içinde Kaos ve iç savaş çıkarılması planlanmıştı. Bu planlamayı yapanlar kimlerdi? Asıl irdelenmesi gereken konu budur.
1- Küçük Türkiye isteyen zihniyet (CHP)
2- Türkiye’nin yükselişinden rahatsız olan 1909’dan beri ülkeyi sömürü merkezi haline getiren yerleşik düzen.
3- Sanatçılar, milletvekilleri, medya, siyasi partiler(İşçi partisi ve CHP)
4-En büyük organizatör ise Faiz lobileri, Dış devletler, Otpor örgütüdür.
Eylemler kesin bir şekilde büyüyen ve gelişen Türkiye’nin her zamanki gibi önünün kesilmesi umudu ile yapılmış bir darbe girişimidir. Unutulmamalıdır ki tüm dünyada ekonomik kriz ve küçülme var iken Türkiye hem ekonomisinin hacmini büyütüyor ve her alanda gelişim gösteriyordu. 2002’de faiz \%40 iken bugün \%4.6, İhracatta 2012 yılında 151 milyar 860 milyon dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı. 1948 yılından bu yana kölesi olduğumuz IMF belasından kurtulduk hatta IMF borç veren ülke pozisyonuna geldik. 3.Havalimanı ihalesi yapıldı, Kanal İstanbul projesi tamamlanacak…
Oynanan büyük oyunun veya diğer bir adıyla darbe planının başarısız olmasını başlıca sebepleri polisimiz tarafından yapılan Balyoz ve Ergenekon operasyonları, askerin cuntacılardan temizlenmesi, dış güçlerin güdümünde olan medyanın ‘’bazı medya gurupları’’ hariç kurtarılması, Türk halkının sağduyusu ve aklıselim hareket etmesi, eylemlerin hemen başında organizatörlerin deşifre edilmesi gibi…
Sonuç olarak Sosyal medya yalanlarına, tahrik edici yayınlara, darbe çığırtkanlığı yapan sanatçılara ve siyasetçilere rağmen Türkiye halkı bu sefer oyuna gelmeyerek Zafer kazanmıştır…
Büyük Türkiye olmanın en büyük adımını atmıştır…Çünkü hak her zaman kazanır. Kazanan da BİZ olduk...
Yüce ALLAH davamızda bizi galib eylesin, tıpkı Ecdadımız gibi adalet dağıtan Cihan-ı Şümul devletin vatandaşları olmayı nasib eylesin …
Ülkemizde defalarca Askeri darbeler yapıldı. Bu darbelerin amacı Türkiye’de ki yerleşik düzeni güçlendirmek ve devamlılığını sağlamaktı…
Yerleşik düzen üretemeyen, kendi içine kapalı, asla büyüyemeyen, gizli örgütlerin güdümünde olan tamamen dışa bağımlı bir Türkiye isteyen bir sistemdir.
Bu yerleşik düzen için yapılan darbeleri biraz mercek altına alalım;
-İlk olarak 27 Mayıs 1960 darbesini inceleyelim
1923-1950 CHP dönemi sonrası, iktidara ‘’yeter söz milletin’’ sloganı ile iktidara gelen Adnan Menderes’li Demokrat Parti ilk icraat olarak 1932’de yasaklanan Arapça ezanı tekrardan minarelerden okutmuştur. Sıkı yönetim ile, halka zulüm ile, fakirlik ile, inkılaplar uğruna asılan binlerce insanla, İslam’la uğraşılan 27 yılın ardından iktidara gelen Adnan Menderes her zaman halkın iradesine, isteklerine kulak açan ve uygulayan bir Başbakandı. Menderes Türkiye’si 27 yıllık döneme göre çok daha özgür, çok daha gelişmiş halkın söz sahibi olduğu bir Türkiye idi. Menderes yollar yaptı, tarımla ilgili yatırımlar yaptı. 1950’ye kadar bin 500 olan traktör sayısı on yılda 54 bin oldu, yani şu demek oluyor ki tarımda makineleşmeye geçildi. Gelişen Türkiye’den rahatsız olan yerleşik düzen kendini gösterdi. Binlerce yalan haberler ile olaylar çıkartıldı bunun sonucunda da askeri darbe 27 Mayıs 1960’ta gerçekleşti. 17 Eylül 1961’de halkın kahramanı Menderes idam edildi…
-12 Mart 1970 Darbesi:
Süleyman Demirel’e muhtıra şeklinde gerçekleştirilen bu darbe sen git başkası gelsin darbesidir, bu yüzden üzerinde fazla konuşulacak bir konu değildir.
-12 Eylül 1980 Darbesi:
Bu darbede ülkenin gençleri yalan ideolojilerle kandırılmış ve birbirlerine düşman edilmişlerdi.
Yüzlerce olay çıkıyor, yaralanmalar ve ölümler meydana geliyordu. Halkı birbirine kırdıran yerleşik düzen ülkede darbeyi meşru kılacak hamleleri yaptıktan sonra sahneyi orduya bırakmıştı.
-28 Şubat 1997 post modern Darbesi:
Refah-yol Koalisyon hükümetine yapılan bu darbe çok iyi şekilde analiz edilmesi gereken bir darbedir.
‘’Adil düzen’’ sloganı ile başa gelen Rahmeti Erbakan Hoca, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk denk bütçesini oluşturmuştur. Denk bütçeyi oluştururken, israfın önüne geçilmiş, Devleti zarara uğratan ekonomik sitemi değiştirmiştir. Erbakan Hoca devletin hortumlanan trilyonlarını önüne geçmek için Havuz Sistemini geliştirmişti. Neydi bu havuz sitemi? Devletin kar eden kurumları, karını bankalara yatırıyor, devletin zarar eden bir başka kurumu bu parayı neredeyse \% 100 faiz ile bankadan çekiyordu. Erbakan Ne oluyor bu aradaki ‘’Serserilere’’ Diyerek aradan bankaları çıkarıp, Kar eden kurumun karını zarar eden kuruma aktarılmasını sağladı. Yerleşik düzene açılan savaşın adımların biri de budur.
Dünya’nın en güçlü devletlerinden oluşan G-8 ekonomik işbirliği örgütüne karşılık olarak
D-8 İslam ülkeleri iş birliği örgütünü kurarak dünyayı yöneten iktidara karşı savaş başlatmıştır. Buna karşılık bu iktidar elinde tuttuğu medyayı kullanarak satılmış muhabirler, satılmış müdürler ile Refah partisi milletvekillerinin, Kemalist sistemi ve masonları eleştiren eski konuşmalarını günlerce kanallarda yayınlatmış rejim düşmanı olarak ilan ettirmiştir. İslami harekete irtica adını vermiş Refah partisine irticacı parti yaftası vurulmuştur. Müslüm gündüz ve Fadime şahin oyunlar oynanmış günlerce halkı kandırmak Erbakan’ı bir rejim düşmanı olarak ilan etmek için maksatlı olarak çalışılmıştır. Ordu Sincan’da tankları yürütmüş ve gazetelere poz vermiştir. Sonunda dünyayı yöneten küresel iktidar, medya, cuntacı askerler ve Türkiye’nin derin devleti el ele Erbakan’ı devirmişlerdir…
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde halkın seçmiş olduğu hükümetlere yapılan darbeleri inceledik.
-AK Parti’ye yapılan darbe girişimlerini mercek altına alırsak olayı tamamen çözüme kavuşturmuş olacağız…
-Ak Parti hükümetine Sarıkız ve Ay Işığı darbe planları yapıldı, bu planlar 2006 yılında Başbakanlığa ulaşan isimsiz ancak eski bir albaya ait olduğu anlaşılan mektupla öğrenilmişti. Genç subayların muhalefeti ve darbe istememesi, Hilmi Özkök paşanın karşı çıkması sonucunda yapılan planı uygulamaya geçirilememişti.
-Balyoz darbe planları yapıldı, bu planlara göre camiler bombalanacak, alevi Sünni çatışması çıkarılacak ve Ak Parti hükümeti devrilecekti. İstihbaratın yaptığı çalışmalar sonucundan bu plan ortaya çıkarılmış ve uygulamaya geçirilmesi engellenmiştir.
-2013 31 Mayıs tarihine geldiğimizde sözde ağaç koruma bahanesi ile önceden planlamış bir şekilde halkı sokağa dökerek ülkenin içinde Kaos ve iç savaş çıkarılması planlanmıştı. Bu planlamayı yapanlar kimlerdi? Asıl irdelenmesi gereken konu budur.
1- Küçük Türkiye isteyen zihniyet (CHP)
2- Türkiye’nin yükselişinden rahatsız olan 1909’dan beri ülkeyi sömürü merkezi haline getiren yerleşik düzen.
3- Sanatçılar, milletvekilleri, medya, siyasi partiler(İşçi partisi ve CHP)
4-En büyük organizatör ise Faiz lobileri, Dış devletler, Otpor örgütüdür.
Eylemler kesin bir şekilde büyüyen ve gelişen Türkiye’nin her zamanki gibi önünün kesilmesi umudu ile yapılmış bir darbe girişimidir. Unutulmamalıdır ki tüm dünyada ekonomik kriz ve küçülme var iken Türkiye hem ekonomisinin hacmini büyütüyor ve her alanda gelişim gösteriyordu. 2002’de faiz \%40 iken bugün \%4.6, İhracatta 2012 yılında 151 milyar 860 milyon dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı. 1948 yılından bu yana kölesi olduğumuz IMF belasından kurtulduk hatta IMF borç veren ülke pozisyonuna geldik. 3.Havalimanı ihalesi yapıldı, Kanal İstanbul projesi tamamlanacak…
Oynanan büyük oyunun veya diğer bir adıyla darbe planının başarısız olmasını başlıca sebepleri polisimiz tarafından yapılan Balyoz ve Ergenekon operasyonları, askerin cuntacılardan temizlenmesi, dış güçlerin güdümünde olan medyanın ‘’bazı medya gurupları’’ hariç kurtarılması, Türk halkının sağduyusu ve aklıselim hareket etmesi, eylemlerin hemen başında organizatörlerin deşifre edilmesi gibi…
Sonuç olarak Sosyal medya yalanlarına, tahrik edici yayınlara, darbe çığırtkanlığı yapan sanatçılara ve siyasetçilere rağmen Türkiye halkı bu sefer oyuna gelmeyerek Zafer kazanmıştır…
Büyük Türkiye olmanın en büyük adımını atmıştır…Çünkü hak her zaman kazanır. Kazanan da BİZ olduk...
Yüce ALLAH davamızda bizi galib eylesin, tıpkı Ecdadımız gibi adalet dağıtan Cihan-ı Şümul devletin vatandaşları olmayı nasib eylesin …
