Gurbet Mektupları 14
Bunca yalvarmalara rağmen hiç ödün vermiyordun.
Bütün akraba, dost toplanmış, baba’nın vefatında, seni yalnız bırakmamışlardı.
Ama, senin hal ve hareketlerin, sanki oralarda değil de, bir hesap peşindeydi.
Aradan geçen bu uzun zaman, senin için bunun en iyi ilacı idi.
Sonunda baklayı ağzından çıkarmış, herşeyi itiraf etmiştin.
Demek ki bu dünyanın nimetlerini, kendine dert edinmişsin.
İstediğin olmayınca arkana bakmadan giderken, nasılda hırs yapıyordun.
Bütün haklar benim, ben varım, kimse beni rahatsız etmesin, istiyordun.
Gözlerin yanındaki insanları, sanki görmüyor, kulakların kimseyi duymuyordu.
Binbir, hile, desile ile, rakip gördüğün kardeşlerinin, ölmelerini bile içinden geçirdin.
Yanındaki adamlarınla, çevirtdiğin dolaplar kalmamış, istediğini haksızca almıştın.
Milletin, ilgi ve dikkatini çekmek için, cumalara gidip, kardeşlikten dem vuruyordun.
Bu halinle, herkes seni adam zannediyor, sana daima saygı duyuyorlardı.
Hayatında şöyle beş dakika durup, kendi iç hesaplaşması yaptınmı?
Bütün bunlara rağmen, hiç pişmanlık duymadan, senelerini arkana attın.
O kadar yüzsüzsünki, hayatını fakirlik içinde geçiren yiğenlerinle dalga geçtin.
Ne, örnek bir baba, ne dayı, ne amca olabildin, yıktığın onca yuvalar ve kırdığın kalpler, yaptığının yanında kar kalacak sandın.
Gülerek dalga geçerek geçerdin garibin yanından.
Bırak bu cakaları, yürürken yere basmayan ayakları, toprak çeker birgün demedin.
Senelerce kahrını çeken hanımın bile sonunda illallah demişti.
Rüzgar eken fırtına biçer demişler, sen fırtına biçtin hayatını vererek.
Ah nelerini anlatayım, nelerini anlatayımda, insanlar anlasın seni.
Bütün düşüncen paralarındı, paraların seni yalnızlıktan, dostsuzluktan kurtardımı?
Artık çekilmez olmuş millete yaka silktirmiştin, yine de inadından vazgeçmemiştin.
Senin hayatın’da böyle geçmişti ama ızdırap çektirdiklerin olanları hala unutamamıştı.
Yaptıkların adeta zihinlere kazınmıştı.
Ah zaman dile gelse’de sana olanları bir, bir anlatsaydı anlatılsaydı.
İbret alan olurmu bilmem ama almayanlar çoğunlukta olacağını biliyorum.
Ölümünde hayatın gibi cimri be adam, geriye bıraktığın nefretten başka.
Elveda diyemeden bırakıp gittin, geriye bir sürü pürüz bırakarak.
Sordukmu?
Hayatın dünü, bugünü, yarını var, üç gün gibi, dünya hayatı dediğin hayat değilmi.
Kimseye yarın adına konuşamazsın ama bugün adına birşey sorabilirsin, diye birşey varmı bu hayatta, kimse, kimseye hesap vermeye yanaşmıyor bu alemde.
Kime hesap sorduk, kimle böyle bir durumu sorduk ki şimdi soralım, meraklılar gibi.
Hani diyorum, bunca yolu aştıktan sonra konuşalım, içimiz, dışımız aynı olsun.
Nerde, hep aynı durum, aynı düşünce ve hayat devam ediyor.
Allah’a emanet olunuz.
Selam ve Dua ile….
Muhammet-Salih Aydın.