KÜTÜB-İ SİTTE Ölüm

MURATS44

Özel Üye
Abdest hadesten sonra vaciptir

ABDEST HADESTEN SONRA VACİPTİR

6120 -
Ebu Saidi'I-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a namazda abdestin bozulduğuna dair düşülecek şüpheden sorulmuştu, şöyle cevap verdi: "Kulağına bir ses, burnuna bir koku gelinceye kadar namazdan ayrılmasın."
6121 -
Muhammed İbnu Amr İbnu Atâ rahimehullah anlatıyor: "Ben, Sâib İbnu Yezid'i elbisesini koklarken gördüm ve: "Bunu niçin yapıyorsun?" diye sordum. Bana: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın "Abdest, koku veya işitmek sebebiyle vacib olur!" buyurdular" dediğini işittim, bunun için kokluyorum" dedi.
KİRLENMEYEN SUYUN MİKTARI

6122 -
Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Su iki veya üç kulle oldu mu onu hiçbir şey kirletmez."
6123 -
Ebu Saidi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a Mekke ile Medine arasında bulunan ve vahşi hayvanların, köpeklerin, eşeklerin uğradıkları havuzlar ve bunların suyu ile temizlik yapılıp yapılamayacağı hususunda sorulmuştu: "Karınlarında götürdükleri onlarındır, kalan da bizimdir, temizlikte kullanabilirsiniz" dedi."
YEMEYE BAŞLAMAYAN ÇOCUĞUN SİDİĞİ

6126 -
Ümmü Kürz radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "(Henüz yemek yemeyen) erkek çocuğun sidiğini temizlemek için su serpilir, kız çocuğunun sidiği ise yıkanarak temizlenir."
SİDİK DEĞEN TOPRAĞIN TEMİZLENMESİ

6127 -
Vasile İbnu'l-Eska' anlatıyor: "Bir bedevi, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelerek: "Allahım, bana ve Muhammed'e rahmet kıl! Bu rahmetinde bize başkasını ortak yapma!" diye dua etti. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm: "Bak şu yaptığına! -veya: Yazık sana!- Sen geniş olan şeyi gerçekten daralttın!" buyurdu. Derken bedevi bacaklarını ayırıp akıtmaya başladı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın ashabı: "Hey! (ne yapıyorsun!) deyip (telaşlandılar). Aleyhissalâtu vesselâm: "Bırakın adamı (işini tamamlasın!)" diye müdahale etti. Sonra da bir kova su getirtip üzerine döktü."
TOPRAK TOPRAĞI TEMİZLER

6128 -
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü biz mescide gelirken pis yerlere basıyoruz (bu durumda ne yapmamız gerekir?) diye sorulmuştu. Aleyhissalâtu vesselâm şu cevabı verdi: "Yeryüzünün birkısmı (yürüyünce) diğer bir kısmını temizler."
6129 -
Cabir İbnu Semüre radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam hanımına temas ederken giydiği elbisesinin içerisinde (elbiseyi yıkamadan) namaz kılıp kılamayacağını sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: "Kılabilir. Ancak herhangi bir bulaşık görürse onu yıkaması gerekir" dedi."
MESTLER ÜZERİNE MESH

6130 -
İbnu Ömer radıyallahu anhümâ, Sa'd İbnu Mâlik'i mestleri üzerine meshederken görür ve: "Siz demek mest üzerine meshediyorsunuz ha!" diyerek yadırgar ve birlikte Hz. Ömer'in yanına giderler. Sa'd, Hz. Ömer'e: "Şu kardeşim oğluna mestlere mesthetme hususunda fetva ver!" der. Hz. Ömer: "Biz Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile beraberken, mestlerimize meshediyorduk, biz bunda bir beis görmeyiz!" der. İbnu Ömer: "Hatta, heladan gelmiş olsa da mı ?" diye sorar. Hz. Ömer "evet!" der."
6131 -
Selh es-Sâidi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm mestleri üzerine meshetti, bize de mest üzerine meshetmemizi emir buyurdu."
6132 -
Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Ben, bir sefer sırasında Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile beraberdim. Bir ara "su var mı?" diyerek abdest suyu getirtti. Abdest alıp mestleri üzerine meshetti. Sonra orduya yetişerek askerlere namaz kıldırdı."
MESTİN ÜST VE ALTINA MESH

6133 -
Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün yolda giderken) abdest almakta olan ve bu sırada mestlerini de yıkayan bir adama rastladı. Onu mestlerini yıkamaktan men edercesine eliyle işaret ederek: "Sen sadece şöyle meshetmekle emrolundun" buyurdu ve mübarek elinin parmaklarıyla ayak parmaklarının ucundan bacağın dibine (mafsal kısma) kadar çizgiler çekerek gösterdi."
ABDESTE SIKIŞAN NAMAZ KILMASIN

6141 -
Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm abdest bozma hususunda darlanan kimseye (abdestini bozmadan) namaz kılmayı yasakladı."
6142 -
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sizden kimse (abdest bozma) sıkıntısı varken namaza durmasın."
 

MURATS44

Özel Üye
SARGI ÜZERİNE MESH

6151 -
Hz. Ali İbnu Ebi Talib radıyallahu anh anlatıyor: "Bilek kemiklerimden biri kırılmıştı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a (abdest sırasında ne yapmam gerektiğini) sordum. Aleyhissalâtu vesselâm bana, sargı üzerinden meshetmemi söyledi."
TÜKRÜK TEMİZDİR

6152 -
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ı Hz. Hüseyin'i omuzunda taşırken gördüm, çocuğun tükrüğü Aleyhissalâtu vesselâm'ın üzerine akıyordu."
KABA AĞIZDAN SU DÖKMEK

6153 -
Abdülcebbâr İbnu Vâil babası Vail radıyallahu anh'tan anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a (abdest için içi su dolu) bir kova getirildiğini gördüm. Aleyhissalâtu vesselâm, o sudan ağzına alıp mazmaza yaptı, misk kokulu veya miskten daha hoş kolulu olarak suyu fem-i mübareklerinden kovaya bıraktı. Sonra burnuna da su çekip bu suyu kovanın dışına attı."
HASTA ZİYARETİ

6380 -
Ebu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Müslüman için müslüman üzerinde dört haslet vardır: "Hapşırınca (elhamdulillah! derse) teşmit etmek (yerhamukallah! demek), davet edince icabet etmek, öldüğü zaman (cenazesinde) hazır bulunmak, hastalandığı zaman geçmiş olsun ziyareti yapmak."
6381 -
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir müslümanın diğer bir müslüman üzerinde beş hakkı vardır: "Selamını almak, davete icabet, cenazeye katılmak, hasta ziyareti, "elhamdulillah!" dediği taktirde hapşırana yerhamukallah (diyerek teşmitte bulunmak)."
6382 -
Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir kimse hastalanacak olsa ona üç günden sonra geçmiş olsun ziyaretinde bulunurdu."
6383 -
İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalaatu vesselam bir hastayı ziyaret etti ve "Canın ne çekiyor?" diye sordu. Hasta "Buğday ekmeği!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Kimin yanında buğday ekmeği varsa kardeşine göndersin!" dedi. Sonra Resulullah ilave etti: "Birinizin hastası birşeye iştah duyarsa ondan yedirsin."
6384 -
Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ziyaretine gittiği bir hastanın yanına girdi ve "Bir şey canın çekiyor mu? Kek canın çekiyor mu?" diye sordu. Hasta "Evet!" deyince ona kek aradılar."
6385 -
Ömer İbnu'l-Hattab radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana: "Bir hastanın yanına girince, ondan sana dua edivermesini talep et. Çünkü onun duası meleklerin duası gibidir" buyurdular."
ÖLECEK KİMSEYE LAİLAHE İLLALLAH TELKİNİ

6386 -
Abdullah İbnu Cafer babasından radıyallahu anh naklen anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ölülerinize (ölmek üzere olanlara) Lailahe illallahu'l-Halimu'l-Kerim, Subhanallahi Rabbi'l Arşi'l-Azim, Elhamdulillahi Rabbi'l-Alemin" demeyi telkin edin!" Yanındakiler: "Ey Allah'ın Resulu! Bunun sağlara telkini nasıldır?" dediler. "Daha güzeldir, daha güzeldir!" buyurdular."
ÖLECEK KİMSENİN YANINDA NE KONUŞMALI?

6387 -
Muhammed İbnu'l Münkedir anlatıyor: "Hz. Cabir radıyallahu anh'ın yanına girdim. Ölmek üzereydi. "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bizden selam götür!" dedim."
MÜ'MİN CAN ÇEKİŞME HALİNDEN SEVAP KAZANIR

6388 -
Hz. Aişe radıyallahu anha'nın anlattığına göre: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gün yanına girdiği sırada, bir yakınının nefesini ölüm kesmek üzere idi. Aleyhissalatu vesselam Hz. Aişe'nin üzüntüsünü görünce kendisine: "Şu yakının için üzülme. Zira onun şu ızdırabı hasenatındandır!" buyurdular."
6389 -
Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a (ölmek üzere olan bir kimsenin) insanları tanıma hali ne zaman sona erer?" diye sordum. "(Gaybi hakikatları) gördüğü zaman!" buyurdular."
ÖLÜNÜN GÖZÜ KAPATILIR

6390 -
Şeddad İbnu Evs radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "ölülerinizin yanında hazır bulunduğunuz taktirde (ölünce) gözlerini kapayıverin. Çünkü göz, ruhu takip eder (ve açık kalır). Ayrıca hakkında hayır söyleyin. Çünkü melekler ev halkının söylediklerine "Amin!" derler."
ÖLÜNÜN GASLİ

6391 -
Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüm anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "ölülerinizi güvendiğiniz kimseler yıkasın."
6392 -
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim bir ölüyü yıkar, kefenler, kefenini güzel kokulu maddelerle kokulandırır, taşır ve namazını kılar, cenazeyle ilgili olarak gördüğü (kötü alametleri ölü) aleyhine yaymazsa, (bu yaptığına mükafaat olarak) günahlarından ternizlenir ve annesinden doğduğu gün gibi (tertemiz) olur."
KARI KOCAYI, KOCA KARIYI GASLEDEBİLİR

6393 -
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Baki'den dönmüştü. Beni, başımdaki bir ağrıdan hastalanmış ve "vay başım" çekerken buldu.
"Ey Aişe, asıl hasta benim, vay başım!" dedi ve sonra ilave etti: "Benden önce ölsen de senin başında durup seni (kendi elimle) yıkasam, kefenlesem, namazını kıldırsam ve defnetsem, senin için daha iyidir."
 

MURATS44

Özel Üye
Rasulullah'ın gasli

RASULULLAH'IN GASLİ

6394 -
Büreyde radıyallahu anh anlatmıştır: "Resulullah aleyhissalatu vesselam vefat edince, yıkamak istedikleri vakit dahilden bir münadi şöyle nida etti: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın gömleğini üzerinden çıkarmayın."
6395 -
Hz. Ali radıyallahu anh'tan anlatıldığına göre: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı yıkadığı zaman, ölüde aranan (idrar, gaita gibi) şeyleri aradı, fakat bulamadı. Bunun üzerine: "Babam sana feda olsun. Sen çok temizsin; hayatta iken temizdin, ölünce de temizsin!" dedi."
6396 -
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ben ölünce, beni Gars adlı kuyumdan yedi kırba su ile yıkayın."
6397 -
Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Suhuliyye denen üç parça beyaz ince bez içinde kefenlenmiştir."
6398 -
İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam üç parça giysi içerisine kefenlenmiştir: İçerisinde vefat ettiği gömleği ve Necrani (iki parçalı) hulle."
KEFENLENEN ÖLÜYE BAKMAK

6399 -
Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın oğlu İbrahim vefat ettiği zaman ashabına: "Ben oğluma bakmadıkça, onu kefenlerinin içine dahil etmeyin" buyurdu. (Yıkama işi bitince kefenlemezden önce) çocuğa yaklaştı, üzerine eğilip baktı ve ağladı."
6400 -
Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Bir cenazeyi takip eden kimse, naaşın bütün taraflarını (sırayla) omuzlasın. Zira bu sünnettir. Sonra dilerse tekrar nafile taşıması yapsın, dilerse taşıma işini terketsin."
6401 -
Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir cenazenin sür'atle götürüldüğünü görmüştü, (müdahale ederek:) "Sükunetle gidin!" buyurdular.."
CENAZE TAŞIYANIN KIYAFETİ

6402 -
İmran İbnu'l-Husayn ve Ebu Berze radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah, aleyhissalatu vesselam'la birlikte bir cenazeye gittik. (Bu esnada) Aleyhissalatu vesselam, ridalarını atıp sadece gömlekleri içerisinde yürümekte olan bir cemaat gördü ve: "Cahiliye amelini mi işliyorsunuz? Yoksa cahiliye fiilini yaparak onlara mı benzemeye çalışıyorsunuz? Şu suretinizden bir başka suretle (kabristandan) dönmeniz için hakkınızda beddua etmeyi cidden arzuladım" buyurdu. Bunun üzerine ridalarını giydiler ve bir daha bu adetlerine dönmediler."
6403 -
Ebu Bürde radıyallahu anh anlatıyor: "Ebu Musa el-Eş'ari radıyallahu anh, eceli geldiği zaman (yakınlarına): "Benim cenazemi ateşle takip etmeyin!" diye vasiyet etti. Bunun üzerine Ebu Bürde'ye: "Sen bu hususta bir şey işittin mi?" diye sordular. O da: "Evet, hem de Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan" dedi."
CENAZE CEMAATİ ÇOKSA

6404 -
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kimin cenazesine yüz müslüman namaz kılarsa, ona mağfiret olunur."
ÖLÜYÜ HAYIRLA YADETMELİ

6405 -
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanından bir cenaze geçmişti, hakkında hayırla senada bulunuldu. Aleyhissalatu vesselam: "Vacib oldu!" buyurdu. Sonra bir diğer cenazeyi getirdiler. Halk bunu kötü hasletlerle yadetti. Aleyhissalatu vesselam yine: "Vacib oldu!" buyurdu ve şu açıklamayı yaptı: "Sizler Allah'ın yeryüzündeki şahitlerisiniz!"
CENAZE İÇİN KIRAAT

6406 -
Ümmü Şerik el-Ensariyye radıyallahu anha: "Resulullah bize, cenazeye (namaz kıldığımızda) Fatiha-ı, Serifeyi okumamızı emretti" demiştir."
CENAZE NAMAZINDA DUA

6407 -
Hz. Cabir radıyallahu anh demiştir ki: "Ne Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam, ne Ebu Bekir, ne de Ömer radıyallahu anhüma, cenaze namazı hakkında cevaz verdikleri kadar hiçbir şey hakkında cevaz vermediler. Yani (cenaze namazını) bir vakte bağlamadılar."
CENAZE NAMAZI DÖRT TEKBİRLİDİR

6408 -
Hz. Osman İbnu Affan radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Osman İbnu Maz'ün üzerine cenaze namazı kıldırdı. Namazda dört kere tekbir getirdi."
6409 -
El-Heceri rahimehullah anlatıyor: "Resulullah'ın sahabisi olan Abdullah İbnu Ebi Evfa ile birlikte, onun bir kızının cenaze namazını kıldım. Abdullah dört kere tekbir getirdi. Dördüncüden sonra (selam vermeyip) biraz durdu. Ben safların muhtelif yerlerinden cemaatin onu uyarmak üzere "sübhanallah" dediklerini işittim. Sonra selam verdi ve dedi ki: "Siz benim beş kere tekbir getireceğimi mi zannediyordunuz?" Cemaat: "Evet bundan korktuk" dediler. Bunun üzerine: "Hayır bunu yapmayacağım. Ancak Resulullah aleyhissalatu vesselam dört kere tekbir getirir, sonra bir müddet durup Allah'ın söylemesini dilediği bir şeyler söyler, sonra da selam verirdi" dedi."
6410 -
Kesir İbnu Abdillah'ın dedesi, "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın (cenaze namazında) beş kere tekbir getirdiğini söylemiştir."
ÇOCUK CENAZESİNE NAMAZ

6411 -
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Ölen) çocuklarınız için cenaze namazı kılın. Çünkü onlar (cennete girmede sizin öncülerinizdendir."
RESULULLAH'IN OĞLUNA CENAZE NAMAZI

6412 -
İbnu Abbas radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın oğlu İbrahim ölünce, Resulullah cenaze namazı kıldı ve: "Onun cennette bir süt annesi olacaktır. Eğer yaşasaydı sıddık bir nebi olacaktı. Eğer yaşamış olsaydı kıbti dayıları azad olacaktı ve hiçbir kıbti köleleştirilmeyecekti" buyurdu."
6413 -
Hüseyin İbnu Ali İbni Ebi Talib radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın oğlu Kasım vefat edince Hz. Hatice radıyallahu anha: "Ey Allah'ın Resulü! Kasım'ın sütü taştı. Keşke Allah ona, süt çağını tamamlayacak kadar ömrünü uzatsaydı" dedi. Aleyhissalatu vesselam, bunun üzerine: "O süt devresini cennette tamamlayacak!" buyurdular. Hz. Hatice: "Ey Allah'ın Resulü!, Şayet bunu bilseydim, çocuğun ölümü, nazarımda hafiflerdi" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Dilersen Allah'a dua edeyim de sana onun sesini işittireyim" dedi. Ancak Hz. Hatice: "Hayır! Ey Allah'ın Resulü! Allah ve Resulünü tasdik ediyorum" dedi."
 

MURATS44

Özel Üye
şehitlere cenaze namazı

ŞEHİTLERE CENAZE NAMAZI

6414 -
İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Uhud günü, şehidlerin cenazeleri Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına getirildiler. Aleyhissalatu vesselam onar onar gruplar halinde namazlarını kıldırdı. Her grup değiştikçe, Hamza yerinde sabit kalıyor (böylece her grupla birlikte ona namaz kılınıyordu)."
CENAZE NAMAZI KILINMAYAN VAKİTLER

6415 -
Hz. Cabir İbnu Abdillah radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "ölüleriniz üzerine gece ve gündüz (cenaze) namazı kılınız (kılabilirsiniz)" buyurmuştur."
6416 -
Vasile İbnu'l-Eska' radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Her ölü üzerine namaz kılın, her emirin komutası altında cihad edin."
KABİR ÜZERİNDE NAMAZ

6417 -
Amir İbnu Rebia radıyallahu anh anlatıyor: "Siyahi bir kadın ölmüştü. Resulullah aleyhissalatu vesselam'a duyurulmadan defnedildi. Sonra haberdar olunca "Bunu bana niye haber vermediniz?" dedi ve ashabına: "Kadının kabri üzerinde saf tutunuz!" emrederek kadına cenaze namazı kıldırdı."
6418 -
Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir ölü üzerine, gömüldükten sonra namaz kıldı."
6419 -
Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: "Mescidi temizleyen bir siyahi kadın vardı. Bir gece öldü. (Hemen defnedildi). Sabah olunca vefatı Resulullah'a haber verildi. "Bana niye zamanında duyurmadınız?" deyip kalktı. Ashabıyla (kabristana gitti), kadının kabri üzerinde durup, halk arkasında, tekbir getirip namaz kıldı. Sonra oradan ayrıldı."
NECAŞİ ÜZERİNE NAMAZ

6420 -
Mücemmi' İbnu Cariye el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gün) buyurdular ki: "Kardeşiniz Necaşi ölmüştür, kalkın üzerine cenaze namazı kılın!" Biz de kalktık, Aleyhissalatu vesselam'ın arkasında iki saf yaptık (namazını kıldık)."
6421 -
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Necaşi üzerine (gıyabında cenaze) namazı kıldı ve dört kere tekbir aldı."
CENAZEYE KATILANIN SEVABI

6422 -
Ubey İbnu Ka'b radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir cenaze üzerine namaz kılarsa ona bir kıratlık sevab vardır, kim de defnedilinceye kadar cenazeye iştirak ederse ona iki kıratlık sevab vardır. Muhammed'in nefsi elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun.. Kırat, şu gördüğünüz Uhud dağından daha büyüktür."
CENAZE GEÇERKEN AYAĞA KALKMAK

6423 -
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanından bir cenaze getirilmişti, derhal ayağa kalktı ve: "Ayağa kalkın, zira ölümde korku ve dehşet vardır" buyurdu."
6424 -
Ubade İbnu's-Samit radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir cenazeyi teşyi edince, cenaze lahde (mezardaki hususi oyuğa) konuncaya kadar oturmazdı. (Bir defasında), bir yahudi alimi gelerek: "Ey Muhammed! (Bu sünnetin çok güzel.) Biz de böyle yapıyoruz!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam hemen oturarak, cemaate emretti: "(Oturun ve) yahudilere muhalefet edin!"
6425 -
Ebu Rafi' radıyallahu anh anlatıyor: "(Vefat etmiş bulunan Sa'd radıyallahu anh'ın cesedi kabre indirileceği zaman) Resulullah aleyhissalatu vesselam, Sa'd'ın cesedini tabutun üzerinden usulca çekti, (kabre yerleştirip defnettikten sonra) kabrin üzerine su çiledi."
6426 -
Ebu Saidi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (kabre indirilip defnedileceği zaman) kıble istikametinden tutularak karşılandı ve tabutun üzerinden yavaşça çekilip çıkarıldı."
6427 -
Said İbnnu'I-Müseyyeb rahimehullah anlatıyor: "Ben, İbnu Ömer radıyallahu anhüma ile birlikte bir cenazede beraber bulundum. Cenazeyi lahde koyunca: "Bismillahi ve fi sebilillahi, ve ala Milleti Resulillahi" dedi. Sonra lahidin önüne kerpiç dizilmeye başlanınca: "Allahümme ecirha mineşşeytani ve min azabi'l-kabri, Allahümme cafi'l-arda an cenbeyha ve sa'id ruhaha ve lakkıha minke rıdvanen, (Ey Allahım bu cenazeyi şeytanın şerrinden ve kabir azabından koru. Ey Allahım! Yeri onun yanlarından uzak tut! Ruhunu yükselt, onu katından rızaya erdir!" dedi. Ben. "Ey İbnu Ömer! Bu duayı Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan mı işittin, kendi fikrinle mi söylüyorsun?" dedim. "Bunu ben kendimden söylesem, ben söz söylemeye muktedirim demektir. Hayır! Ben onu Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan işittim" cevabını verdi."
LAHİD MÜSTEHABDIR

6428 -
Cerir İbnu Abdillah el-Beceli radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Lahd (usulüyle defin) bize aittir. Şakk (usulüyle defin) başkalarına aittir."
ŞAKK

6429 -
Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam öldüğü zaman Medine'de bir adam vardı. Lahid kazardı, bir başkası da şakk kazardı. Ashab: "Rabbimizden hayırlısını dileyerek ikisine de haber gönderelim, hangisi sonra gelirse onu terkeder (önce gelenin usulünce Resulullah'ı defneder)iz" dediler, ikisine de haber saldılar. Lahid kazan önce geldi. Bunun üzerine ashab, Resulullah aleyhissalatu vesselam için lahid kazdılar (ve onun usulünce defnettiler)."
6430 -
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam vefat ettiği zaman, (ashab, Aleyhissalatu vesselam'ın lahd veya şakk usulünden hangisiyle defnedileceği hususunda) ihtilaf ettiler. Hatta bu hususta (aralarında) konuştular, sesleri yükseldi. Bunun üzerine Hz. Ömer radıyallahu anh: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında ne sağ iken ne de ölmüş iken bağırmayın! -veya buna benzer bir söz- söyledi. Sözlerine devamla: "Şakk usulüyle kazan kimseye de, lahid usulüyle kazan kimseye de adam gönderin" dedi. Bunun üzerine lahid yapan erken geldi. Aleyhissalatu vesselam için bir lahid kazdı. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam oraya defnedildi."
KABRİN KAZILMASI

6431 -
el-Edra'u's-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gece Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı korumak üzere nöbet tuttum. Derken yüksek sesle Kuran okuyan bir adam peydah oldu. Az sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam dışarı çıktı. "Ey Allah'ın Resulü dedim, bu adam riyakardır."
Ravi Edra' devamla der ki: "Bu adam bir müddet sonra Medine'de öldü. (Defin için hazırlık yapıldı ve) tekfin işlemi bitirildi. Ashab tabutunu taşıdı. Aleyhissalatu vesselam: "Ona rıfkla muamele edin, Allah ona rıfkla muamele etti. Zira o Allah ve Resulünü severdi buyurdular. Resulullah onun kabrini kazdırdı ve "Kabrini geniş tutun, Allah ona geniş davrandı" buyurdular.
Ashabından biri: "Ey Allah'ın Resulü! Siz buna üzüldünüz" demişti, Aleyhissalatu vesselam: "Doğru üzüldüm! Çünkü o, Allah ve Resulünü seviyordu" buyurdular."
KABİR TAŞI

6432 -
Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Osman İbnu Maz'ün'un kabrini bir taşla işaretledi."
KABİR ÜZERİNE BİNA YASAĞI

6433 -
Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kabrin üzerine herhangi bir şey yapılmasını yasakladı."
6434 -
Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kabir üzerine bina yapılmasını yasakladı."
 

MURATS44

Özel Üye
Kabir üzerinde yürünmez

KABİR ÜZERİNDE YÜRÜNMEZ

6435 -
Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir ateş koru veya bir kılıç üzerinde yürümek veya ayakkabımı ayağımla dikmek, bana bir müslümanın kabri üzerinde yürümekten daha sevimlidir. Ha kabirler arasında abdestimi bozmuşum, ha çarşı ortasında. (Nazarımda ikisi de birdir)."
KABİR ZİYARETİ

6436 -
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kabir ziyaretine ruhsat tanıdı."
6437 -
İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben size kabir ziyaretini yasaklamıştım, şimdi onları ziyaret edin. Çünkü bu, dünya bağını kırar, ahireti hatırlatır."
6438 -
Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir bedevi Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Ey Allah'ın Resulü, babam sıla-i rahim yapardı... daha neler neler yapardı. O simdi nerede?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Cehennemde" diye cevap verdi.Bedevi bu cevaba öfkelenmiş gibiydi, sormaya devam ederek: "Pekala babanız nerede?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sen nerede bir mürik kabrine uğrarsan onu cehennemle müjdele!" buyurdular. Bilahare bu bedevi müslüman oldu ve dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana cidden yorucu bir vazife yükledi, uğradığım her kafir kabrine mutlaka ateşi müjdeledim."
KABİR ZİYARETİ VE KADIN

6439 -
Hassan İbnu Sabit radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kabirleri ziyaret eden kadınlara lanet etti."
KADINLAR CENAZEYİ TEŞYİ ETMEZ

6440 -
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, (dışarı) çıkmıştı. Oturan bir grup kadın gördü. Onlara: "Ne sebeple oturuyorsunuz?" diye sordu. "Bir cenaze bekliyoruz" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Siz mi yıkayacaksını?" buyurdular. Onlar: "Hayır!" dediler. Siz mi taşıyacaksınız?" buyurdular. Kadınlar yine: "Hayır!" dediler. Kabre indirenlerle siz mi cenazeyi indireceksiniz?" dedi. Kadınlar yine: "Hayır!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse günah işlemiş olarak ve sevapsız olarak geri dönün!" emrettiler."
YAS YASAĞI

6441 -
Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, (Mümtehine suresinin 12. ayetinde geçen "... Ma'ruf (güzel) olan hiçbir hususta sana asi olmamaları (üzerine sana biatta bulunacakları zaman sen de onlarla biatta bulun...)" ibaresini "nevh" (yani ölü üzerine bağıra bağıra ağlamak) olarak açıkladı.
6442 -
Cerir Mevla Muaviye anlatıyor: "Hz. Muaviye radıyallahu anh Humus'ta halka hutbe verdi ve hutbesinde Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yas tutmayı (=nevh) yasakladığını da hatırlattı."
6443 -
Ebu Malik el-Eş'ari radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Yas tutmak cahiliye işlerinden biridir. Yas tutan kadın, tevbe etmeden ölürse, Allah Teala hazretleri, ona katrandan bir elbise, cehennem alevinden de bir gömlek biçer."
6444 -
İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Yas tutma cahiliye işlerinden biridir. Zira yas tutan kadın, ölmezden önce tevbe etmezse, Kıyamet günü, üzerinde katrandan bir gömlek ve onun üstünde de cehennem aleminden bir gömlek giydirilmiş olarak diriltilir."
6445 -
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, beraberinde yüksek sesle ağlayan bir kadın bulunan cenazeyi takip etmeyi yasakladı."
DÖVÜNEREK ÜST-BAŞ YIRTARAK MATEM YASAĞI

6446 -
Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam yüzünü cırmalayıp yolan kadına, cebini, yakasını yırtan kadına, mahvoldum, helak oldum diyerek dövünen kadına lanet etti."
ÖLÜ ÜZERİNE AĞLAMAK

6447 -
Esma Bintu Yezid radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın oğlu İbrahim öldüğü zaman Resulullah aleyhissalatu vesselam ağladı. Ona taziyede bulunan kimse -ki bu, ya Ebu Bekr ya da Ömer radıyallahu anhüma idi- "(Ey Allah'ın Resulü!) Allah'ın hakkını tazim etmeye en çok hak sahibi olan kimse sen (değil mi)sin!" dedi. Bunun üzerine Resulullah: "Göz ağlar, kalp üzülür. Biz Rabbimizin razı olmayacağı söz söylemeyiz" (dedi. Sözünü, İbrahim'e hitaben şöyle tamamladı:) "Eğer ölüm doğru bir vaad ve herkese şamil umumi bir haber olmasaydı ve arkada kalan, önden gidene hiç kavuşmayacak olsaydı ey İbrahim, biz şu anda duyduğumuzdan çok daha büyük bir üzüntü çekecektik. Biz gerçekten senin için çok hüzünlüyüz."
6448 -
Hamna Bintu Cahş radıyallahu anha'dan anlatıldığına göre: "Kendisine: "Kardeşin öldürüldü" denmişti, "Allah ona rahmet etsin, inna lillah ve inna ileyhi raci'un (Allah'tan geldik, Allah'a dönücüleriz)" dedi. Arkadan "Kocan öldürüldü" dendi, bu sefer "Vah kaderim!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Kadının kocasına karşı öyle bir sevgisi vardır ki, bu, bir başka şeyi için olmaz" buyurdular."
6449 -
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Uhud'da şehit olanlar için ağlayan Abdüleşhel kadınlarının yanından gelmişti. "Hamza'nın ağlayanları yok!" diye üzüntüsünü ifade etti. Bunun üzerine, Ensar kadınları toplanarak gelip Hamza için ağladılar. Bir müddet sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam uyandı ve: "Yazık şu kadınlara! Hâlâ evlerine dönmemişler! Söyleyin onlara, evlerine dönsünler! Bugünden sonrada ölen üzerine ağlamasınlar!" buyurdu."
6450 -
İbnu Ebi Evfa radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mersiyeler (ölünün iyi hallerini söyleyerek ağlamak) okumaktan men etti."
ÖLÜ YAS SEBEBİYLE AZAB GÖRÜR MÜ?

6451 -
Ebu Musa el-Eş'ari radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ölüye, dirinin ağlaması sebebiyle azap edilir. Diriler: "Ey koruyucu! Ey giydirici! Ey yardımcı! Ey sığınak!" gibi (hitaplarla ölüye seslendikçe) ölü kıskıvrak tutulup çekilir ve: "Sen böyle misin? Sen böyle misin?" denilir."
Ravi Esid der ki: "(Ben, bunu işitince) "Subhanallah! Allah Teala hazretleri "Birinin günahı bir başkasına yüklenmez" buyurmadı mı!" dedim. Musa İbnu Ebi Musa: "Yazık sana! Ben sana, Ebu Musa radıyallahu anh'ın Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan anlattığını aktarıyorum. Yoksa sen Ebu Musa'nın Resulullah'a iftira ettiğini mi sanıyorsun? Veya benim Ebu Musa hakkında yalan söylediğimi mi zannediyorsun?" dedi."
MUSİBETE SABIR

6452 -
Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri şöyle der: "Ey Ademoğlu! İlk sadme sırasında sabreder, buna benim mükafaat vereceğimi ümid edersen, ben cennet dışında bir sevaba razı olmayacağım."
6453 -
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kendisi ile halk arasında bulunan bir kapıyı açtı -veya perdeyi kaldırdı- halkın Hz. Ebu Bekir'in arkasında namaz kıldığını gördü. Onların bu iyi hali sebebiyle ve onlarda bu gördüğünü, kendinden sonra Allah'ın devam ettireceği ümidiyle Allah'a hamd etti ve dedi ki: "Ey insanlar! İnsanlardan veya mü'minlerden her kim bir musibete düçar olursa, başına gelen musibetin şiddetini benim sebebimle maruz kaldığı musibetle hafifletsin. Çünkü, benden sonra, ümmetimden hiç kimse, benim musibetimden daha şiddetli bir musibetle karşılaşmayacaktır."
6454 -
Hz. Hüseyin radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir musibete uğrayan kimse, bilahare o musibeti hatırlayarak inna lillahi ve inna ileyhi raciun diye istircada bulunsa, o musibetin vakti çoktan geçmiş bile olsa, Allah bu istircası sebebiyle, ona, musibetin geldiği ilk günün sevabını aynen verir."
MUSİBETZEDEYE TAZİYE

6455 -
Amr İbnu Hazm radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir musibeti sebebiyle din kardeşine taziyede bulunan hiçbir mü'min yoktur ki, Allah Teala hazretleri Kıyamet günü ona bir takım keramet elbisesi giydirmesin."
ÇOCUĞUNU KAYBEDENiN SEVABI

6456 -
Utbe İbnu Abdi's-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Buluğa ermemiş üç çocuğu ölen hiç bir müslüman yoktur ki, o çocuklar onu, cennetin sekiz kapısında karşılamasınlar. O, bu kapılardan hangisinden dilerse cennete girer."
 

MURATS44

Özel Üye
Düşük sahibinin sevabı

DÜŞÜK SAHİBİNİN SEVABI

6457 -
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Önümden göndereceğim bir düşük çocuk, arkamdam bırakacağım bir atlıdan, bana şüphesiz daha sevimlidir."
6458 -
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah, düşük çocuğun baba ve annesini cehenneme sokacağı zaman, düşük çocuk Rabbi ile mücadele eder. Sonunda ona: "Ey Rabbine karşı gelen düşük, haydi ebeveynini cennete sok!" denilir. Bunun üzerine düşük çocuk, onları göbek bağı ile çekerek cennete sokar."
6459 -
Hz. Muaz İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun ki, düşük çocuk, ahirette annesini göbek bağından tutup cennete çekecektir, yeter ki annesi düşük sebebiyle sevap kazanacağına inanıp sabretsin."
CENAZE EVİNDE TOPLANMA

6460 -
Cerir İbnu Abdillah el-Beceli radıyallahu anh anlatıyor: "Biz (Resulullah zamanında), cenaze sahibinin evinde toplanmayı ve (ev halkının da bu toplananlar için) yemek yapmalarını, yasaklanan matemden bir parça bilirdik."
GURBETTE ÖLEN ŞEHİDDİR

6461 -
İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Gurbette ölmek şehitliktir."
HASTALANARAK ÖLEN

6462 -
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim hasta halde ölürse şehit olarak ölmüştür ve kabir azabından korunmuştur, sabah-akşam cennetten rızıklandırılır."
ÖLÜNÜN KEMİĞİ KIRILMAZ

6463 -
Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ölünün kemiğini kırmak günah itibariyle tıpkı dirinin kemiğini kırmak gibidir."
RESULULLAH'IN HASTALIĞI

6464 -
Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı ölüme götüren hastalığı sırasında "Namaza ve sağellerinizin malik olduğu şeylere dikkat edin" diyordu. Mübarek lisanları bunu söylemeyecek hale gelinceye kadar tekrara devam ettiler."
RESULULLAH'IN VEFATI VE DEFNİ

6465 -
İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam için mezar kazmaya azmettikleri vakit Ebu Ubeyde İbnu'l Cerrah'a adam gönderdiler. O, Mekke halkının mezarı gibi şak şeklinde mezar kazıyordu. Ebu Talha'ya da adam gönderdiler. O da Medine ahalisinin mezarı gibi, lahid tarzında mezar kazıyordu. İşte bu iki zata iki ayrı elçi yola çıkarıldı. Ashab dedi ki: "Allahım, Resulün için sen tercih et" Ebu Talha'yı yerinde buldular ve (kazı yerine) getirdiler. Ebu Ubeyde (yerinde) bulunamadı. Böylece Resulullah aleyhissalatu vesselam için lahid tarzında mezar hazırlandı."

İbnu Abbas radıyallahu anhüma demiştir ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın teçhizi salı günü tamamlanınca, evindeki karyolası üzerine konuldu. Sonra erkekler, gruplar halinde yanına girerek cenaze namazı kıldılar. Erkeklerin namazı bitince kadınlar gruplar halinde girip namaz kıldılar. Onlar da namazlarını tamamlayınca çocukları gruplar halinde odaya koydular. "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın namazına kimse imamlık yapmadı (herkes müstakil kıldı).

Müslümanlar, kabrin kazılacağı yer hususunda ihtilaf etti. Bir kısmı: "Mescidine gömülsün" dedi. "Ashabıyla birlikte (Baki'e) defnedilsin" dedi. Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh: "Ben Resulullah'ın: "Her peygamber öldüğü yere defnedilmiştir" dediğini işittim" dedi.
İbnu Abbas dedi ki : "Bunun üzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın, üzerinde ruh-u şerifelerini teslim ettikleri yatağını kaldırdılar ve (o yerde) mezar kazdılar. Sonra Aleyhissalatu vesselam çarşamba gününün gece yarısında defnedildi. Resulullah'ın kabrine Hz. Ali, Fazl İbnu Abbas, kardeşi Kusam, Şükran Mevla Resulullah aleyhissalatu vesselam inmişlerdi. Evs İbnu Havli ki bu, Ebu Leyla'dır Ali İbnu Ebi Talib'e dedi ki: "Allah aşkına, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bizim de hissemizi verin." Bunun üzerine Hz. Ali, ona: "(Kabre) sen de in!" dedi. Şükran, Aleyhissalatu vesselam'ın azadlısı idi. Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın giymekte olduğu bir kadife parçasını aldı, kabre yaydı ve: "Allah'a yemin olsun senden sonra kimse bunu giymeyecek!" dedi. Böylece o da Aleyhissalatu vesselam'la birlikte gömüldü."
6466 -
Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ölüm acısını duyunca, kızı Fatıma radıyallahu anha: "Vay babacığımın ızdırabına!" dedi. Resulullah da: "Bugünden sonra babana ızdırab yok artık! Kıyamete kadar hiç kimsenin yakasını bırakmayacak olan (ölüm), artık babana gelmiştir" buyurdular.
6467 -
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Biz "Resulullah aleyhissalatu vesselam zamanında kadınlarımıza kötü söz sarfetmek ve istediğimiz muameleyi yapmaktan, hakkımızda bir vahiy geliverir endişesiyle kaçınırdık. Resullullah aleyhissalatu vesselam vefat edince, (istediğimiz gibi) konuşmaya başladık."
6468 -
Ubey İbnu Ka'b radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ile beraberken biz Ashabın hedef ve gayesi tek idi. O vefat edince, kimimiz şöyle, kimimiz böyle baktı (hedefler ayrıldı)."
6469 -
Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın zevce-i paklerinden Ümme Seleme Bintu Ebi Ümeyye radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam zamanında insanlar namaza durdukları vakit hiçkimsenin nazarı ayaklarını bastığı yerden ileri geçmezdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam vefat edince insanlar namaza durunca hiçbirisinin nazarı alnını koyduğu yerden ileri geçmezdi. Sonra Hz. Ebu Bekr vefat etti, Hz. Ömer devri geldi. Bu devirde insanların nazarı kıbleden dışarı çıkmadı. Hz. Osman halife olunca fitne başladı, insanlar da sağa sola bakmaya başladı."
6470 -
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh, Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın vefatından sonra Hz. Ömer'e: "Bizimle gel, Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yaptığı gibi Ümmü Eymen radıyallahu anhayı bir ziyaret edelim" dedi. Hz. Enes devamla der ki: "Ziyaretine gittiler, yanına varınca kadıncağız ağladı. Kendisine: "Niye ağlıyorsun? Allah'ın kendi nezdinde hazırladığı, Resulullah aleyhissalatu vesselam için daha hayırlıdır" dediler. Kadın onlara:
"Ben de biliyorum ki, Allah'ın yanındaki, Resulullah için elbette daha hayırlıdır. Ancak ben semadan vahyin kesilmesine ağlıyorum" cevabını verdi." (ÜmmÜ Eymen) bu sözüyle onları da ağlattı ve Ümmü Eymen'le beraberce ağladılar."
6471 -
Ebu'd-Derda anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cum'a günü bana salavatı çok okuyun. Çünkü o gün okunan salavatlar meşhuddur, melekler ona şahidlik ederler. Bana salavat okuyan hiç kimse yoktur ki, o daha okumasını bitirmeden salavatı bana ulaştırılmamış olsun." Bunun üzerine dedim ki: "Siz öldükten sonra da mı?" "Evet buyurdular, öldükten sonra da. Zira Cenab-ı Hak hazretleri toprağa, peygamberlerin cesedini çürütmeyi haram etmiştir. Allah'ın peygamberi her zaman diridir, rızka mazhardır."
 
Üst Alt