Osmanlı Cephesinde Bir Binbaşı ve Namazlığı!

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici

Osmanlı Cephesinde Bir Binbaşı ve Namazlığı!

Birinci Dünya Harbinin devam ettiği Osmanlı cephelerinden birisi de köyümüzün güneyinde, Karatepe mevkiindeki cephe idi.
Ruslar, Günyüzü Köyü, Telme Köyü Yaylası, Çilhoroz ve Çaputlu hattında yani Şiran'ı doğusundan çevreleyen cepheler kurmuşlardı.
Osmanlı cephesi olan Karatepe'ye mahsus birçok önemli hatıra halkımız arasında nesillerden nesillere anlatılarak aktarılır.
Çanakkale savaşından iki askerimizin resmi vardır.
Bakılınca yırtık elbiseler, yokluklar içinde cepheden çıkmış o iki askerimizin yüzündeki ifadeler adeta yüreğimize işler, o döneme götürür bizi.
İşte Karatepe de anlatılan hatıralar bundan farklı değildir.
Bu vatanı ecdadımız hangi zorluklar ve yokluklar içinde biz torunlarına bırakmışlar.
İşte bu hususu hatırlarız biz bu tarihi kıssalarımızdan.
Ve tarihi sorumluluğumuzu hissederiz ve ibret alırız.
Telme Köyü'nden Hacı Süleyman Efendi oğlu Rahmetli Hüseyin Dayı ile geçmişlerden sohbet ederken söz askerlikten açıldı.
Biz Türk milleti olarak askerlik hatıralarımızı yıllar yılı anlatırız.
İşte Hüseyin Dayı da Çorum da iken bir zat Şiranlı olduğunu duyunca derin bir ah çekiyor ve şu hatırasını anlatıyor :

- Biz Karatepe de idik. 1. cihan savaşında Karatepe Osmanlı Cephesi vardı, bende orada askerdim. Savaşın 3. yılı idi. Birliğimiz de yiyecek kalmamıştı. Yokluk içinde cephemizi savunuyorduk. Bulabildiğimiz yiyeceklerle idare etmeye çalışıyorduk. Herkes aç ve perişandı. Cepheyi terk etmedik. Kararlıydık, son nefesimize kadar vatan topraklarını savunacaktık. Bir komutanımız vardı, binbaşıydı rütbesi. Komutanımızın üzerinde namaz kıldığı koyun postundan bir namazlığı vardı. Komutanımızın namazlığının küçülmeye başladığını görüyorduk. Askerler aramızda merak ettik ve gizlice gözlediğimizde komutanımızın açlığını gidermek için namazlığında bir parça kesip ateşte pişirip yediğini gördük. Bu durum karşısında gözlerimiz doldu. Elimizde son kalan hazır yiyeceklerini bize veren, kendisi açlığa göğüs geren böyle komutanlarımız vardı önümüzde hey oğul diyerek sohbetini bitirdi.
 
Üst Alt