Tıkandı baba ve sultan mahmud han

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici




TIKANDI BABA VE SULTAN MAHMUD HAN
Osmanlı padişahlarından cennet mekanı sultan Mahmut han bir gün halkı denetlemek için tedbiri kıyafet halkın arasına karışır.
İstanbulun bir kaç bölgesini dolaştıktan sonra galatadan geçerken bir demirci dükkanından gelen ses ilgisini çeker ve selam verir içeri girer.
Yaşlı bir ihtiyar elinde bir çekiç, tıkandı da, tıkandı, tıkandıda, tıkandı diyerek örse vurmaktadır.
Sultan Mahmut:
- Hayırdır baba ne o tıkanan, diye sorar.
İhtiyar:
- Gel evlat oturda anlatayım.
- Nedir o tıkanan der.
Karşısındakının padişah oldugunu bilmeyen ihtiyar anlatmaya başlar.
Bir gece rüyamda 3 çeşme gördüm, ilk çeşmeden gürül gürül su akıyordu sordum?
- Bu çeşmeden akan nedir rızık çeşmesi padişahındır, bu dediler ikinci çeşmeden yine su bolca akıyordu bu kimin diye sordum? vezir-i azamın dediler, 3 cü çeşmedende çılız bir su akıyordu, bu kimin diye sordum? senin dediler. Bende elime bir çöp alıp musluğun gür akması için deliği kurcaladım, bir baktım çöp orda kırıldı, musluk tıkandı, bundada çok az damlamaya başladı, o günden sonra ismimiz tıkandı baba oldu, dilimizde ise tıkandı sözü kaldı.
Sultan Mahmut saraya döner, askerlere bir tepsi tatlı yaptırılmasını emreder, her dilimin altınada bir osmanlı altını koydurur, ve bunu falanca yerdeki tıkandı babaya götürün, verin, der, askerler tepsiyi alırlar, tıkandı babanın dükkanına götürürler, verirler.
Adam tepsiye bakarki tatlı var, derki:
- Ben bu bir tepsi tatlıyı satayımda eve birşeyler götüreyim.
Yan komşusuna tatlıyı satar o paraylada eve erzak alır.
Evin yolunu tutar.
Sonra aradan uzun zaman geçer, sultan yine halkı denetlerken tıkandı babayı görürki yine dükkanda tıkandı da tıkandı diyerek çekiçle vurmaktadır. İçeri girer ve derki:
- Baba sana falanca zaman bir tepsi tatlı gelmedimi?
- Geldi evlad ..
- Eee ne yaptın?
- Yan taraftaki komşuya satıp eve erzak götürdüm.
Sultan:
- tamam, der.
Saraya döner sonra askerlerine emir verir:
- Bir tavuğun içine 5 kese altın koyun tıkandı babaya götürün verin der.
Askerler götürüp tıkandı babaya tavuğu verirler, tıkandı baba içini açıp bakmadan tavuğu yine komşusuna satar.
Aldığı paraylada eve erzak alır.
Yine bir zaman sonra sultan Mahmud han halkı denetlemek için yola çıkar, tıkandı babayı merak eder dükana varırki bizim tıkandı baba yine elinde çekiç tıkandıda tıkandı diye vurmaktadır.
Sultan dayanamaz yine sorar:
- Baba sana falanca zaman tavuk gelmedimi?
- Geldi.
- Ne yaptın?
- Komşuya sattım.
Sultan durumu anlar, ve adamı tutar kolundan saraya gelirler.
Sultan hazine odasına götürür tıkandı babaya derki:
- Baba şu çuval şuda kürek al doldur.
Tıkandı baba, heyecanla küreği altınlara daldırır, ama heyecandan küregi ters tutmuştur.
küreği kaldırınca küreğin sırtında 1 tek altın kalır.
Sultan mahmut askerlerine derki:
Tıkandı babayı alın istanbulun en yüksek tepesine götürün eline bir taş alsın taşı nereye kadar attı orayı ona tahsis ederim.
Askerler, tıkandı babayla birlikte, İstanbulun en yüksek tepesine çıkarlar:
- Baba hadi bir taş al at..
Tıkandı baba o heyecanla kayaya sarılır zar zor kaldırır taşın ağırlığını kaldıramaz.
Taş tıkandı babanın başına düşer ve tıkandı baba oracıkta ölür.
Sultan Mahmut haberi alınca o meşhur sözünü söyler.
VERMEYINCE MABUD NEYLESİN MAHMUD.
Tıkandı babanın öldüğü yere defnedilir.
Mekanı cennet olsun inşaAllah...

 
Üst Alt