Goralıların Türklüğü

TÜRKOĞLU

Aktif Üyemiz
Gora  yazıları
Gora yazıları
Maddi Kültür Verilerinin Işığında Goralıların Türklüğü Meselesi

Bu araştırmanın inceleme konusu Goralıların maddi kültür varlıklarıdır. Goralılar Kosova’nın Şar Dağları bölgesindeki yüksek dağ köylerinde yaşayan ve ‘Goralı’ adı ile bilinen, Gorançe adı verdikleri bir dil konuşan topluluktur. Yaylak-kışlak tarzı yaşam biçimini sürdürmekte olan topluluk hayvancılık, lokantacılık, dokumacılık, zanaatkarlık gibi işlerle geçinmektedir.

Kültürel gelenekleri ve yaşam biçimleri ile çevrelerindeki Sırp, Bulgar, Makedon ve Arnavutlardan farklı özellikler gösteren bu Müslüman topluluk, dil özellikleri, örf ve adetleri ile Türk kültürünün içinde yerlerini almaktadır.

Bütün bu özelliklerine maddi kültür varlıklarının özellikleri de eklenince – özellikle aile damgaları, halı ve kilim dokumacılığı ile ilgili kültürleri, mezar taşı gelenekleri, “canbala” veya “Curcan” adını verdikleri hıdrelez/nevruz gelenekleri– Goralıların kavimler göçü sırasında Orta Asya’dan çıkıp, Karadeniz’in Kuzeyinden Balkanlara inmiş eski Türk topluluklarından oldukları düşüncesini ortaya çıkarmaktadır.

Gökle ilgili bir motif olan çarkı felek motifi Gora mezar taşlarında en çok kullanılan motiftir. Türk mitolojisine göre Gök kubbeye gök çarkı deniliyordu. Bu çarkın içinde yedişer gruba ayrılan yirmi sekiz burç bulunmaktaydı. Bu çark dönerdi ve bu çarkı ise bir çift gök ejderi çevirirdi. Çarkın çemberi felektir. Türklerin İslam sanatına da uyarladığı bu motif, genellikle dairesel bir çember ve çemberin merkezinde kenarına doğru ışınsal olarak yayılan çizgilerden oluşur. Bu çizgiler, rüzgar gülü gibi hep aynı yöne dönüktür. Motif anlam olarak, dünyanın dönüşü, düzeni ve yaşamın devir daimini ifade eder. İnsan yaşamı için, başlayıp devam eden ve biten, her devirde yeni bir turu başlatan bu çark, yaşam düzenini temsil eder. Bu neden daha çok mezar taşlarında karşımıza çıkar. Gökle ilgili olarak eski Türk eserlerinde Sibirya’da, Altaylarda, Tuva’da ve başka yerlerde bu motifle sıklıkla karşılaşılır.36 Bazen güneş motifi ile aynı anlamı taşır. Bu duruma uyan çark tasvirlerinin örneklerini Bezeklik ve

Kızıl’daki Uygur duvar resimlerinde, Kuşanlar da görmek mümkündür.

Geometrik esaslı bir diğer motif ‘Mühr-Süleyman’dir. Motifin esası iki üçgenden oluşmaktadır. Tabanları birbirine paralel gelecek şekilde üst üste yerleştirilen iki eşkenar üçgenin oluşturduğu altı kollu yıldızdır. Yıldız motifi Gök inanışları ilgili olarak Hunlardan beri Türk sanatında kullanılan bir motiftir. Selçuklu döneminde Süleyman Şah, Alaaddin Keykubat ve Sultan Keyhüsrev adına darb edilmiş sikkeler üzerinde altı kollu yıldızlar kullanılmıştır. Osmanlı döneminde de sevilerek yaygın bir şekilde kullanılan motif, mezar taşlar, maden eserler, ağaç işçiliği, mimari gibi alanlarda uygulanmıştır. Ayrıca yeniçeri bayraklarında orta işareti olarak da görülür. Bazı örneklerde merkezinde ay, güneş, yıldız veya başka bir sembol de bulunur. Motif, Hz. Süleyman’ın mührüne benzediği için ‘mühr-ü Süleyman’olarak adlandırılmıştır.

Gora halk sanatlarında damga olarak kullanılan motiflerden biri de şemalaştırılmış ok-yay motifidir. Ok-yay avla ilgili bir semboldür. Aynı zamanda bir savaş idmanı olan av, Türk kültüründe Hun devrinden itibaren kurumsallaşmış bir hale gelmiştir.

Yaşam biçimi olarak, hayvancılıkla geçinmeleri, yaylacılık yapmaları, atı yaşamlarının her aşamasında kullanmaları, Nevruz geleneklerinin olması, çayır güreşleri yapmaları, göçer kültüre özgü zanaatlarla uğraşmaları, giyim kuşam özellikleri, doğum, düğün, bayram, ölüm ile ilgili örf adet ve gelenekleri kullandıkları dilin eklemeli bir dil oluşu ve kelime köklerinin Türkçe veya Türkçeleşmiş kelimeler oluşu, Dillerinde çok fazla Türkçe kelime bulunması, gibi durumlar, Goralıları Türk kültürünün içinde değerlendirmemiz için önemli ölçülerdir.

Ayrıca mezar taşları ile dokuma ve işlemelerde karşılaşılan eski Türklerin yer ve gök inanışları ile ilgili sembolik motifler de Gora halk sanatlarında ön plana çıkan bir özelliktir. Bütün bu özellikler temellerini milattan önceki asırlarda Orta Asya’da doğmuş proto Türk kültürlerinden başlayan köklü bir geleneğe bağlıdır.

Gora halk sanatlarında Türk kültürünün evren tasavvuru, renk ve motif sembolizminin izleri aşikardır. Bunda kuşku yoktur. Eski Türk inanış biçimlerinin sanatsal motiflere yansımış formları ve bunların İslami gelenek ile harmanlanmış biçimleri ortadadır.Bu kültürel gerçeklikleri tarih sahnesinden silme çabası içinde olanlar bilmelidirler ki, Goralıların bütün benliklerine işlemiş olan bu kültürel özellikleri, ancak onların soylarının yok olması halinde ortadan kalkabilir. Goralılar Asya steplerinden at üzerinde uzun bir yolculukla engin coğrafyalar aşmış, Karadeniz’in kuzeyinden geçerek Balkanlara inmiş ve kendilerine Şar dağlarını yurt seçmişlerdir. Eski yurtlarındaki yaşamlarını Goraya taşımışlar ve doğal olarak aynı coğrafyayı paylaştıkları diğer topluluklarla kültürel etkileşim içerisinde de bulunmuşlardır. Ayrıca, asker bir millet olan Hunların torunları ve muhtemelen Kıpçakların devamı olduğunu savunduğumuz Goralılar, kendileri gibi yurt edinme amacıyla ve ancak farklı bir rotayla bölgelerine ulaşan Osmanlıları benimsemiş, onlarla kaynaşmış ve onların askeri olmuşlardır.
Tülin ÇORUHLU
 
Üst Alt