Gılgamış değil Bilgameş

TÜRKOĞLU

Aktif Üyemiz
Bilgames
Bilgames
Sümer destanı Gılgameş’teki (Sümer varyantı Bılgames, Bılgamış) isimlerin Türk halklarının destanlarındaki kahramanlara (Alpamış, Alpomis, Alpmanas) ses bakımından benzer olması da, büyük ve ciddi bir inceleme konusu olmalıdır. Gılgamış’a, Sümer varyantında, Bılga‘meş, Bılgames (Bılgamiş) şeklinde de rastlanır ki, “Bilge” kelimesi eski Türkçe de “bilgili”, “deha”; Sümerce de ise “bege”, “danışman, deha, baba” manalarına gelir. Türk destanlarında Bilgebek, Bilge Kağan, Bilge Hakan, Bilgames (bilgili, kahraman, pehlivan) ismindeki kahramanlara çok rastlanır. Bilge Kağan yazıtı “bilge” kelimesinin Türklerde önceden mevcut olduğunu gösterir. Bilge Hakan, kahramandır, her şeyi bilen bir hakandır. Bu hakan, sadece cismen değil, ruhen de güçlü bir şahıstır. O, hakanlık derecesine ulaşıncaya kadar şamanlığın bütün makamlarını geçer. Kendisinde şamanlığın her özelliği bulunur. Şaman, tanrı ile insanı bağlayıcı köprüdür.

O, zalim ve kötü ruhlarla mücadele ederek galip gelir. Bazen de, koruyucu ruh rolüyle kötü ruhların sultanlığı olan yer altı dünyasına yolculuk eder. Orada kötü ruhların eli altındaki tutsakları azat eder. Altın elma, altın kuş, ab-ı hayat ve başkalarını alıp döner. Altay ve Sibirya şamanları hakkındaki tetkiklerde şamanın bu vazifesi detaylı olarak incelenmiştir. Bilgemiş de yer altı dünyasına yolculuk eder, yurdunun kötü düşmanlarını öldürür, ebedi hayat suyu aramak için “gidip de dönülmeyen” ülkesinin yolunu tutar.

Sümer mitolojisinde İştar; aşk, muhabbet, mahsul ve üretim yaratıcısı anlamında kullanılır. Divanü Lûgati’t-Türk’te Kaşgârlı Mahmut “işler” kelimesinin “hatun, hanım” manasına geldiğini ve adlandırılma tarihinin çok eskilere gittiğini söyler. Türk halklarında “kadın yaratıcılar” mukaddes sayılmıştır. Onlar için kurbanlar adanmış ve tütsüler çıkarılmıştır. Büyük ihtimalle “is” Türklerin geleneğinde çeşitli kokuların mistik bir nesne olarak kullanılması yahut da hastalıklarda tedavi olarak kullanılması da Sümerlerdeki bu tasavvurda çıkmış olsa gerektir. Bu anlamıyla ateş, alev ve tütsü mukaddes sayılmıştır. Bunlar, ilk önce kadın mabudelerle sembolleştirilmiştir.

Sümer mitolojisindeki Enü, gökyüzü tanrısıdır. O, Uruk (Sümerce Unug, yani Uluğ manasındandır.) şehrinin gökyüzündeki koruyucusu sayılır. Enü, Türkçe de ki “ana” (anne) kelimesine benzer. Eski yazılarda da Umay Ana ismi dile getirilir. Türk halkları arasında ürün yaratıcısı sayılır. Kaşgarlı Mahmut onu “kahraman erlerin koruyucusu” şeklinde tarif eder. Dummuzi (Tammuz), Sümer mitolojisinde “İştar’un sevgilisi; yer altına, cehenneme mahkûm edilen” kişidir. Tammu-Tammuz kelimesi, Divanü Lugati’t- Türk’te de “cehennem” manasında kullanılır (Kaşkarlı, 1960a). Alişir Nevaî bu cehennem manasında bu kelimeyi kullanır (Kaşgarlı, 1960b). Görüldüğü gibi Sümer mitolojisindeki esas kahramanların isimleri Türkçedir. Bunun dışında “Bılgamış” destanıyla “Alpamış” destanının son bölümlerindeki olaylar birbirine benzer. Bu, Bilgemiş (Gilgemiş) ve Alpamış’ın öteki dünyaya seferi, Bilgemiş-Enkidü, Alpamış- Kultay münasebetlerinde görülür. Hatta bu iki destandaki rüya motifi de çok benzer. “Alpamış” destanında Karacan, Alpamış’ı rüyasında görür. Onun arkadaşı ve yardımcısı olur. “Alpamış, çobanların evinde yattığında bir rüya görür. Aradığı sevgilisi Barçın da bir rüya görür. Kaşal arasında doksan Kalımak’ın içinde Karaşan Alp da bir rüya görür.”

“Bilgemiş” destanında da Gılgamış Enkidü’yü rüyasında görür. Onun arkadaşı ve en yakın yardımcısına dönüşür (Alpamiş, 1998).

Doç.Dr. Cabbar IŞANKULU / Aktaran: V. Savaş YELOK
 
Üst Alt