BİR | Senai DEMİRCİ

ceylannur

Yeni Üyemiz
BİR __Senai Demirci
]Biri iste; başkaları istemeye değmiyor. Başkaları istemezken seni, önce O istedi.

]Yolunu bekleyen yokken,hiç ummadığın bu varlığı ]isteyeceğini bildi.
]Seni yoklar arasından seçti ve istedi.
]Yokluğunun derdinde değilken başkaları, varlığını O önemsedi. Sen şimdi, başkasını istesen bile,
]başkası seni istemiyor. Yüzü seni istiyormuş gibi görünse de, özü sana sessizce veda ediyor. Elinde olsa da,
]elinde kalmıyor. Yanında olsa bile, sana vefa göstermiyor. İstediğin kadar seninle kalmıyor.
]İstediğince sana yâr olmuyor. İstediğin yere gelmiyor. Sürekli eskiyor, eksiliyor. Arkasını dönüp gidiyor.
]Yanına kâr kalmıyor.

]Biri çağır; başkaları imdada gelmiyor. Sen kendi sesine bile yabancı ve sağırdın. Sesinin yutulduğu,
]sözünün boğulduğu o unutulmuşluktan seni O aldı. Kendi sesin bile erişemezdi kulağına.
]Herkesin sana sağır olduğu yerde, yokluğuna ağlayışına, eksikliğine yanışına kulak veren O oldu.
]Ağlayanın bile olamazdı yoksa. Eksikliğin kimsenin derdi olmazdı asla. Sevdiklerinin çağırdığı yerde hiç olmasaydın, seni şimdi hiç çağıran olmayacaktı. Adını anmayışlarına bile aldırmayacaklardı.
]Sessizliğini kocaman bir imdat çığlığı olarak duyan ilk O oldu. Seni çağırmasını bile bilmeyecekleri
]niye çağırıp durursun? Her çağırdığın yere gelemeyecekler için nasıl da çığlık çığlığa koşturuyorsun.
]Başka çağırdıkların sana çare olmuyor. Kalbinin sesini duymuyor. Yaralarını görmüyor.
]Hüzünlerinin yanağına serinlik sunmuyor.

]Biri talep et; başkaları lâyık değiller. Kimselere lâzım olmadığın zamanlarda, varlığını lüzumlu gören
]yalnız O oldu. Kimselerin seni beklemediği odalarda, seni bekleyen, senden vazgeçmeyen bir O oldu.
]“Olsan da bir, olmasan da bir” sanıldığın dönemlerde, başkalarının gözünde hiç değerin olmadı.
]Yokluğun dipsiz kuyularından elinden tutup çekecek başka kimse yoktu.
]Unutuşun karanlık odalarında yüzüne bakıp seni var etmeye değer gören yalnız O oldu.
]Sen O’nu talep etmeden, O seni talep etti. Kendi yokluğunu kendinin bile dert edinmediği sonsuz
]sağırlıktaki betonların altında seni bir O buldu. Arayanının bile olmadığı talihsiz bir kayıptın sen,
]seni hiç olduğun yerden aldı, aranılır kıldı. Var olmaya değer olduğun konusunda hep ısrarcı oldu.
]Seni her an yeni baştan var etti. Her sabah yeni bir beden içinde uyandırdı.
]Başkaları seni gözden çıkardı ama O hiç çıkarmadı.
]Biri gör; başkaları her vakit görünmüyorlar, zeval perdesinde saklanıyorlar.
]Sen seni O seni gördü diye gördün. Senin kendini görmen bile O’nun seni görmesinden sonra oldu.
]O seni görmek için görünür olmanı bile şart koşmadı. Hesaplarda yoktun. Ortalıkta gözükmüyordun.
]Görünmeye değer değildin. Görmeye mecalin zaten yoktu.. Başkaları yokluğunu göremezdi ki
]yokluğuna acısın da seni gözdesi eylesin. Başkaları eksikliğini hesaplayamazdı ki, varlığınla bir şeylerin tamamlanacağına inansın. Sen görmeye istekli değilken, görmek istediğini gördü. Sen kendi körlüğüne bile
]kör iken sana gören gözler verdi, görmeye değer güzellikleri hazır etti. Yoksa başkaları ne seni görürdü
]ne sana görünür olurdu. Başkaları görmeye değer bulmadı seni.
]Öyleyse, sen onları niye görmeye değer bulasın? Başkalarının gözünden düşeceksin nasılsa,
]onların gözüne girip de n’edeceksin? Başkalarının teveccühlerinin başköşesinde yer kapmak hatırına
]O’nun seni görmek istediği yerlerden kaçtın. Seni umursamayan gözlerde,
]aradığın merhameti bulamayacaksın.
]Boş yere yorulma. Mahzun ve yalnız bir gözyaşı gibi düş dünyanın gözünden…

]Biri bil; marifetine yardım etmeyen başka bilmekler faydasızdır. Sen kendi yokluğunu bilmezdin,
]senin yokluğunu bir O bildi. Sen kendini bilmediğini bilmezdin, senin kendini bilmediğini de O bildi.
]Seni yoklukta buldu. Kendini bilir eyledi. “Ben” diye/bilmene izin verdi. Sen her gece kendini sensiz bıraktın, unuttun uykularda bedenini; ama O seni unutmadı, O’nsuz bırakmadı, göz yummadı varlığına.
]Yokluğunu hesaba katamazdı başkaları, bir O hesapladı sevdiklerinin gözlerinde olacak o korkunç boşluğu. Varlığını yokluğuna tercih etti. Yoklar arasında bildi seni. Başkaları bilse de seni,
]en fazla bir ölü listeye yazarlar adını. En fazla bir soğuk taşa kazırlar hatırını. Unuturlar seni.
]Önce unutmayacaklarına inanırlar. Sonra unuttuklarına utanırlar.
]Sonunda unuttuklarını da unuturlar.

]Biri söyle; Ona ait olmayan sözler lüzumsuz sayılabilir. Nefesine bir O’nun adı yakışır.
]Sesin bir O’nu anmaya değer. Sözün bir O’nun hatırına yaşar.
]Başkaları ölüdür, diri nefeslerine değmez. Başkaları unutur, sımsıcak sesini harcamaya gelmez.
]Başkaları hatır bilmez, söz etmeye değmez. Hu
 
Üst Alt