Dil kurur, göz bakar, ruh kadrine kanar!

MustafaCİLASUN

Özel Üye

307118_217356238321480_138677532856018_622633_469796133_n.jpg






Ne söylense


Akıl ve sırra erişmek için umutla beklense


Her lahzanın şevkiyle gönül ihsanı dile gelse ve hasredilse


Hiç kimseye buğuz edilmeden, halin dilinden aşkın firkatiyle bir yol görünse



İnsan ihsandır


Kulluğun inşası için umut içinde ki candır


Vuslat niye en müthiş heyecandır, akıl sahibi için sınavdır


İradi olmak haktır, farkı fark etmeyen ve bizar olan zavallı bir insandır



Mizanı şehreyle


Nefsinin zerk ettiği ne varsa tahkik eyle


Zafiyetlere sakın meyletme, umutsuz olmak için cehdetme


Rahmet ve mağfiretin sahibinden kat a yüz çevirme, vicdanını iyi dinle



Sabinin feryadı


Anne yüreğini dağlar ve gözyaşı akar


Baba vakar içinde neticeyi anlamak için sessizce bakar


Gönlünün feryadını bastırmak adına, sebat eylemeyi edebi hali sayar



Mahzun soluk


İçinde beslediği umutlar ne kadar soluk


El değmemiş burukluklar ne derin içli bir suskunluk


Sabır içinde diriliş ve silkiniş şevkin pervazlarında ki ulvi konuk



Tenler eriyor


Bedenler paramparça ediliyor, seyrediliyor


Arlanmak kimler için en nadide nutuk, kim hakikati gözetiyor


Geçmiş zaman sükûnet içinde sesleniyor, ibretler önümüze seriliyor



Akıl duruyor


İzan sanki çaresizliğe mahkûm ediliyor


Peki, ruh hangi vicdanın senasında inliyor ve anı bekliyor


Yaşanmayan aşk nasıl dillerde geziyor, hal libassız resmediliyor



Ey Rabbim


Yalnız senden yardım diler ve bekleriz


İradi olmaya kadir olmayan azmimizin mahcubiyetiyle ağlarız


Zamanın içinde yanan ve dağlanan canız, ne vakit el açsak muhtacız



Sevda sanki yitik


Buğuz edilen ve lanetlenen sanki bizlerdik


Tefrika içinde lime lime edilmeye yüz tutan milis derdindeydik


Hangi dilin rengine girdik, kalbi olmaktan arîleştik, elhak iltica ettik




Mustafa CİLASUN

 
Üst Alt