ABD'nin saygın gazetesi New York Times Türk halkının AB hevesini kaybettiğine dikkat çekerek, "Türk yetkililer gizli konuşmalarda müzakereler 2014'te hala çıkmazda olursa, tamamen iptal edilebileceğini söylüyor" iddiasını yazdı.
Dan Bilefsky imzasıyla yayımlanan "Türkiye için Avrupa'nın cazibesi sönüyor" başlıklı makale şöyle:
Ekonomik bunalım AB'yi yerle bir ederken, yeni yeni kendinden emin duruş sergilemeye başlayan Türkiye Batı yerine daha fazla Doğu'ya yöneliyor ve şu can sıkıcı soruyu soruyor: Türkiye, Avrupa onu reddetmeden önce Avrupa'yı reddetmeli mi?
TÜRKİYE KÜÇÜMSENİYORDU
Türkiye'nin karizmatik Başbakanı Tayyip Erdoğan 2002'de iktidara geldiğinde, AB üyeliğini amaçları arasında en başa koydu. Türkiye'yi Batı'ya yönlendirmeye kararlı olan AK Parti, azınlık haklarının geliştirilmesi ve ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları hafifletilmesiyle Batılı normlara yaklaşmayı hedefledi. Ancak Türkiye'nin girişimleri AB üyesi ülkelerin bazıları tarafından şüpheyle karşılandı, hatta küçümsendi. Müzakereler, üyeliğe açılan belirgin bir yol açamadan uzadıkça uzadı. Uzmanlar şimdi, üyelik konusundan soğuyan tarafın Türkiye olduğunu söylüyor.
ABD'nin saygın gazetesi New York Times, Boğaz kıyısında çekilen bu fotoğrafa yer verdiği haberinde şu yorumu yaptı:
"Osmanlı İmparatorluğu bundan 100 yıl önce dağılırken Türkiye, "Avrupa'nın hasta adamı" adını almıştı. Ancak bugün Avrupa Birliği öksürürken, değişen Türkiye'nin yıllık büyüme tahmini yüzde 7.5."
İLİŞKİLER TAMİR EDİLEMEZ
Öte yandan, Türk yetkililer AB ilişkilerinin tamir edilemez bir noktaya geldiğini, Rum Kesimi'nin gelecek yıl birliğin başkanlığını üstlenmesiyle ilişkilerin daha da kötüleştiğini belirtti. Osmanlı İmparatorluğu bundan 100 yıl önce dağılırken, Türkiye, "Avrupa'nın hasta adamı" adını almıştı.
Bugün Avrupa öksürürken, Türkiye'nin yıllık büyüme tahmini yüzde 7.5. Kıbrıs'ın Temmuz 2012'de AB dönem başkanlığına gelmesiyle, Türkiye'nin birçok alanda hiçbir ilerleme kaydedemeyeceği neredeyse kesin. Türk hükümetinin Kıbrıs'ın başkanlığını boykot edeceğini açıklaması, tüm müzakerelerin askıya alınması anlamına geliyor. Türk yetkililer gizli konuşmalarda, müzakerelerin 2014'te hâlâ çıkmazda olması halinde, tamamen iptal edilebileceğini belirtiyor.
AVRUPA'NIN DAHA ÇOK İHTİYACI VAR
Makalede, Türk halkının AB üyeliğinden vazgeçmeye başladığı belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
"Avrupa giderek yayılan kredi kriziyle sarsılmışken, Arap Baharı'nın Türkiye'ye bir bölgesel güç olmak için fırsatlar sunması, bölgedeki ülkelerin birkaç yıl önce akla bile gelmeyecek bir adımı değerlendirmelerine neden oldu: AB'den topluca uzaklaşmak. Türkiye'nin geçen hafta Suriye'ye karşı ağır yaptırım kararı ve olası askeri müdahale için hazırlıklara başlaması, Ortadoğu'da sergilediği sert politikaya delil oluşturdu. Türkiye, Mavi Marmara baskınından bu yana İsrail'in Filistinlilere uyguladığı muamelenin neden olduğu bölgesel öfkenin de güçlü bir sesi haline geldi.
German Marshall Fund'un 2004'te yaptığı ankette üyeliği destekleyenler yüzde 73'tü. Bu oran 2010'da bu yüzde 38'e geriledi. Türkiye ile soğuk ilişkiler Avrupa'nın Arap dünyasında nüfuz kaybetmesine neden olurken, NATO üyesi Türkiye, bölgede Batı için önemli bir muhatap haline geliyor. Onlarca yıldan bu yana ilk kez uzmanlar Avrupa'nın Türkiye'ye, Türkiye'nin Avrupa'ya ihtiyaç duyduğundan daha fazla gereksinimi olduğunu belirtiyor.
OTORİTER ÇİZGİ
Avrupa'nın azalan nüfuzu, Türkiye'nin Arap dünyasında model olma iddiasını da çürütebilir. İnsan hakları savunucuları, AB üyeliği ihtimali olmaksızın Türk hükümetinin otoriter çizgisinin kontrolsüz bir şekilde büyüdüğü uyarısını yapıyor. Avrupa Komisyonu'nun kasımdaki raporunda Türkiye'de 64 gazetecinin hapiste olduğuna ve hükümeti eleştiren büyük bir medya grubunun 2.5 milyar dolarlık vergi cezasına çarptırıldığına yer veriyordu.
Dan Bilefsky imzasıyla yayımlanan "Türkiye için Avrupa'nın cazibesi sönüyor" başlıklı makale şöyle:
Ekonomik bunalım AB'yi yerle bir ederken, yeni yeni kendinden emin duruş sergilemeye başlayan Türkiye Batı yerine daha fazla Doğu'ya yöneliyor ve şu can sıkıcı soruyu soruyor: Türkiye, Avrupa onu reddetmeden önce Avrupa'yı reddetmeli mi?
TÜRKİYE KÜÇÜMSENİYORDU
Türkiye'nin karizmatik Başbakanı Tayyip Erdoğan 2002'de iktidara geldiğinde, AB üyeliğini amaçları arasında en başa koydu. Türkiye'yi Batı'ya yönlendirmeye kararlı olan AK Parti, azınlık haklarının geliştirilmesi ve ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları hafifletilmesiyle Batılı normlara yaklaşmayı hedefledi. Ancak Türkiye'nin girişimleri AB üyesi ülkelerin bazıları tarafından şüpheyle karşılandı, hatta küçümsendi. Müzakereler, üyeliğe açılan belirgin bir yol açamadan uzadıkça uzadı. Uzmanlar şimdi, üyelik konusundan soğuyan tarafın Türkiye olduğunu söylüyor.
ABD'nin saygın gazetesi New York Times, Boğaz kıyısında çekilen bu fotoğrafa yer verdiği haberinde şu yorumu yaptı:
"Osmanlı İmparatorluğu bundan 100 yıl önce dağılırken Türkiye, "Avrupa'nın hasta adamı" adını almıştı. Ancak bugün Avrupa Birliği öksürürken, değişen Türkiye'nin yıllık büyüme tahmini yüzde 7.5."
İLİŞKİLER TAMİR EDİLEMEZ
Öte yandan, Türk yetkililer AB ilişkilerinin tamir edilemez bir noktaya geldiğini, Rum Kesimi'nin gelecek yıl birliğin başkanlığını üstlenmesiyle ilişkilerin daha da kötüleştiğini belirtti. Osmanlı İmparatorluğu bundan 100 yıl önce dağılırken, Türkiye, "Avrupa'nın hasta adamı" adını almıştı.
Bugün Avrupa öksürürken, Türkiye'nin yıllık büyüme tahmini yüzde 7.5. Kıbrıs'ın Temmuz 2012'de AB dönem başkanlığına gelmesiyle, Türkiye'nin birçok alanda hiçbir ilerleme kaydedemeyeceği neredeyse kesin. Türk hükümetinin Kıbrıs'ın başkanlığını boykot edeceğini açıklaması, tüm müzakerelerin askıya alınması anlamına geliyor. Türk yetkililer gizli konuşmalarda, müzakerelerin 2014'te hâlâ çıkmazda olması halinde, tamamen iptal edilebileceğini belirtiyor.
AVRUPA'NIN DAHA ÇOK İHTİYACI VAR
Makalede, Türk halkının AB üyeliğinden vazgeçmeye başladığı belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
"Avrupa giderek yayılan kredi kriziyle sarsılmışken, Arap Baharı'nın Türkiye'ye bir bölgesel güç olmak için fırsatlar sunması, bölgedeki ülkelerin birkaç yıl önce akla bile gelmeyecek bir adımı değerlendirmelerine neden oldu: AB'den topluca uzaklaşmak. Türkiye'nin geçen hafta Suriye'ye karşı ağır yaptırım kararı ve olası askeri müdahale için hazırlıklara başlaması, Ortadoğu'da sergilediği sert politikaya delil oluşturdu. Türkiye, Mavi Marmara baskınından bu yana İsrail'in Filistinlilere uyguladığı muamelenin neden olduğu bölgesel öfkenin de güçlü bir sesi haline geldi.
German Marshall Fund'un 2004'te yaptığı ankette üyeliği destekleyenler yüzde 73'tü. Bu oran 2010'da bu yüzde 38'e geriledi. Türkiye ile soğuk ilişkiler Avrupa'nın Arap dünyasında nüfuz kaybetmesine neden olurken, NATO üyesi Türkiye, bölgede Batı için önemli bir muhatap haline geliyor. Onlarca yıldan bu yana ilk kez uzmanlar Avrupa'nın Türkiye'ye, Türkiye'nin Avrupa'ya ihtiyaç duyduğundan daha fazla gereksinimi olduğunu belirtiyor.
OTORİTER ÇİZGİ
Avrupa'nın azalan nüfuzu, Türkiye'nin Arap dünyasında model olma iddiasını da çürütebilir. İnsan hakları savunucuları, AB üyeliği ihtimali olmaksızın Türk hükümetinin otoriter çizgisinin kontrolsüz bir şekilde büyüdüğü uyarısını yapıyor. Avrupa Komisyonu'nun kasımdaki raporunda Türkiye'de 64 gazetecinin hapiste olduğuna ve hükümeti eleştiren büyük bir medya grubunun 2.5 milyar dolarlık vergi cezasına çarptırıldığına yer veriyordu.
