Yâdımdan nükseden bir hüzün var, ey yar…

MustafaCİLASUN

Özel Üye


394451_586565814711711_1912756883_n.jpg









Ne kadar gizlesem
Her lahzanın ümitleriyle yeniden dirilsem
Sabır denen deryanın derinliğinde hicran ile nefeslensem
Bilmem ki ne vakit içimin sızısını dindirsem, şevki sürur ile nazar etmeyi hissetsem


Artık aynaların sır perdesi kalmadı
İçselliğin ak sedası her yanımı sardı, mecal uzaklaş
şen yaprak, kuruyan toprak, sevdasına adanmış yüreğin titremesine bak
Ömürden geçilse, risaleler ezberlense, idrak firkate yenik düşşse, hal bizar, umut hazandır


Neden kalabalıklar haz vermiyor
Ruhuma sancı zerk ediyor, hüzün her lahzada sesleniyor
Anlayamadığım, kavrayamadığım bir yabancılığın korkusu mu nüksediyor
Şaşkınlığım, abartılı bulduğum, asla haz alamadığım keşmekeşlik her yanımda bitiyor


Ten ne kadar güzel olursa
Nefeslerin dikkatlerini celbe dip üzerinde toplasa
Ruhunda ve kalbinde hak ve hakkaniyet azmi bulunmuyorsa yaradır
Ne sefih bir gamdır, ruhsuz bir maceradır, zafiyet içinde çürüyen mecaldir, korksa da


Kalbin hangi halinden söz edeyim
Aklın derecelerini hangi idrakimle şerh edeyim
Vasfımı aşikâr eyleyen nadanlığımın ayan olan farkını nasıl gizleyim
Ruhumdan tebarüz eden yükün altında, gönül bahçemin kalın surlarından sesleneyim


Ne kadar zulmetsen
Ah u zar etmem için sabrımı denesen
Ömrü besteleyen güfteyi notalara çevirip sazendeye versen
Mızrap kırılır, akort darılır, saz mahzunlaşır, sazende şaşkınlık içinde etrafına bakınır


Mustafa CİLASUN
 
Üst Alt