Ay ay bebek gelişimi

ceylannur

Yeni Üyemiz
11.AY BEBEK GELİŞİMİ

11_ay_gelisim.jpg



Bebeğiniz artık rahatlıkla ayakta durabilir ve bunu yaparken her türlü yardımı reddeder. Ayrıca, ayakta iken yavaş yavaş eğilip, düşmeden oturma pozisyonuna

geçebilir. Bunu yaparken arada durur ve eğilip iki bacağının arasından bakar. Etrafını farklı açılardan görmek onu heyecanlandırır.
Bebekler ortalama olarak 11 aylıkken, sehpa kenarına tutunarak yürüyebilirler. Ancak bu her bebekte değişen bir durumdur ve sizin bebeğiniz de bunu daha erken ya da daha geç becerebilir. Sehpa kenarında çok rahat yürümeye başladıktan sonra yavaş yavaş ellerini bırakacaktır veya tutunmayı aniden unutacaktır. Tek ayağının üzerinde ve parmak ucunda yürümeyi deneyecektir. Tüm desteğini tek eline vererek eğilip yerden bir oyuncak almaya çalışabilir.

Bebeğiniz ayağa kalkıp, tutunarak da olsa yürümeye başladığında ayakkabı giymeye hazır demektir. Ancak ayak kaslarının güçlenmesi için ev içinde mümkün olduğunca çorapla gezdirmeye devam edin. Bebek çok iyi yürümeye başlayana dek ayakkabılar yumuşak ve elastik olmalıdır. Birçok anne, bebeğinin kalın ve sert tabanlı ayakkabı giymesi gerektiğini düşünür, ancak bu yanlış bir kanıdır. Sert ayakkabılar ayağının burkulmasına neden olabilir.

Merdivenler hemen hemen tüm çocukların ilgisini çeker. Çoğu bebek yukarı çok rahat çıkar ve merdiven başına vardığında nasıl ineceğini bilemediğinden korkarak ağlamaya başlar. En az bir sonraki aya kadar merdiven inmeyi beceremeyecektir. Bebeğiniz merdiven çıkmayı öğrendiğinde sürekli olarak gözetiminiz altında olmalıdır.

Bebeğiniz, tüm bunları denerken birçok kez düşecektir. Eğer bu düşmelere çok büyük tepkiler göstermezseniz, bebeğiniz de -çok canı acımadığı sürece- tepki vermez. Eğer bir düşme sonrasında bebeğiniz ağlayacak gibiyse ona sarılın ve sanki çok komik bir hareket yapmış gibi gülün, onu da güldürmeye çalışın. Sadece sizi güldürmek için tekrar düşmeye çalışmayacağından emin olmalısınız.

Bebeğinizin uyku düzeni de bu ay değişebilir. Uykuları gün içinde kısalıp, geceleri uzayabilir. Ya da gün içinde iki uykuyu birleştirip bir kez, ancak uzun süreli uykuya yatabilir. Bu gibi durumlarda bebek tüm öğleden sonra uykusuz kalacağından akşam yemeğine doğru huysuzlaşabilir. Bu yüzden belki de en iyi yol, öğle yemeğini erken verip, hemen yemek sonrasında uyumasını sağlamak, yani tek uykuyu mümkün olduğunca geçe almaktır.

Bebek geceleri uykuya dalmakta zorlanıyorsa, banyosunu gece yaptırmayı deneyin. Ilık bir banyo, onun tüm gece boyunca uyumasına yardımcı olacaktır. Eğer henüz başlamadıysanız, her gün yıkamaya başlamak için iyi bir dönemdesiniz; çünkü bebek hem gün içinde yerlerde dolaşmaktan, hem de kendi kendine yemek yemeye çalışmaktan kirlenir.

Onbirinci ayda bebek fiziksel gelişiminin yanı sıra diğer birçok alanda da gelişim gösterir. Örneğin, mutfaktan gelen ses ve kokulardan, akşam yemeğinin hazırlanmakta olduğunu anlar. Bunu önceden anlayarak, fazla "sabır" gösteremese de, herhangi bir şey için bekleyebilmeyi öğrenir.

Bazı zamanlar bebeğinizin ona söylediğiniz şeyleri duymadığını düşünmek sizi endişelendirebilir. Aslında bebeğiniz, böyle zamanlarda yaptığı işle o kadar meşguldur ki size cevap vermek istemez. Ancak duyma ile ilgili endişeleriniz büyüyorsa çocuk doktorunuza danışmalısınız.

Birinci senesinde çok az bebek kelime söyleyebilir ve bilinenin aksine konuşma bir zeka belirtisi değildir. Birçok bebek pasif kelime hazinesine sahiptir; yani söyleyemese bile yaklaşık on nesnenin anlamını bilir ve -istediğinde- basit talimatlara uyabilir. Şimdiye kadar yapmadıysanız, talimatlarınıza "lütfen" ve "teşekkür ederim"i eklemek için en uygun zamandır. Bebeğiniz konuşmaya başladığında, bu kelimeler doğrudan konuşmasına yansıyacaktır.

Bebeğinizin konuşmasındaki kusurların bebeğinizin dil gelişimini bozacağını düşünmeniz yersiz bir endişe kaynağıdır. "Bebek tarzı konuşma" hemen her dilde mevcuttur ve normal şartlarda dil gelişimini etkilemez.

Bebek artık çok düzgün olarak nesneleri kavrar ve parmaklarını daha iyi kullanabilir. Başparmak ve işaret parmağı ile nesneleri daha kolay tutar; örneğin bir muz parçasını ustalıkla tabaktan alabilir.

Keşfetmeye yönelik davranışları onu oyuncak ve diğer nesneleri sınıflandırmaya yönlendirir. Bebek sürekli olarak şekil ve ebatları inceler; örneğin plastik bir kap ile cam bardağın arasındaki farkı anlamaya çalışır. Küçük bir kabın büyüğün içine gireceğini, ama tam tersinin olamayacağını bilir.

Bebeğinize kitap okumak ve resimler göstermek bebeğin etrafındaki nesneleri daha iyi tanımasını sağlar. Ancak ona bu dönemde harf veya kelime öğretmeye çalışmayın. Bunun yerine kitaba bakmayı sevimli bir oyun haline dönüştürün.

Bu dönemde bebek "oyuncak nerede?" oyununu oynamaya bayılır.

Saklanan oyuncağı daha ustalıkla arayabilir. Eğer oyuncak daha önce saklanan yerde değilse bile mutlaka başka bir yerde gizlenmiş olduğunu bilir. Aramaya devam eder ve sizin de ufak tefek yardımınızla bu büyük sır çözülür!

Anne ve babanın bebekle ilişkileri farklıdır, ancak her ikisi de çok değerlidir. Farklı görünüşler, farklı fikirler ve farklı iletişim bebeğin insanları ve çevresini daha rahat anlamasını sağlar. Eğer bebeğinizi tek başına büyütüyorsanız, karşı cinsten insanlarla iletişim kurmasına olanak tanımalısınız. Eğer bu insanlar ara sıra da olsa, bebeğinizle bire bir iletişim kurarlarsa, bu size de biraz dinlenme imkanı verir.

Bebeğiniz hala daha sizin desteğinize ihtiyaç duyar. Size her sarıldığında veya ilgi beklediğinde karşılık göreceğinden emin olmalıdır.

Onu şımarttığınızı söyleyen yakınlarınıza kulak asmamalısınız.

SOSYAL FİZİKSEL ZİHİNSEL
• Saklanma-bulma veya top atma gibi oyunlardan çok hoşlanır.
• Her zaman katılımcı olmayabilir.
• Sürekli onaylanmayı bekler.
• Destekle ayakta dururken öne doğru eğilebilir.
• Ayakta dururken düşmeden oturabilir.
• Parmak ucunda durabilir.
• Çömelir ve eğilir.
• Kutu kapağını kaldırır.
• Kitap sayfalarını, birer birer olmasa bile çevirebilir.
• Nesneleri bilinçli olarak yerlerine koyabilir.
• Ufak nesneleri tutup kaldırabilir.
• Kaşığı ağzına götürebilir.
• Ayakkabı ve çorabını çıkartabilir.
• Amacına ulaşabilmek için araçlar kullanmayı dener; örneğin ufak bir iskemleyi
yürüteç gibi kullanmayı deneyebilir.
• Bazı nesnelerin sembolü olan kelimeleri hatırlar ("uçak" dendiğinde gökyüzünü işaret edebilir).
• Söyledikleri hala anlaşılamaz; ancak birkaç anlamlı ses çıkarabilir.
• Ritmik sesleri ve yüz ifadelerini çok rahat taklit eder. _
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
12.AY BEBEK GELİŞİMİ

12_ay_gelisim.jpg



Bebeğinizin o bitmez tükenmez enerjisini gördüğünüzde, onun hastaneden eve getirdiğiniz ufacık yaratık olduğuna inanamazsınız. Artık "kendi olma bilinci" çok

gelişmiştir.
Yani artık kendini "farklı" bir insan olarak görmekte ve boyunu, ihtiyaçlarını ve isteklerini net olarak bilmektedir.

Yaklaşık her beş bebekten üçü 12. ayda yürümeye başlar, ancak bunun bir genelleme olduğunu unutmamak gerekir. Onikinci ay sonunda bebeğinizin ayakta desteksiz durabilmesi, ancak yürümeye hazır olmaması da normal bir gelişim sayılır.

Bebeğin ilk adımları genelde düşmeyle sonuçlanır; bu zamanlarda bebeğe sarılmak ve hiçbir şey olmadığını yumuşakça anlatmak onu tekrar yürümesi için cesaretlendirecektir . Düştükten sonra canının yanmasından çok, başarısız olduğu için ağlar. Bu yüzden yanına koşup endişenizi ona gösterirseniz, düştüğü için daha çok üzülecektir.

Bebeğinizin, ayaklandıktan sonra bile emeklemeye devam etmesi sizi endişelendirmemelidi r. Yürümeye yeni başlayanlar, emekleyerek istedikleri yere ulaşmaları daha kolay olduğundan bir süre daha emeklemeyi tercih edebilirler.

Zaman içerisinde bebek yürüme işlevinin tüm mekaniğini anlayacaktır. Makul bir güvenle, düz bir hat üzerinde yürüyebildiği zaman, köşeleri nasıl döneceğini veya düşmeden, kendi isteğiyle nasıl duracağını keşfedecektir. Hareketli bir bebek oyun parkından veya yatağından tırmanabilir ve bu tehlikeli bir biçimde düşme riskini arttırır. Bebeğiniz tırmanmayı çok seviyorsa, karyolasının bir tarafını biraz aşağı indirebilirsiniz, böylelikle daha rahat içeri girer veya dışarı çıkar, ancak odayı olası tehlikelerden arındırmalısınız.

Bebeğiniz kaşık veya çatalı çok iyi kullanmasa da kendi kendine yemek yiyebilir. Uygun zamanlarda elleriyle yemek yemesine izin verin ve yaptığı dağınıklığı hoş görün. Genelde, ebeveyn yemek yedirdiğinde, bebeğin zorlandığını düşünür ve aslında o yemeği sevse bile reddedebilir.

Bu dönemde bebeğiniz, biraz daha hareketlendiğinden, kilo alması yavaşlar. Gün içinde tek öğün yiyip, birkaç yiyecek dışında önüne sunulan her şeyi reddedebilir. Az yediğini düşünmenizin bir nedeni de sindirim sisteminin artık yemekleri eskisinden daha etkili bir biçimde sindirmesidir. Yemek yeme alışkanlıklarının yanı sıra yemek tercihleri de bu dönemde oldukça belirginleşir. Aniden bebeğiniz çok sevdiği muzu reddedip her öğün elma yemek isteyebilir. Bu tamamen normaldir.

Bu dönemdeki bebeklerin gün içinde en az bir kez dinlenmeye, yani uykuya ihtiyaçları vardır. Genelde uyku için en iyi zaman öğle yemeğinden hemen sonra olmakla birlikte, bu her zaman gerçekleşemeyebilir. Kendi düzeninize ya da onunkine uygun olarak, bebeğinizi farklı zamanlarda uyumaya teşvik edebilirsiniz.

Bu ayın başında bebeğiniz, gündelik eylemleri ile ilgili ona söyleyeceğiniz pek çok şeyi anlar. Bu ay sonunda bir iki kelimeyi kendine özgü bir şekilde söyleyebilir.

Bebek hala uzanabildiği her şeyi anlamaya ve öğrenmeye çalışmaktadır. Eline aldığı her şey kurcalanmalı, sallanmalı ve yere atılmalıdır. Işığı açıp kapamak ise en heyecan verici oyunlardan birisidir. Hareket eden hemen her nesne onu cezbeder ve artık nesneleri parçalara ayırmaktan değil, bir araya getirmekten hoşlanır.

Oyuncak satın alırken, oyuncak kutularının üzerindeki yaş sınırlamalarına özellikle dikkat etmelisiniz. Bunlar çocukların zihinsel kapasitelerinin yanı sıra güvenlik nedenleriyle de konulmuştur. Eğer kutudaki yaş sınırı 3 yaş üzerini gösteriyorsa, bunun nedeni bu oyuncakların daha küçük yaştakilerin ağızlarına sokabilecekleri küçük parçalarının olmasıdır.Artık daha karmaşık oyunlardan hoşlanır. Örneğin elbiselerini kendi çıkarmak isteyebilir.

Bebeğiniz bir an çok anlayışlıyken hemen sonrasında huysuzlaşabilir ve dediklerinizi dinlemeyebilir. Etrafında oynayacak birileri olduğunda dediklerinizi daha kolay kabul eder. Her ne kadar bu dönemde beraber oynamasalar da yakınında bir yaşıtı olması hoşuna gider, ancak genelde daha büyük çocuklarla oynamayı tercih eder.

Oyuncak hayvanlar bu dönemde bebeğinizin favori oyuncaklarıdır ve genelde 1-2 tanesine çok bağlanırlar. Bu oyuncaklar genelde uykuya "geçişe" yardımcı olup, sizin bir alternatifiniz olurlar.

Her çocukta farklılık göstermekle beraber ayrılma korkusunu bu dönemde yoğun yaşarlar. İnsan yadırgama da aynı şekilde değişkendir: bir yere gidildiğinde yakınında olmaya çalışın, evdeyken bebek kendi başına dolaşabilir ve keşfe çıkabilir. Her ne kadar yadırgama son bir iki aydır azalmış olsa da hareketlendikten sonra tekrar başlayabilir.

Bu ay sonunda bebeğiniz bir mizah anlayışı geliştirecektir. Örneğin yaptığı bir şeye güldüğünüzü gördüğünde bunu tekrar tekrar yapar.

Bu dönem bebeğiniz aynı zamanda farklı ruh hallerini de yansıtacaktır. Bebeğin ruh hali tamamen sizin ruh halinize bağlıdır; eğer siz çok sinirliyseniz, bebeğinizi sakin tutmak pek mümkün olmayacaktır. Sinirli olduğu zamanlarda kısa bir süre için bebeği odasında yatağına bırakıp, kapısını kapatabilir ve biraz sakinleşmesini bekleyebilirsiniz. Göreceksiniz, gösterecek insan olmadığında bebeğinizin siniri hemen geçecektir.

Bebeğinize disiplin verirken tutarlı olmanın önemini daha önce belirtmiştik. Ancak yaşı ilerledikçe çevresinde her şeyin tutarlı olmadığını anlayacaktır. Eğer sürekli bebeğin arkasında koşturursanız, bir zaman sonra size dikkat etmeyi bırakacaktır. Planladığınız disiplin taktiklerini tehlike potansiyeli olan veya çevresini rahatsız eden durum ve davranışlar için saklamalısınız. Hatırlanması gereken ne kadar az kural olursa, bunları uygulaması da o kadar kolay olur.

Yakında bebeğiniz 1. yaşını kutlayacak. Her ne kadar bu yaşgünü, bebekliğin bitişini gösterse de bebekçe davranışların bitmiş olduğunu göstermez. Ancak bebekliğin verdiği çaresizlik dönemi arkada kalmış ve olgunlaşma dönemine girilmiştir. Ve sizin "çok özel" bebeğiniz, "çok özel" bir çocuk olma yolunda hızla ilerlemektedir.

SOSYAL FİZİKSEL ZİHİNSEL
• Anne-babaya, tanıdıklarına ve sevdiği nesnelere şefkat ve ilgi gösterir.
• Uykuya karşı direnir.
• Ruh halleri değişkenlik gösterir.
• Anne-babadan ayrılmaya karşı çok tepki gösterir.
• Ebeveynlerden, gereğinden fazla yardım bekler.
• Sevmediği yemeklere veya yemek yedirilmeye direnir.
• Espri anlayışı gelişir.
• Kalkma, yürüme ve dolaşma karışımı bir eylem içersindedir.
• Tutunmadan bir iki adım atar veya tekerlekli bir oyuncağa dayanarak yürür.
• Karyoladan tırmanabilir.
• Merdiven çıkabilir.
• Ayaktayken kolayca oturma pozisyonuna geçebilir.
• Çömelme pozisyonundan ellerini kullanarak ayağa kalkabilir.
• Telefon, araba gibi oyuncakları kullanmayı öğrenir.
• Bir eli diğerine tercih eder.
• İki nesneyi kol altlarına sokup, üçüncüsünü eline alabilir.
• Kendisine verilen talimatları ve söylenilen pek çok şeyi anlar.
• "Anne" dışında bir iki kelime daha söyleyebilir.
• Dergi ve kitaplardaki hayvanları tanır.
• Kaybolan bir nesneyi, görmese bile son bulduğu yere bakar.
• Olayları daha uzun süre hatırlar. __________________
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
1-2 YAŞ ARASI ÇOCUK GELİŞİMİ

1_yas.jpg



1 ila 2 yaşındaki bebeklerin bu dönemde fiziksel, hareket, zeka, dil ve sosyal gelişimlerinde değişme olur. Uzman Psikolog Şebnem Kartal bu dönemde görülen gelişmeleri sizler için derledi.

Bebekler 1 - 2 yaş döneminde enerji doludurlar, bu inanılmaz enerjiyi de dünyayı tanımak, çevrelerini keşfetmek ve meraklarını gidermek için kullanırlar. Hayal güçleri ve taklit yetenekleri artmıştır. Hareket,konuşma ve düşünme becerileri hızla gelişmektedir. Ne kadar çok uyaranla karşılaşırlarsa, bu becerileri ve beyinleri o oranda gelişir. Bebekler dünyayı oyunla tanırlar, mekan ve araçlar - malzemeler ne olursa olsun her türlü oyun bebeğinizin gelişimini destekleyecektir. Bebeğinize evin her köşesini keşfetme olanağı tanıyın (tehlikeli mekanlar hariç) ve asla eviniz dağılıyor gibi bencil bir gerekçeyle onu bir odaya hapsetmeyin Fırsat buldukça dışarıya çıkmasını sağlayın, hem temiz hava alacak, hem de dış dünyayı tanıma fırsatı olacaktır..

Fiziksel gelişimi
1. yılda bebekler genellikle doğum ağırlıklarının 3 katına ulaşırlar. 3 kilo 250 gr doğmuş bir bebek, bir yılın sonunda yaklaşık 9.5 - 10 kilo civarında olur. Boyları ise 20 - 25 cm artar, yani doğduğunda boyu 48 cm. olan bir bebek yaşını doldurduğunda 70 cm civarında olur. 15. aya kadar bebeklerin çoğunun 8 dişi tamamlanır.

Hareket gelişimi
Bu dönemde bebeklerin enerji dolu olduklarını yazımızın başında belirtmiştik. Hareket becerilerinin artması onları çevrelerindeki insanlara bağımlılıktan kurtarır ve bu da kendilerine olan güveni artırır. Bu dönemde bebeğinize fazla miktarda yasaklar koymanız her yaptığına ''Hayır'' demeniz, her ellediğine ''Cıs'' demeniz sizinle inatlaşmasına ve huysuzlaşmasına sebep olur. Dünyayı keşfetme istekleri o kadar yoğundur ki, sizin engellemelerinizi er ya da geç aşıp, isteklerine ulaşacaktır. Bu yüzden bu dönemde çocuğunuza sürekli yasaklar koymaktansa, onun için tehlikeli olduğunu düşündüğünüz şeyleri ortadan kaldırın. Böylece hem onu tehlikelerden korumuş olursunuz, hem bebeğiniz sürekli engellemelerden dolayı kendine olan güvenini kaybetmez, hem de çatışma ve inatlaşmadan dolayı aranızdaki iletişim zedelenmemiş olur. Hangimiz kapısı sürekli kilitli tutulan bir odada ne olduğunu merak etmeyiz? Dikiş kutusunu ortada bırakarak 1 yaşındaki çocuğuna bunu ellememesi gerektiğini öğretmeye çalışan aile sayısı hiç de azımsanacak miktarda değil. Özellikle iyi eğitim almış aileler çocuklarını ''Disiplinli'' büyütmeye çalışırlar. ''Disiplin'' iyi bir şeydir, ama 1 yaşındaki bebeğinizi disipline sokacağım diye yaşamını yasaklarla bezemeyin lütfen, bunun için 2 - 3 sene daha beklemeniz, çocuğunuzun ruh sağlığı için daha iyi olacaktır. Bebeğinizin bağımsızlığını kazanmasını istiyorsanız, hareketlerini mümkün olduğu kadar az sınırlandırın. Bebekler, genellikle yaşlarını karşılarken yürürler. Daha önceki sayılarda da belirttiğimiz gibi, bebekler arasında bireysel farklar vardır, bazı bebekler 11. ayda yürürken bazıları 15. ayda yürür. Bebeğinizin yürümesini desteklemek için onunla aranızda uygun bir mesafe bırakarak onu çağırın. Bu mesafe ne bebeğinizin cesaretini kıracak kadar uzun olmalı, ne de onu yürümeye teşvik etmeyecek kadar kısa olmalı. Bebeğiniz yürürken düşerse, ''Eyvah vah vah'' diyerek üzerine atlamayın, bebeğinizin düşmesinin doğal olup olmadığını ve o durumda telaşlanılacak bir şey olup olmadığını anlamak için size bakacaktır, siz telaşlanırsanız, o da telaşlanıp ağlamaya başlar ve cesareti kırılır. Yaşını doldurmuş bir bebek ayrıca, ufak objeleri (ekmek kırıntısı) toplayabilir, küpleri veya diğer objeleri daha büyük bir kutuya atıp, tekrar çıkarabilir. 2 yaşına doğru karalamalar yapabilir, yetişkin sandalyesine oturabilir ve hareket edebilen oyuncaklarla oynayabilir. Bu dönemde çocuğa hareketini kendisinin başlatabileceği oyuncaklar alabilirsiniz; top, araba, kamyon ve diğer itilip çekilebilen oyuncaklar ve tef, piyano, davul gibi oyuncak müzik aletleri. Ayrıca onu kalem ve kağıtla da tanıştırabilirsiniz, bardakla su içmesi veya kaşığını kullanarak yemek yemesi için de onu destekleyebilirsiniz .

Bilişsel (zeka) gelişimi
Bu dönemde bebekler daha önce gördükleri nesne, kişi ve olayları hatırlayabilirler. Örneğin, bebeğiniz ilk karşılaşmasında kendisini üzen birini 2. kez gördüğünde, geçmiş deneyimini anımsayarak bu kişiden uzak durabilir. Aynı becerinin devamı olarak, kaybolan oyuncaklarını son gördükleri yerde arayabilirler. Bir başka deyişle, göremedikleri şeylerin varlıklarını devam ettirebildiğinin farkındadırlar. Oyuncak ayıları ortada olmayabilir, ama bu ayının yok olduğu anlamına gelmez, yatak odalarında veya mutfakta unutmuş olabileceklerinin bilincindedirler ve onu arama çabasına da girebilirler. Ayrıca, bu dönemde amaçlarına ulaşmak için araç kullanabilirler, Sandalyeye çıkarak masanın üzerinde duran oyuncaklarını almak gibi... Bu örnekte bebek oyuncağına ulaşmak için sandalyeyi araç olarak kullanabileceğinin farkındadır, bu da zihinsel gelişiminin bir göstergesidir. Taklit yetenekleri iyice artmıştır ve deneme - yanılma yoluyla her şeyi öğrenmeye çalışırlar. Oyuncaklarını defalarca yere atıp, geri vermemiz için bize ellerini uzatırlar, bu bize anlamsız gelebilir, ama onlar bunu yaparken mutlaka yeni bir şeyler keşfetmeye çalışıyorlardır.

Dil gelişimi
Bu dönemde bebekler söylenen pek çok basit cümleyi rahatlıkla kavrayabilirler. Hatta sizin küçük direktiflerinizi yerine getirebilirler, ''Evet'' ve ''Hayır'' ın anlamlarını bilir ve yapmalarına izin vermediğiniz şeyi anlayabilirler. 1,5 yaşına doğru birçok bebek vücudunun belirli parçalarını gösterebilir. Bu dönemde bebeğinizle vücudun parçalarını gösterme oyunu oynayarak onun dil gelişimini destekleyebilirsiniz . 2 yaşına doğru ise vücudunun 1 - 2 parçasını kendisi söyleyebilir. Bebekler arasında bireysel farklılıklar olduğunu unutmamak koşuluyla, bebeğinizin bir yaşından itibaren 4 ila 10 sözcük arasında sözcüğü söyleyip söylemediğini kontrol edebilirsiniz. Bebekler 2 yaşlarına doğru 2 kelimeyi yan yana getirerek cümle kurmayı da başarabilirler, ''Anne gel'', ''Hadi git'' gibi... Bebeğinizin dil gelişimini desteklemek için onunla bol bol konuşun, radyo veya uygun programlar varsa televizyon dinletin. Oradan duyduklarınızı oyun haline getirip, bebeğinizle tekrar edin ve yaş dönemine uygun kitaplar seçerek, bunları okuyup, onun da sayfalar bakıp sözcükleri tekrar etmesini veya ses çıkarmasını teşvik edin. Çocuğunuzun yanlış söylediği bir şeyi düzeltmeyin, bu onun konuşma cesaretini kırabilir veya kendine olan güvenini azaltabilir. Bunun yerine yanlış söylediği sözcüğün doğrusunu söyleyerek, onun bunu doğru söylenişi öğrenmesini sağlayabilirsiniz.

Sosyal - duygusal gelişimi
Bu dönemde bebeğiniz bağımsızlığını ilan etmiş özerk bir bireydir artık. Ayrı bir kişi olduğunun farkındadır. Hareket serbestisini de kullanarak sosyal ilişki kurmaya çabalar. Örneğin, eline geçirdiği bir nesneyi sırayla salonda oturan herkesin eline verip, sonra geri alıp, sonra tekrar diğerlerinin elineverir. İşte bu alış - veriş onun sosyal ilişki kurma isteğinden kaynaklanır. Yukarda sözünü ettiğimiz eşyayı yere atıp, geri verilmesini beklemesinde de sosyal ilişki kurma isteğinin etkisi vardır. Yine bu dönemde, yabancılara karşı korku ve endişe gözlenebilir, bu da bilişsel gelişiminin bir göstergesidir; demek ki bebeğiniz artık yabancılarla daha önce gördüğü kişileri rahatlıkla birbirlerinden ayırt edebilmektedir.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
2-3 YAŞ ARASI ÇOCUK GELİŞİMİ

2_yas_gelisim.jpg



Önceki yazımızda çocukların iki yaş dönemine doğru kendilerinin bağımsız birer birey olduklarının farkına varmaya başladıklarından söz etmiştik. Bu bağımsızlık duygusu
bu yaş döneminde çocuğun çevresindekilerle çatışmaya girmesine, her konuda onlarla inatlaşmasına sebep olabilir. Bazen anne-babasıyla o kadar inatlaşır ki, neyi isteyip neyi istemediğini bile anlayamazsınız. Örneğin; acıkmıştır ama yemek yememekte direnir veya uykusu geldiği halde uyumamakta direnir vb. Çocuğunuzun sizinle inatlaştığı dönemlerde onunla başa çıkmanın en iyi yolları şunlardır;

Her şeyden önce bu durumda soğukkanlılığınızı korumaya çalışın. Yoksa ona kimin büyük kimin küçük olduğunu ispatlamak gibi bir savaşa girmeyin. Bütün amacınız çocuğunuzun elde edemeyeceği bir şeyden vazgeçmesini sağlamak olmalı. Ona hayatta her istediğini elde edemeyeceği gibi bir hayat dersi vermek değil.
Çocuğunuza kararlı ve tutarlı bir tavırla yaklaşın. İstediği şeyi neden yapamayacağınızı basit bir şekilde açıklayın ve kararınızdan kesinlikle vazgeçmeyin. Önce ''hayır'' dediğiniz birşeye sonradan ''evet'' derseniz, çocuğunuz bunu size karşı sürekli kullanmaya başlayacaktır. Siz pes edene kadar da sizinle çatışmaya devam edecektir.
Sizin kararlı olduğunuzu anlayabilmesi için ona zaman verin. İstediğinizi anlattıktan sonra bir süre bekleyerek sakinleşin ve durumu anlaması için zaman tanıyın. Sizinle inatlaştığında dikkatini olumlu bir yöne yöneltebilirsiniz. Vitrin önünde 16. kamyonunu satın almanız için bağırıyorsa geçen bir kediyi veya ilgisini çekebilecek herhangi bir şeyi göstererek dikkatini dağıtabilir ve hemen oradan uzaklaşabilirsiniz. Çocuğunuza sonsuz alternatifler yerine sınırlı seçenekler sunun. Sabah uyandığında ''Hangi kazağını giymek istersin'' diye sormak yerine, ''Kırmızı kazağını mı, yoksa yeşil kazağını mı giymek istersin?'' diye sorun. Yemek yerken de mutlaka sebze yemeği yemesini istiyorsanız; ''Ispanak mı yersin, yoksa karnıbahar mı?'' diye sorabilirsiniz.
Bu şekilde çocuğunuz kendisine değer verdiğinizi, onun seçimine öncelik tanıdığınızı düşünerek sunulan seçeneklerden birini daha kolay kabul edecek, siz de makul iki seçenekten birini kabul ettirebildiğiniz için kendinizi rahat hissedeceksiniz.

Fiziksel gelişim
2. ve 3. yaşlarda boy ve kilo artmaya devam eder. Ama bu artış ilk yıldaki kadar hızlı değildir. Büyüme hızı zamanla azalır. İki yaşında çocukların boyu yaklaşık 83 - 86 kilosu ise 12 - 14 kilodur; üç yaşında bir çocuğun boyu 93 - 96 cm ve ağırlığı da 14 - 16 kilo civarında olur. İki yaş çocukların 20 süt dişi vardır ve 3 yaşına kadar bu dişlerin çoğu tamamlanır.

Hareket gelişimi
Bu dönemde çocukların hareket becerileri iyice artmıştır. Ellerini ve parmaklarını çok daha iyi kullanabilirler. Bir kaptan diğerine su boşaltabilir, 5 - 6 küp üst üste koyabilir, topu havadan atabilir. Dengesi oldukça gelişmiştir; tek ayağının üzerinde durabilir, top oynayabilir ve yardımla veya yardımsız merdivenlerden aşağıya inmeye çalışır. Anne-babalar yeni becerilerini geliştirmelerinde çocuklarına ortam yaratıp,onları cesaretlendirirlerse , bu becerileri hızla gelişecektir. Örneğin; çocuklar bu dönemde giysilerini kendileri giymekten çok hoşlanırlar. Anne ve baba zaman ayırıp ufak yardımlarla çocuklarının bu becerilerini geliştirmeleri için onlara fırsat tanımalıdır. Ellerine geçirdikleri tüm nesnelerle oynayabilir, nesneleri inceleyebilirler. İki yaşından itibaren objeleri dizmeyi, boy ve renklerine göre sıralamayı ve sınıflandırmayı becerebilirler. 30 - 36 aylık çocuklar 6 - 12 parçalık yap - bozlarla ve tuz seramiği ile oynayabilirler. Birinin oyunlarına katılmasından hoşlanır ama müdahale etmesinden pek hoşlanmazlar. Onların oyunlarına katılıp kendilerini lider gibi hissettirmeniz kendilerine olan güvenlerini artıracaktır.

Bilişsel gelişim
Bu dönemde çocuklar yetişkinlerin davranışlarını daha dikkatle incelemeye ve yetişkin rollerini daha iyi taklit etmeye başlarlar. Gözlem yetenekleri artmıştır ve oyunlara konsantre olmaları kolaylaşmıştır. Aylar önce olan olayları ve gördükleri her şeyi hatırlayabilirler. Bu dönemde bazı nesneleri sembollerle ifade edebilirler, büyük ve küçük, az ve çok kavramlarını anlayabilirler. Bazı renkleri tanı ve birbirine benzeyen eşyaları ve şekilleri eşleştirebilirler. Bilişsel gelişimlerini desteklemek için onlarla farklı boylarda nesneler koyup en uzun veya en kısayı bulma oyunu, farklı renkteki ve objeyi bulma oyunu veya benzer nesneleri eleştirme oyunları oynayabilirsiniz. Çocuğunuz bu dönemde basit açıklamalarla doğru ve yanlış, iyi ve kötü arasındaki farkları anlamaya başlar.

Dil gelişimi
Bu dönemde dil gelişiminde önemli bir gelişme gözlenir. İki kelimeyi yan yana getirip basit cümleler kurmaya başlanır. Geçmiş yaşantılarını basit bir şekilde anlatır, kendini ve duygularını ifade etmek için sözcükleri kullanabilirler. Çocuk örneğin; başını gösterip ''Düştü, acıyor'' diyerek acı çektiğini ifade edebilir. ''Top gitti'' diyerek kanepenin altına giden topu vermenizi isteyebilir vb. Konuşurken bağlaç ve zamir gibi detaylara girmemekle birlikte bizlerin en çok kullandığı sıcak, soğuk, büyük, küçük, az, çok gibi sıfatları kullanabilir.

Sosyal - duygusal gelişim
Çocukların farklı kişilikleri ve davranış biçimleri vardır. 2. yıldan sonra bu farklılıklar iyice belirginleşmiştir. Diğer çocuklarla oyun oynamaya başlayabilirler, ancak gene de paylaşmayı çok iyi bilmedikleri için bu oyun süreleri kısa ve sancılı geçebilir. Bu dönemdeki çocuğunuz arkadaşlarınızın çocuğuna oyuncağını vermek istemiyorsa, onun bencil bir çocuk olduğu yargısına varmanız kaçınılmazdır. Ancak bu davranışının yaşadığı dönemin bir özelliği olduğunu düşünerek kendinizi rahatlatabilirsiniz. Üç yaşından sonra çocuklarınızın diğer çocuklarla daha rahat oyun oynayabildiklerini ve oyuncaklarını paylaşabildiklerini gözlemleyebilirsiniz . Çocuklar bu dönemde yavaş yavaş iletişim kurabilirler, karşılarındaki kişinin üzgün ya da kızgın olduğunu veya yardıma ihtiyacı olduğunu anlayabilirler. Bu dönem çocukların korkular ve fobiler geliştirebildikleri bir dönemdir. Yeni ve farklı olan her şeyden korkabilirler. Anne - babalar çocuklarındaki bu değişime kendilerini hazırlamalı ve çocuklarına korkularının yersiz olduğunu anlatmak yerine onların kaygılarını azaltmaya çalışmalıdırlar. __________________
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
3-6 YAŞ ARASI ÇOCUK GELİŞİMİ

5_yas_gelisim.jpg



Önceki yazımızda çocukların 3 yaşından önce paylaşma duygularının yeterince gelişmediğini, bu yüzden diğer çocuklarla oynarken sorun yaşayabileceklerini yazmıştık. Çocuklar yetişkinlerle oyun oynamayı ve vakit geçirmeyi severler, ancak belli bir yaştan sonra kreşe gitmeleri ve kendi yaşıtlarıyla birlikte zaman geçirmeleri hem hoşlarına gidecek, hem de gelişimlerini olumlu yönde etkileyecektir.

Kreşte Uyumsuzluk
Çocuğunuzun yaşıtları siz yetişkinler kadar hoşgörülü ve özverili olmayabilir. Bu yüzden onların kreşe başladıkları dönem çok önemlidir. Ülkemizde aileler, kreş seçimi konusunda oldukça titizler. Ne yazık ki pek çok aile çocuğun kreşe başlama yaşı konusunda yeterince titiz ve bilinçli davranmıyor. Oysa, çocukları zamanından önce kreşe göndermek, hele de adapte olamadığını bile bile kreşe gitmeye zorlamak, onu psikolojik olarak olumsuz yönde etkileyebilir.

Tuvalet eğitimi ile ilgili sorunların ortaya çıkması, okuldan soğuma, uyku problemleri, beslenme alışkanlıklarında bozulma, saldırganlık, iletişim bozuklukları bu olumsuzluklardan birkaçıdır.
Ailelere, çocuklarını 3 yaşından önce kreşe vermemelerini öneriyoruz, bununla birlikte, çocuklar arasındaki bireysel farklılıklara yeniden değinelim ve her çocuğun kreşe gitme yaşının diğerinden farklı olabileceğini belirtelim.

Ben - merkezci çocuklar
Çocuğunuz 2.5 yaşında ve çok aktifse, diğer çocuklarla vakit geçirirken çok uyumlu davranırsa, oyuncaklarını paylaşma problemi yaşamaz ve tuvalet eğitimini aldıysa (kreşe gitmek için bu bir zorunluluk değildir) artık onun evde vakit geçirmekte zorlandığını hissederseniz, onu kreşe göndermenizde hiçbir sakınca yoktur.

Bazı çocuklar, diğerlerine göre daha ben- merkezcidir, paylaşmayı daha geç öğrenirler veya kendi kendilerine oyalanmaktan daha çok hoşlanırlar.
Ben - merkezci çocukların kreşe gitme yaşı daha geç olmalıdır. Bu mizaçta bir çocuğunuz varsa, sosyal ortamlara girip, uyumlu bir birey olmayı öğrenmesi için onu kreşe göndermekte acele edebilirsiniz. Ama sorunlarını arkadaşlarına yansıtıp, saldırgan davranışlar sergileyeceğini göz önünde bulundurun. Bu şekilde davrandığında çevresinden olumsuz tepkiler alacak ve kendini dışlanmış hissedecektir. Bu da daha fazla uyum problemi yaşamaya başlamasına sebep olur. Bu nedenle her anne - baba çocuğunun davranışlarını gözlemleyerek onun kreşe gitme yaşının gelip gelmediğini tespit etmelidir. Daha önce belirttiğimiz gibi çocuk büyütmenin formülü yada reçetesi yoktur.

Her çocuk farklı davranışlar sergiler
Genel olarak kreşe başlama yaşı 2.5 - 4 yaş arasında değişir. Çocuğunuzu kreşe başlatırken mümkünse kısa sürelerle başlayıp, daha sonra tam gün kreşe gönderin. Ayrıca, ikinci bir bebeğin doğumu beklenirse, bebeğin doğumu ile büyük çocuğun kreşe başlama tarihinin örtüşmemesine dikkat edin. Çocuğunuz kendisini evden uzaklaştırmaya çalıştığınızı düşünmesin.
Çocukların kreşe ilk başladıkları dönemlerde saldırgan davranışlarda bulunmaları doğaldır, saç çekme, tükürme, itme gibi yöntemlerle arkadaşlarına zarar vermesi, çocuğunuzun hasta ya da anormal olduğunu göstermez. Bu davranışlarının nedeni, bir şekilde bulunduğu ortamda rahatsızlık hissetmesidir.

Bizler nasıl rahatsızlığımızı ifade ederken sesimizi yükseltir, el - kol hareketleri yaparsak, çocuklarımız da rahatsızlıklarını ifade etme yolu olarak farklı davranışlar seçebilirler. Çocuğunuzun kreşe başladığı dönemi, onun sosyalleşmeyi öğrenmesinde yeni bir adım olduğunu düşünün; kısa sürede kreş ortamına ve kurallarına alışıp, uyum sağlayacaktır.

Eğer doğru zamanda, doğru yerde değilse bu mesajı size mutlaka verecektir. Onun mesajlarını asla kulak ardı etmeyin.

Fiziksel gelişimi
4 yaşından itibaren çocukların boyları genellikle yılda 6 - 8 cm. arası uzar ve kilolarında da yılda 2 3 kiloluk bir artış olur. 3 yaşında çocukların dişlerinin hemen hepsi çıkar. 5.yaştan itibaren süt dişleri yerini kalıcı dişlere bırakır. Kız çocuklarını fizik gelişimi, daha çabuk olur; kız çocukları vücutlarını daha kolay kullanır ve el becerileri de hızlı gelişir.

Hareket gelişimi
Çocuğunuz 3 yaşından itibaren el ve parmaklarını koordine edebilir. Kendi kendine yemek yiyebilir, çatal ve kaşığı rahatlıkla kullanabilir. Bisiklete (3 tekerlikli) binebilir, kısa sürelerle tek ayak üzerinde dengede durabilir, rahatlıkla merdiven inip çıkabilir ve eşyaları ya da oyuncakları itip çekebilir. 4 yaşından itibaren çocuklar koşabilir, tek ayak üzerinde zıplayabilir, kalem - kağıt ve makas işlerine elleri yatkınlaşabilir ve ev işlerinde ufak sorumluluklar alabilir.

Çocuğunuz 5 yaşına geldiğindeyse, artık sofrada yumuşak yiyecekleri bıçakla kesebilir, resim yapabilir, ayakkabısını bağlayabilir, merdivenleri koşarak inip çıkabilir ve duvarlara tırmanıp, yürümek isteyebilir. Çocuğunuzun bu hareketlerini yapmasına engel olmayın ve bunları yaramazlık olarak nitelendirmeyin. Bu hareketlerine sınırlandırma getirebilirsiniz, ama tamamen yasaklamayın. Örneğin, güvenli ortamlarda elinden tutarak, alçak bir duvar üzerinde yürümesine veya duvarlara karalama yapmak isterse, evin bir duvarını kağıtla döşeyip, orayı kullanmasına izin verebilirsiniz. Oyuncaklarını dağıtabileceğini, ama sonra toplaması gerektiğini söyleyin ve bunu yapması konusunda ısrarcı davranın. Çocuklar 3 - 4 yaş döneminde atma, yakalama gibi hareketlerde ustalaşırlar, 6 yaş döneminde ise çok rahatlıkla ip atlama, lastik atlama, top oynama gibi oyunları oynayabilirler.

Çocuğunuzun kreşe başladığı dönemi, onun sosyalleşmesinde yeni bir adım olarak düşünün.
Kısa sürede kreş ortamına ve kurallara alışıp uyum sağlayacaktır.

3 - 6 yaş dönemi çocuğu oyuncaklarını kendisi yaratabilir ve oyun ortamını kendisi düzenleyebilir. Anne - babalar çocuklarına sürekli yeni oyuncaklar almak yerine onlara oyuncak yapımında kullanabilecekleri malzemeler sağlamalıdırlar. Böylece çocuklarımızı birer ''tüketim canavarı'' ve doyumsuz bireyler olarak büyümekten korur ve bu yolla onun yaratıcılığını da desteklemiş oluruz. Çocuğunuz, yapımında katkısının bulunduğu oyuncakla oynamaktan daha çok zevk alacaktır. Örneğin, çocuğunuzla birlikte yemek yapabilirsiniz, evi toplayabilir veya temizlik yapabilirsiniz. Artık materyalleri kullanarak karton üzerine kompozisyon çalışmaları yapabilirsiniz. Bu çalışmalar için evdeki malzemelerin yanında, yürüyüş yaparken dışarıda topladığınız malzemeleri de kullanabilirsiniz. Sulu boya ile boyadığınız patates, yaprak veya ip ile baskı çalışmaları yapabilirsiniz. Çocuğunuza, hazır satılan boyalı hamurlardan almak yerine, 1 ölçü tuz, 2 ölçü un ve su ile yapabileceğiniz tuz seramiği hazırlayabilirsiniz. Ona zarar vermeyeceğinden emin olduğunuz her tür malzemeyi oyuncak yapımında kullanabilirsiniz. Tahta kaşıklardan tutun da, tuvalet kağıdı rulolarına, meyve kabuklarından, makarnaya kadar her şey oyun ve oyuncak malzemesi olarak kullanılabilir. Amacı çocuğun oyun sonucunda elde ettikleri değildir. Onun için öğretici olan oyun süresince öğrendikleridir. Önemli olan çocuğunuzun resim çalışması sonucunda güzel bir ağaç çizmesi değil, ağaç çizerken aldığı keyif ve elde ettiği bilgilerdir. Ne de olsa bir filmi sadece sonunda ne olacağını merak ettiğimiz için izlemeyiz.

BİLİŞSEL GELİŞİM
Bu dönemde çocuklar yetişkinlerin davranışlarını tam anlamıyla taklit edebilirler. Anlatmak istedikleri şeyleri simgelerle ifade edebilirler. Örneğin uzun kabarık bir etek giyerek, ''prenses oldum'' veya oyuncak tabağına kağıt doğrayıp, ''pilav yaptım'' diyebilir. Bu onun zekasının geliştiğinin bir göstergesidir. 4 yaşındaki çocukların çoğu 4 ana rengi tanıyabilir, şekilleri (kare, üçgen, daire gibi) birbirlerinden ayırt edebilir. Bu dönemdeki çocuğunuzla renk ve şekil kartları yapabilir, birbirinin aynı olan renkleri veya şekilleri bir araya getirerek eşleştirme, farklı veya aynı olanı bulma oyunu oynayabilirsiniz. Çocuklar 5 yaşından itibaren yönleri de öğrenebilirler (ön - arka gibi). Yine bu dönemde az - çok ve büyük - küçük gibi kavramları da anlayabilirler.

DİL GELİŞİMİ
3 yaşından itibaren çocuklar 3 - 4 kelimeli cümleler kurabilir ve yaklaşık 600 - 700 kelime öğrenirler. Bazı harfleri telaffuz etmekte güçlük çekebilirler. Çocuğun konuşma hatalarını tekrar etmek doğru bir davranış olmaz, bunun yerine yanlış söylediği sözcüklerin veya cümlelerin doğrusunu söylemek daha uygun olur. Bu dönemde çocuklar çok fazla soru sorabilirler, anne - babalar bu sorulara açık, basit ve doğru cevaplar vermelidirler.
Cevaplandıramadıklar ı soruları duymazlıktan gelmek yerine, daha sonra cevaplandıracakların ı söylemeleri daha uygun olur. Çocukla konuşurken basit cümleler kullanılmalı ve anlamadığı şeyler tekrar edilmelidir. Konuşurken ona söz hakkı verilmeli, onun söylediği cümleler genişletilerek ve yanlışı varsa düzeltilerek tekrar edilmelidir.

SOSYAL - DUYGUSAL GELİŞİMİ
Bu dönemde çocuklar doğru ve yanlışı bilirler, fakat her zaman buna göre davranmazlar. Örneğin; oyuncaklarını arkadaşlarıyla paylaşmalarının iyi bir şey olduğunu bilirler, ama her zaman bunu yapmazlar.
Daha önceki sayıda da belirttiğimiz gibi bu yaşta çocuklar daha sosyal olmaya başlarlar. Çocuklarla ve yetişkinlerle iş birliği yapabilirler. Arkadaşlarıyla ve yetişkinlerle oyun oynamak, paylaşmak ve doğru yaptığı şeylerin onaylanması sosyal ve duygusal gelişimlerini olumlu yönde etkiler.
5 yaşından itibaren çocukların taklit yetenekleri iyice gelişir, oyunlarda yetişkin rollerini benimserler; evcilik, doktorculuk, bakkalcılık gibi oyunlar yoluyla yetişkinleri taklit ederler. Bu yaş çocukların sorumluluk almalarının da uygun olduğu bir yaştır. Evle veya kendi odalarıyla ilgili sorumluluk alabilirler. Kendi bakımlarını ve bazı ihtiyaçlarını, anne babanın ufak yardımlarıyla tamamen üstlenebilir. __________________
 
Üst Alt