Ay Tanrısı Sin

MURATS44

Özel Üye

Eski toplumlarda Ay, inanç sisteminin temeliydi. Bu yüzden takvimler, ayın hareketlerine göre yapılmıştı. Ay tanrısının ismi de kültürden kültüre değişse de en çok "Sin" ve "Nanna" şeklindeydi. Sin, Sümerlerin baş tanrısı Enlil’in Ninlil ile birlikteliğinden doğmuştu. Ay’ın hilal biçimi ile adı Sin olsa da, dolunay ile Nanna, giderek büyüyen hali ile de Asimbabbar’dı. Ay tanrısının öyle çok adı vardı ki, bölge uygarlıklarından Saba kavmi, ona "İlumquh"; Katabanianlar, "Amm" ve "Anbay", Minaeanlar, "Wadd" (Sevgi); Hadramutlular da "Sin" derlerdi.

Ay tanrısı Sin, bütün Samî kabilelerinin en önemli tanrısıdır. Ortadoğu genelinde tanrı Sin gerçekte hermofradittir.Sin’in sembolü olan hilal, Mezopotamya’nın erken dönem sanatında güneşi simgeliyordu. Geç dönemde ise hilal, bir sütunun üzerinde gösterilmiştir. Ayrıca Ay tanrısının mühürlerde hilal içinde gösterildiği de olmuştur.

Hilal şeklindeyken erildi, dolunayken (herhalde gebelik şişkinliği ile ilişkilendirilmiş olmalıdır) dişil özelliklerine bürünürdü. Hilal şeklinde olduğunda boğa ile özdeşleştirilmiştir. Herhalde boğa boynuzu ve hilal arasındaki benzerlik ikisinin ilişkilendirilmesine yol açmıştır.

Eski Samîlerde hilalin krallık sembolü oluşu Ay’ın bu özelliğinden kaynaklanır. Sin dolunayken ya da dişilken, "Ningal" adı ile ayın eril yanının karısı pozisyonundadır. Sin, dişilken bereketin ve doğurganlığın sembolüdür. Kozmostaki var oluşu devam ettiren Ay’ın bu yönüdür. Ay’ın bu özelliğine insan kurban edildiği bilinmektedir. Öte yandan kutsal su ve balık kültü de Ay’ın bu yönü ile ilişkilidir.

Asur ve Babil dönemlerinden İslâmî döneme kadar 7 gezegenle ilişkili tanrılar (Sin. Şamaş. iştar ya da Atargatis. Mara Samyaya da Ares, Girgis, Bel ve Nabu ya da Nabig) ve bunların ailelerinden oluşan tanrılar grubu (Sin’in eşi Ningal, ateş tanrısı Nusku ve Nusku’nun eşi Sadarnunna gibi) Harran panteonuna hakim oldu. Tanrılar panteonunun zirvesinde sürekli olarak ay tanrısı Sin vardı. Harraniler’in Sin kültü ve bu kültü temsil eden E- hul- hul. Uzumu ve Deyr Kadi gibi Harran’daki meşhur tapınaklar. Asur ve Babilliler döneminden itibaren Harran’ı ve Harraniter’i bölgede şöhrete kavuşturan başlıca arniller oldu. Öyle ki yörenin krallıkları arasında yapılan antlaşma ve sözleşmelerde HarranHer’in ay tanrısı Sin’in adı yer alıyor. hatta bazı antlaşmalar Harran’daki meşhur Sin Tapınağı’nda yapılıyordu.

Babiller döneminde “ilu sa ilani” (tanrıların tanrısı), “sar ilani” (tanrıların kralı) ve “bel ilani” (tanrıların efendisi-rabbi) olarak adlandırılan Ay tanrısı Sin, paganistlerin en büyük tanrısı olma özelliğini asırlar boyu devam ettirmiş ve Romalılar döneminde “Mar alahe” olarak adlandırılmıştır.

Sin kültü, Harran için şehrin adının Ay Tanrısı Sin Şehri olarak anılmasının yanı sıra bölgede son derece güçlü politik merkez konumunda olmasını sağlayacak derecede önemlidir. Harran yöresinde bulunan kitabelerde Kuzey Mezopotamya da yerel kralların tahta atanmaları törenlerinin Sin mabedinde yapıldığı vurgulanmaktadır.Kraliyet ailesine mensup olanların isimlerinin önünde ya da sonunda bir ek olarak Sin unvanını kullandıkları ve bunun yalnızca kraliyet aileleriyle de sınırlı olmadığı bölgede yaşayan insanların da Sinin farklı kombinasyonlarından oluşan isimleri olduğu görülmektedir.

Bilinen tarihinden beri Harran’a hâkim olan yıldız ve gezegen kültü içerisinde Sinin başında yer aldığı tanrılar panteonunun diğer üyeleri de aslında tıpkı Sin gibi Mezopotamya yöresindeki diğer şehirlerin tanrısıdırlar. Meselâ gezegeni Jüpiter olan Marduk Babilin, Merkür/Nabu Borsippanın, Venüs/İştar Urukun ve Sinde Ur ve Harran’ın tanrısıdır.

Harran’da Soğmatar Antik Kentinde Paganizmin baş tanrısı Sin’e adanmış bir Sin Mabedi de vardır. Babil dönemine ait ünlü Sin Mabedi Harran’da inşa edildiği bilinen en eski anıtsal eserdir. M. Ö. 2000 başlarına ait Kültepe ve Mari tabletlerinde Harran’daki Ay tanrısı Sin Mabedi’nde bir antlaşma imza edildiğine dair bilgiler bulunmaktadır. Yine M. Ö. 2000’in ortalarına ait Hitit tabletlerinde, Hititlerle Mitanniler arasında yapılan bir antlaşmaya Harran’daki Ay tanrısı Sin’in ve Güneş Tanrısı Şamaş’ın şahit tutulduğu belirtilmektedir. Yeri kesin olarak tespit edilemeyen Sin Mabedi’nin, 640 yılında İyâd b. Ğanem tarafından fethedilmesiyle camiye dönüştürüldüğü ve Paganistlere başka bir yer verildiği söylenmektedir.

Harranlı putperestler, ay tanrısı Sin başkanlığındaki yıldız ve gezegen kültü kaynaklı paganist dini yapılarını tarihte bilinen en erken dönemlerinden, Halife Me’mun’nun 9. yüzyıldaki baskısına kadar, Harrânîler olarak; aynı inanç yapısını 13. yüzyılda yaşadıkları bölgenin Moğollar tarafından işgal edilinceye kadar da Harranlı Sâbiîler adı altında devam ettirdikleri bilinmektedir. 13. yüzyıldaki Moğol istilası sonrası ise Harrânîlerin ya da Harranlı Sâbiîlerin tarih sahnesinden çekildikleri iddia edilmektedir.

İslâm kaynaklarında “Harrânîler” (putperestler) adıyla anılan bu dinin mensuplarının bir kısmı, Abbâsi Halifesi Me’mun’un “Kurân’da geçen bir dini seçin.” tavsiyesi üzerine bir kısmı Hıristiyan, bir kısmı da Müslüman olmuş, önemli bir kısmı ise “Hiç kötülük etmeyen yüce bir Yaratıcı”nın varlığını kabul eden ve Kurân’da ehl-i kitapla beraber 3 defa zikredilen, İslâm hukukçularına göre Hıristiyan ve Musevilerle aynı hukuki haklara sahip olan Güney Mezopotamya’daki Sabiilerin monoteist inanç sistemini benimsemiştir. Ancak Sabiizmi benimseyen bu grup, eski Paganist inançlarından tam kopmayarak bu yüce varlığın sadece yaratma gibi önemli işleri gördüğüne, yarattığı varlıklarla ilgili diğer işleri ise aracı ilah olarak niteledikleri gezegenlerin ve bunlar adına inşa edilen tapınaklarda onları temsil eden putların yaptığına inançlarında yer vermiştir.

Bu dönemde Sin, hâlâ ilâhlar sisteminin zirvesinde yerini koruyor, “İlahü’l-al-ilah” (tanrıların tanrısı) ve “rabbü’l al-ilah” (tanrıların rabbi) olarak adlandırılıyordu. Böylece güney Mezopotamya’daki esas Sabiizm’den farklı bir çehreye bürünen bu dinin mensupları “Harranlı Sabiiler” olarak anılmışlardır.

Yemen’de hâkimiyet kuran Maînliler’in Ay tanrısı olduğu söylenen Ved ile Güney Arabistan’da tapınılan diğer Ay tanrıları (Sin, el-Mekah / Ilumkuh, Amm / Melik) arasında irtibat kurulmuştur. Bütün Güney Arabistan’da yaygın olan bu inanç sebebiyle bölgedeki kabileler kendilerini ay tanrısının çocukları kabul ederdi. Mezopotamya medeniyetlerinde zaman zaman ortaya çıkan kozmik teslîsin kültünü Ay tanrısı Sin, güneş tanrısı (Şamas / Şems, Afrodit, Süvâ‘) ve yıldız(lar) / gezegen(ler) (Aştar / Astar, Venüs vb.) oluşturmuştur.
 
Üst Alt