Aşk imiş her ne var âlemde

ceylannur

Yeni Üyemiz
Aşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kıyl–ü kâl imiş ancak.’


Aşk; sevgi ve muhabbetin kaynayarak koyulaşması ve süzülmesidir. Aşk, muhabbet ufkunun zirvesidir. Aşk, insan yaratılışındaki güzellik ve varlığın temelidir.

‘Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi istedim ve âlemi yarattım.’ kutsî sözünün içinde aşk vardır… İnsan, ahsen–i takvîm, Allah ise, hüsn–i mutlaktır. Aşkın temelinde güzellik vardır. Güzelliğin temeli, Allah’ın tarifsiz güzelliğidir. Allah’a karşı duyulan aşk, maddeden mânaya, halktan Hakk’a, fâniden bâkiye, cisimden rûha yönelir.

Aşk, Allah Teâlâ’ya karşı aşırı sevginin kemâle erişi, âşığın aşkta yok oluşudur.

Aşk, tasavvuf düşüncesinin temel sözcüklerindendir. Tasavvufta aşk, varlığın aslı ve yaratılış sebebi, sevenin sevgilide kendini yok etmesi; âşığın yok, mâşukun var olması, her şeyin ondan ibâret olmasıdır.

‘Aşk, her an secde hâlidir, aşk, imanın kemâlidir.’ (K.Rifâi)

‘Aşk hâline, arzularını azaltıp, şükrünü artırarak erişebilirsin.’

‘Aşk yoluna revan olmak istersen, dikkat et, o yolda ezelî ahde vefâ isterler…’

‘Allah’ın huzuruna kabul edilenlerden olmayı istiyorsan, tevâzu içinde yaşamaya çalış.’

‘Unutma ki Hak, hidâyetini ancak kendisine muhabbet edene verir! ..’

‘Bil ki, hazineyi açan anahtar, aşktan başka bir şey değildir.’

‘Aşk semtinden başka yolda oturma; aşksız hayat boştur…’

‘İlâhî aşkın lezzetinden mahrum, dünya hayatına mağrur, hayvânî maîşete meftûn, rûhânî lezzetten yoksun olanlardan uzak ol.’

‘Eğer bu dünyada belâlara uğramışsan, Hakk’ın seni sevdiğini bil. Bu ezel kısmetidir anla.’ (Yeşil)

‘Mevlâ’nın dayağından lezzet almayan, muhabbet davasında sâdık olmadığını bilsin.’ (Rabiatü’l–Adeviyye)

‘Bin düşmanın yıktığını, bir aşk yeniden yapabilir.’

‘Hayır, hayatın değil, hakikatin, muhabbetin, aşkın adamını yetiştirmeliyiz.’

‘Hayatın hesapları, aşkımızın düşmanıdır.’ (Topçu)

‘Aşk yolu, ehl–i hevâya kapalıdır. Bu yol ancak ciğeri yanık sâdıklara açıktır.’

‘Evet, gözyaşı olan yere rahmet yağar. Allah Teâlâ’nın korkusundan akan bir damla, cehennemleri söndürür.’

‘İlâhî aşka nisbeti olan kimsenin yanında güneş, bir lamba dahi olamaz.’

‘Aşkın tatlı ateşiyle yanan kalpten çıkan âh, âşıkı, hakikî mâşûku olan Allah’a bir anda vâsıl edecektir.’

‘Rahmet deryasının feryâd ve figân ile cûşa geldiğini unutma! ‘

‘Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni’ (Yunus)

‘Değil mi ki, bir aşk yarası taşımayan yürek, ya deliye aittir, ya ölüye.’

‘Aşk olmadıktan, kalp yanmadıktan sonra muhteşem kubbelerin altında haykırarak ‘Allah’ demekten ne çıkar? ..’

‘Evet, boynuna aşkın zinciri takılmayan kimse, henüz mânevî hayata kavuşmamış demektir. Hakikî hayata kavuşmayan, hayatı ‘cidal’ diye tarif eder.’

‘Aşk ve muhabbet sarayına girmek istersen, bırak bütün sûrî amellerini yağma etsinler… Gözyaşı ile abdest alabiliyorsan, ne mutlu. O namazda mi’rac muhakkaktır. Yalnız bu iş, ilâhî aşk ile olur. İlâhî aşk da, akl–ı maaş ile alınır. Yani o fedâ edilmeden, bu şarâb içilmez.’ (Yeşil)

‘Ey aşk, ey gönlümüzün derûnî mânası! Ey ektiğimiz tohum! Ey biçtiğimiz mahsul! Şu hâle bir bak; tıyneti toprak olan insanlar artık eskidiler… Bizim çamurumuzdan şimdi bambaşka ve bize yabancı bir insan meydana geldi…’ (Mevlânâ)

Muhammed İkbal şöyle feryâd ederdi:
‘Yazıklar olsun! Artık aşkın vecdi ve heyecanı kalmadı… Artık Müslümanların damarlarındaki kan dahi kurudu. Namazlara bakın; saflar eğri, secdeler ruhsuz, kalplerde huzur yok! İçten gelen o ilâhî cezbe kaybolmuş! ..’

‘Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryân düştü
Toplumun gündemine koyu bir isyân düştü’ (N.Genç)

Akşemseddin Hazretlerini dinleyelim:
‘Ben aşkı böyle bilmezdim. Bu aşk bir acâyip sevdâ imiş.
Onun bir zerresi ay ve güneş, bir damlası derya imiş.’

‘Bu aşkı ben bilmez idim, bu bir acep sevdâ imiş
Bir zerresi ây–u güneş, bir damlası deryâ imiş’

‘Aşka esirdir ehl–i hâl, bu aşka sığmaz kıyl–ü kal
Aşkın acep hâlleri var, kul eyledi sultanları.’ (Akşemseddin)

Misali, Fâtih Sultan’dan:
‘Bir şâha kul oldum ki, kulu sultan–ı cihandır
Bir şâha kul oldum ki, cihan ona gedâdır.’ (Avnî)

‘İnsan her şeyiyle yağma edilecek bir metâ gibidir: Azrâil canını alınca varisler malını, makamına göz dikenler makamını, kabirdeki haşereler cesedini, alacaklı olanlar da hasenâtını–sevaplarını yağma ederler.’

‘Yüce Mevlâ’dan başka bir temâşâsı bulunan aşk, aşk olamaz.’ Niceler aşkı bilmiyor, şehveti aşk sanıyorlar.’

‘Aşk eri Hak’tan ayrı değildir, o daima öndedir, baştadır. Onlar dağlara baksalar, baktıkları dağı altın ederler.’ (Akşemseddin)





İsyan etme kalbim,

İtaat et. AŞK seni bekliyor. Koş O’na yetişirsin.

Sana, O’ndan başka güzel yok..!
__________________
 
Üst Alt