Avesta (Zend-Avesta) ve Avesta Dili

MURATS44

Özel Üye

Avesta (Zend-Avesta) ve Avesta Dili
Avesta, M.Ö. 1500-1000 yılları arasında yaşamış olan ilk Arya din kurucusu Zerdüşt dininin kutsal kitabının adıdır. Bu din adını, kurucusu olan Zerdüşt'ten almaktadır. Kutsal kitabı Avesta'dır. Ancak Avesta'da Zerdüştler'e "Mezdisnan" adı verilmektedir. Nitekim hâlen Hindistan'daki Parsiler, kendilerine "Mezdisnu" demektedirler.Bu dini kuran Zerdüşt, Gatalar denen dörtlükler yazmıştı. Bu dörtlükler, Avesta'da toplanmıştı. Bu yazılar, Zerdüşt'ün neye inandığını ve Zerdüştçülüğün temellerini anlatan tek belgedir. Avesta dili, eski İran dillerinin bir parçası olan Indo-Iranian dilinden olup Sanskritçeye bağlanır ve Zazaca ile çok büyük benzerlikler gösterir.

Avesta 21 kitaptan oluşmakta iken, İskender'in işgâli sırasında yok olan kitaplardan sadece "Yasna", "Visparad" ve "Vendidad" / "Videvdat" kalmıştır.
Avesta'nın Türkçe'ye çevrilen bölümlerini ilk defa, Pehlevî dilinden İsveççe'ye Nathan Söderblom, 1908'de çevirdi. Sözcük anlamı "temel, açıklayıcı bilgi" olan bu metinler, 12.000 öküz derisi üzerine yazılmıştı. Büyük İskender, eski adıyla Arya ülkesi olan, daha sonra Eran, şimdilerde de İran olan toprakları ele geçirmek için başlattığı savaşta söz konusu metinlerin 17 cilt tutacak kadarını yakmıştı. Bu savaştan kaçıp Hindistan'ın Bombay bölgesine göç eden Zerdüşt taraftarları, yakılmaktan kurtulan bölümleri birlikte götürdüler. İşte ilk defa batı dillerine 17. yüzyılda, Fransız asıllı Anguetil-Dupperon tarafından çevrilen metinler, bu Bombay'daki metinlerdir.[SUP][1][/SUP]
Avesta ve Sanskrit dilleri bilgini Haug ise «Zerdüşt Peygamber, Allah'ın tek ve yegâne olduğunu ispat ettikten sonra eski zamanlardan beri insanların ve bilginlerin zihnini kurcalayan ve büyük bir mesele olan (dünyada görülen bütün noksanlık ve kötülükleri yüce Allah'ın adalet ve merhametine nasıl yakıştırmak mümkün olur) fikrini, iki zıt kuvvet nazariyesini ortaya atarak izah etmiştir. Bu yüzden de bu iki varlık iyi ayrı cevher halinde anlaşılmıştır. Esasen Angra Mainyu imşas pendlerin zıddıdır. İmşas pendler Ahura'nın eşidi zannedilince Ehriman da Ahura'nın eşidi olmuştur. Gagalar'da ve Yeştler'de imşas pendler melek rolündedirler.Bazı tanrı adları Gagalar'da Ahura Mazda'nın sıfatlan olduğu halde sonradan derlenen Avesta bölümlerinde bu sıfatlar tanrı sûretine bürünmüşlerdir» demektedir. Böylece Zerdüşt'te görülen ikicilik yani Ahura Mazda ile Angra Mainyu münasebeti diğer semavi dinlerdeki Allah şeytan münasebeti gibi ele alınmaktadır.
Zerdüştiler'in Kutsal Kitabı Avesta'da yer alan metinlerin gerçek anlamı, Batılı Bilim Adamları konuyla yakından ilgileninceye kadar, bu kitapları kutsal ilan eden insanlar tarafından bile bilinmiyordu. Dolayısıyla; Rönesans deneyinden geçmiş olan bu gibi ülkelerde ”fikri hür” olarak yetişmiş bilim adamlarının Avesta'ya ulaşmasına bir ”keşif” gözüyle bakmamak büyük bir haksızlık olurdu. Fakat Batılı Bilim Adamları Avesta'yı incelerken yine de -bilgi eksikliğinden olsa gerek- Kürtçe'yi hesaba katmamak suretiyle göz ardı edilemez bir hata yaptılar. Bu araştırmacılar İranî Uluslar söz konusu olduğunda hep sadece ”Persler”i söz konusu ettiler. Dil olarak da sadece Persçe'yi incelemeyi yeğlediler. Diğer İranî Diller göz ardı edildi. Oysa Kürtçe ve bilhassa Kürtçe'nin Zazaki ve Hewramani lehçelerinin hesaba katılması, araştırmacılara hem Avesta'nın orijinal coğrafyasının tayininde, hem de Peygamber Zarathuştra'nın kimliğinin belirlenmesinde paha biçilemez bilgiler sağlayacaktı.
Hermippos yazılı Avesta konusunda en açık tanıklık yapan Grek yazarlarından bir başkasıdır. Yazar, ”Magular hakkında” adlı bir de kitap yazmıştır. Buna göre Zarathuştra 2 Milyon dize compoze etmişti. Hermippos bu kitapları tek tek tetkik ettiğini söyler ve her birinin içeriğini de kaydeder (bunları Pliny'den öğreniyoruz). Grek yazarları arasında daha az dikkat çekici benzer başka iddialar da vardır. Arap Tarihçi Abu Cafer Attawari; Zarathuştra'nın kitaplarının 12 bin öküz derisini (Parşömen kâğıdını) dolduracak kadar bir büyüklükte olduğunu ısrarla vurgular. Tradisyonel Zerdüşti kaynaklarında ise; Kutsal Kitab'ın Ahura Mazda tarafından Peygamber'e indirildiği, onun da bu emaneti Kava Vistaşpa'ya verdiği ve bu ilk Zerdüşti kralın da onu Jamaspa vasıtasıyla yazılı hale getirdiği kaydedilir. Fakat bu kitabın hangi alfabe ile yazıldığı ve akıbetinin ne olduğu meçhuldür. Pausanius (M.S.180) adlı bir Grek seyyahı; ”ateşe tapan Magular”dan bahsederken, bunların kendi mabetlerinde, Grekler tarafından bilinmeyen bir dilde tanrıya ilahiler söylediklerini ve bunları bir kitaptan okuduklarını kaydeder.
Arap-İslam yazarlarından bazıları, Zarathuştra ve kitabı konusunda çok ciddi sayılabilecek bazı açıklamalarda bulunurken, diğer bazıları ise propaganda amaçlı hareket ettikleri için, ”araştırma” adı altında sundukları ürünleri, basit birer karalama vesikası niteliğindedir. Bu tip araştırmacılar bize fayda sağlayacak ciddiyette değildirler. Ama yine de Zarathuştra tarafından yazılmış olan -uyduruk da olsa- ”Avesta” veya ”Aşta” adlı bir kitaptan bahsederler. Bu da; Bahdiniler'in kutsal kitabının yazılı halde bulunan şeklinin bunlar tarafından da görüldüğünü anlatması bakımından önemlidir.

Arap yazarlarından Masûdî (M.S.943), Zeraduşt'un (Zarathuştra'nın) kitabı hakkında şu ilginç notları düşmüş: Zeraduşt'un yaptığı ilk kitap Avesta'dır. Farslar bu kitabı anlayamıyorlardı. (Bunun üzerine) Zeraduşt bu kitap için bir yorum (kitabı) yazdı, onlar (Farslar) buna Zend dediler. O, ayrıca bu yorumun da yorumunu yazdı. Farslar buna Pazend dediler. Zeraduşt'un ölümünden sonra Farslar bu yorumların yorumunu ve kitabın genel bir izahatını da kaleme aldılar. Buna ise Yazdah adının takmışlardı. Masudi'nin bahsettiği bu ”Yazdah”, günümüzde varlığını sürdüren Avesta'nın üçüncü ”cildi”nde yer alan ”Yaştlar”dır. Mesudi bir de Müslümanlar'ın ”kâfir” anlamında kullandığı ”Zendıq” veya ”Zındıq” kelimesinin kökenini de araştırmış. Bu kelime esas olarak Zend'den geliyor. Bilindiği gibi (diyor Masudi) Zend, sadece gökten inenin (yani Avesta'nın) bir yorumundan ibarettir. Farslar, Avesta'ya muhalif olan dini görüşler öne sürenlere Zendıq diyorlardı. Çünkü o, kendi imalatı olan ”zend”i, Kutsal Kitab'taki metnin önüne almıştır. Bilindiği gibi Zarathuştra'nın yaşadığı dönemle ilgili olarak da en isabetli bilimsel tahlili yapan da Masudi idi.

Şahrastani (1086-1153), ”kitâb-ul-milal wa na'hal” adlı eserinde, dinlerdeki mezhepleri ve tarikatları inceler. Tabari (M.S.923), Dimişqi (M.S.1327'de ölmüştür), İbn Fozlan, İbn al-Athir gibi pek çok Arap yazarları Zarathuştra'yı ”putperest”, ”sahte peygamber” veya ”aşta” adını verdiği anlaşılmaz bir kitap yazmış olan bir sahtekâr olarak nitelerken, Şahrastani objektiviteden (mümkün olduğu kadar) sapmadan, Magular'ın Dinini anlatır. Bu büyük İslam yazarı Muguları da tıpkı Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar gibi ”Ehl-i Kitab” olarak niteler. Onları kendi yazdıkları kitaplara inanan Brahmanlar'dan ve Yıldız-tapıcıları olan Sabiiler'den ayrı bir kefeye koyar. Şahrastani; bu kitabında Avesta'nın yazılı bir şekilde bulunduğunu kaydettiği gibi; ”Magu Dini”nin; ruhun başka varlığa geçeceğine inanan mezhebi; Mazdaklar'dan, Gayo Maratan (Gayomarthiyah) mezhebinden ve Zervanitler'den de bahseder.

Yukarıda saptadığımız görüşlerin ışığında, M.S. 650 Yılı'ndan İran'a hakim olan İslamlar'ın orada yazılı halde bulunan Avesta ile karşılaştıklarını anlıyoruz.

Zerdüştiler'in en önemli dinsel kitaplarından biri olan Dinkard'da; Sassaniler döneminde varlığını sürdüren Avesta'nın 345.700 kelime içerdiği kaydedilir. Avesta'nın yorumu olan Zend ise 2.094.200 kelimelikti. Arap istilasından sonra bugün elimizde kalan Avesta'nın sadece 83.000 kelime içerdiğini düşünürsek, Zerdüştiler'in bu Kutsal Kitab'ının Arap istilası sırasında uğradığı tahribatın boyutunu daha iyi anlarız.[5]

Avesta Dili
Eski Persçe ile birlikte bilinen ilk İran (Hint-Avrupa) dillerinden biri. Bu dile en çok Zerdüştlerin kutsal kitaplarında rastlandığı için Avrupa'nın ilk dil bilginleri buna yanlış olarak Zendi dili (Zend Avesta) dediler. Oysa baştaki yazı, Avesta'ya, Orta iran dillerinden Pehlevice yazılan bir girişti. Aslında İranlı Peygamber Zerdüşt'ün Avesta dilinde kaleme aldığı bu çağdışı şiirler o zamanki dinsel reformunun özgün belgeleridir. Bugünkü durumunda eser İlyada ile Odysseus'un iki katı uzunluktadır. Kitap bir sisteme bağlandığında (İS 4 -6. yy'lar) Avesta, yalnız Zerdüşt rahiplerinin bildiği ölü bir dildi. Dilin anayurdunu (belirsiz olmakla birlikte) Doğu İran'da aramak yerinde olur. Önceleri uzun süre Baktria dili olduğu sanıldıysa da sonradan eski Harizm'den (Kiva) iran ülkesine yayıldığı saptandı.

Avesta'dan Bazı Konularla İlgili Kısa Alıntılarla Zerdüşt İnancı

Yaratılış

Avesta 'da Üçüncü Gatha 'nın Yasna otuz kısmı, uzayın yaratılışını anlatan bir bölümdür. Burada uzayın ve dünyanın yaratılışı anlatılırken, birbirlerine karşıt iki ruhun ilişkileri ile yaratıldığı belirtilmektedir. Bu ruhların her şeyi yaratışları şöyle anlatılır ;

«Ve ondan tüm varlıkları yarattı.Varlıkları yaratınca onları gövdesinde taşıdı. Böylece devamlı olarak çoğalıp büyüdü ve her şey giderek güzelleşti. Ve sonra diğerlerini birbiri arkasına gövdesinden yaratmaya başladı.
Ve sonra kafasından göğü
Ve yeri ayaklarından yarattı.
Ve suları gözyaşlarından
Ve bitkileri tüylerinden,
Ve ateşi kendi anlamından yarattı.»

(Riv.Dat.Den.XIVI 3-5,11,13-28) Burada esas olarak anlatılmak istenen Tanrının kendisi yani Ahura Mazda olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Böylece uzayda görünen görülemeyen her şey tanrının görünen organları veya görünmeyen parçalarıdır.Böylece uzayın tüm elementleri tanrının bizzat yapısıdır.

Ölüm ve Sonrası Hakkında Öğretisi
Zerdüşt dini inancında ölenlerin ruhları Cinvat köprüsünden geçmeye çalışırlar iyiler geçer kötüler için ise köprü incelir keskinleşir ve kötüler köprüden aşağıya karanlıkların içine düşerler.Aşağıya düşen kötüler 3 'e ayrılır.Tamamen kötü olanlar(sürekli cehennemde kalırlar),Çok günah işlemiş fakat iyiliği de olanlar(12.000 yıl cehennemde kaldıktan sonra cennete girerler),Günahları ve Sevapları eşit olanlar (günahlarından arınıncaya kadar cehennemde kalıp sonra cennete girecekler).Yine Cinvat Köprüsü 'nü geçmiş olan iyi insanların ruhlarının cennete varış seyri 3 'e ayrılmaktadır.İyi düşüncelerinden dolayı(Hamut) önce yıldızlara,İyiyi konuşmalarından (Huxt) dolayı önce aya, İyiyi yapması (Huvarşt) ile önce güneşe yükseleceği,bu aşamalardan geçtikten sonra cennet kapısına varabileceğini belirler.Burada da sorgulamaya tutulurlar. Avesta 'nın Gatha bölümünde bu şöyle anlatılır;

«Ona sorma,
Çünkü sen ona başından geçen kötülükleri,
Göz yaşları ile bozulmuş yolları,
Ki onlarda o geldi,
Üzüntülü gözyaşlarından akıllanmak vardır.

Nasıl buraya geldin ey haklı?
Geçmiş olan yaratılışından, iyileşmenden,
Duran bir yaşam için, günahsız geldin,
Ölümsüzlüğü tad görüyorsun kal uzun zaman.»

Köprüyü rahatlıkla geçebilen iyi insanların ruhları ise Ahura Mazda tarafından yapılmış cennete çok güzel bir genç kızla (Huri) ile mutluluk içinde sonsuza kadar yaşarlar.Huriler cennete yaşamayı hak etmiş iyi kadınlardır.Cennette yaşayanların her türlü istekleri sonsuza kadar yerine getirilir.Avesta 'da cennette bulunan bir kadın şöyle tasvir edilmektedir;
«Bir parlak ve çok güzel kız,
Beyaz bilekli ve güçlü
Çok güzel görünüşlü
Yeni yetişmiş
Çabuk büyümüş,iri göğüslü,
Asil yapıda, asil doğmuş,
Zengin aileden,daha onbeş yaşında,
Görünüş ve şeklinde öyle güzel ki
Sanki yaratıkların en güzeli»
(Yasna 43-46 )

Kıyamet Öğretisi
Zerdüşt inancına bağlı olanlar Zerdüşt 'ün dünyanın üçüncü döneminde gelmiş olduğuna inanmaktadırlar.Avesta 'nın Yaşt Bölümünün 13:141 de Zerdüşt 'ten sonra peygamber olarak,yine Zerdüşt 'ün soyundan veya direk Zerdüşt 'ün bir kızla birleşmesinden her bin senede bir peygamberin geleceği belirtilmektedir.En son gelecek olan Asvart-Arta,dünyayı tüm kötülüklerden temizleyip kurtaracağı belirtilmektedir.Bunların zaman ve sırası ile şöyle olacağı belirtilir.
3000 yılı sonuna kadar Zerdüşt
2000 yılı sonuna kadar Uxşyat-Arta
1000 yılı sonuna kadar Uxşyat-Nemah
0 yılı sonuna kadar Astvart-Arta
Zerdüşt dini inancına göre Zerdüşt 'ten sonra üç peygamber gelmesi sonrasında,üçüncü peygamber zamanında son mahkeme kurulacaktır.Böylece Ahura Mazda'nın zamanı gelmiş olacak ve tüm iyi amele sahip olan insanlar,öyle bir dünyada yaşayacaklar ki, hiçbir hükümdarlık,haksızlık olmayacak,karanlık ve üzüntü olmayan bir yaşam başlayacaktır.Tüm kötülükler eriyen metalle Tanrı tarafından yok edilecek..Ölüler canlanacak,yaşam yada ruh geri dönecek dünyada yaşlılık ve ölüm olmayacak ve böylece sonsuza kadar mutluluk içinde bir yaşam başlayacağı belirtilmektedir. Yeniden diriliş konusu Avesta'da ;
«Ölüler dirildiğinde
Yaşayanlar yaşlanmadan gelir
İsteğe göre yaşantılar düzenlenir»
(Yaşt 19:11,89) diye belirtilir.

Avesta'nın yazılışı ve Zerdüşt 'ün Peygamberliği Öğretisi
Avesta 'nın Brahman Yaşt bölümünde Zerdüşt 'ün zaman zaman Ahura Mazda ile görüştüğü ve Ahura Mazda 'nın isteklerini halka bildirdiği aktarılmaktadır.

«Zerdüşt ile her şeyi bilen Tanrı Ahura Mazda birleşip yedi gün yedi gece birlikte kaldılar. Zerdüşt Avesta'yı yazdı.Bizler böylece Zerdüşt 'ün yazdığı Avesta 'ya inanıyoruz ve onun çerçevesi dahilinde hareket ediyoruz.» denilmektedir. Bu durum Vistaspa hakkındaki bir bölümde ise şöyle anlatılmaktadır.

?Ve ona söyledi: Şaraba Hanf kat Vistasp 'a ver.
Sonrasında bilerek yapıyordu,onu içtiğinde hemen olduğu yerde,
Bayıldı ve ruhu ile beraber cennete gitti?

Zerdüşt, dini inancı konusunda ve sosyal alanlarda inananları ve öğretileri üzerinde yegane otorite durumundadır ve kendisini Ahura Mazda 'nın aracısı olarak tanıtmaktadır.

«Onların doğum ve büyümelerine
Su ve bitkiler seviniyorlardı.
Onların doğum ve büyümelerinde
Su ve bitkilerde büyüdüler.
Onların doğum ve büyümelerinde
Tüm kutsal yaratıklar
İsteklerinin gerçekleştiğini gördüler.
Bizim istediğimiz ise din adamlarının doğuşu
Kutsal Zerdüşt, kurbanlaştırdığı demetleriyle
Şereflendirir bizleri kurban sunmalarıyla.»

( Avesta / Yaşt : 13.39 94)
Burada açıkça bir peygamber yada kutsal tanrı yapısı Zerdüşt 'ün kişiliğinde anlatılmaktadır.

Vendidad ve Avesta'daki Yeri
Orijinal Avesta'nın Zarathuştra'ya 21 Nosk halinde indiğine ve Yathâ ahû vairyô diye başlayan kutsal dizelerde yer alan her sözcüğün bir Nosk'a anahtarlık ettiğine inanılır. Mazda Dini'nin Hak Kitabı, vermek istediği mesaj itibariyle önce üç büyük bölüme (bangışnu) ayrılmıştır. Bu bölümler; gâsânu, dâd ve hâdak-mânsarik'tir. Bunlardan gâsânu, Gathalar demektir. Yani bunlara bir yerde dize denebilirse de, ”gâsânu” yine de dize'den ziyade ”Gathalar” anlamına gelir. İşte Kutsal Kitap eski Avesta'yı oluşturan bu 21 Nosk'tan (veya Nask) 7'si yukarıda aktardığımız ayırımda genel Gatha bölümünün içinde (gâsânu'nun içinde) yer alır. Kısaca; 21 Noskdan 7'si Gatha'dır.

Bu Nosklar'ın adları şöyledir (parantezin içindeki isimler, Ahuna-vairya'yı oluşturan ve noskların bir nevi adı niteliğinde olan her sözcüğünden biridir, ki buna Kutsal Formula denilir): Stud-yaşt (Vâstârem), Sûdkar (Yathâ), Varştmânsar (Ahû), Bago (Vaıryô), Vaştag (Mananghô), Hâduxt (Dadat) ve Spend (Angheuş)..Noskların ikinci grubu 'Dâdlar'dan oluşur. Dâd; ”Kanun” anlamına gelir. Bunlar; dünyevi malumat ve dünyevi görevlerdirler (bunlar da aynı şekilde malumat ve görevlerin kendileridirler). Dâdlar, yargıçlar (dâdık'lar) için düzenlenmişlerdir. Dâdlar da tıpkı Gathalar gibi, Kutsal Kitab'ın Yedi Nosk'unu içerirler, şöyle; Nikâdûm (Xşathremça), Ganabâ-sar-nigad veya Dubasrujd (Ahurâı), Hûspâram (Â), Sakâdum (Yim), Vendidad (Dregubyô), Çıtradâd (Şyaothnanâm) ve Bakân-yaşt (Mazdâi). Hâdak-mânsarik, Avesta'daki hadha-mãthra'dan türetilmiş olup, ”ilham edilmiş sözler” anlamına geliyor. Burada geçen mãthra, Mãthra Spenta diye bilinen Yazata'dır. Daha önce de açıkladığımız gibi bu Yazata, Ahura Mazda'nın Ruhu olarak da biliniyor. Bu gurup Nosklar ilk iki gurup, yani; ruhsal ve dünyevi olanlar (gathalar ve Dâdlar) arasında kalan (bölgedeki) informasyonu kapsarlar. Şu Nosklar'dan oluşurlar: Dâmdâd (Athâ), Nâdar (Ratuş), Pâgag (Aşât), Rado-dâd-aitag (Çhit), Barış (Haçâ), Kaşkisrôbô (Vangheuş) ve Vıştasp-sâstô (Dazdâ)..

İşte bizim konumuz olan Vendidad'ın, Dev Avesta kompozisyonunun içindeki yeri budur. Zerdüştiler Vendidad'ı, Kutsal Kitab'ın bozulmadan muhafaza edilebilmiş olan tek nosk'u olarak kabul ederler. Diğer bütün nosklar, çeşitli düşmanları tarafından -en aşağısından- dörtte üç oranında yok edilmiş bulunuyorlar. Ancak eklemeler ve çıkarmalarla da olsa Vendidad gerçekten günümüze kadar ulaşabilmiştir. Fakat gerçekler bize gösteriyor ki; bu dev eserin de bazı kısımları orijinalinden biraz daha gençtir. Vendidad'ın yaşının yine de M.Ö. 500'lü yılların altına pek inmediği araştırmacıların ortak kanısıdır. Ama yine de bazı ekstrem yazarların onu M.Ö. 120 yılına yerleştirdiğini bilelim.

Günümüzdeki yaşayan Vendidad, Fargard denilen küçük bölümlerden oluşur. Bunlar 22 tanedir. Bu fargardların yapısal incelenmesi, bunların eş zamanlı olarak yazılmadığını ve aynı yazar tarafından kaleme alınmadığını açıkça ortaya koyar. Bazı bölümleri o kadar eskidir ki, bu bölümlerin Peygamber'in ölümünün üzerinden en fazla 100 yıl geçtikten sonra (veya böyle bir süre içerisinde) şekillendiği kesindir. Fakat elimizde bulunan ana gövdenin büyük bir kısmı, çok önemsiz törenlerin ve geleneklerin tarif edildiği bazı ”tuhaflıklar”la doludur ki bu bölümleri Peygambere veya onun herhangi bir takipçisine bağlamak olanaksızdır. Fakat bir bütün halinde, bazı kısımları kaybolmasına rağmen Vendidad Zarathuştracılar'ın, özellikle Zaratuştracı rahiplerin asırlarla ifade edilebilecek bir süre içerisinde şekillenen bir yapıtıdır. Bu yapıtın ucu bir yerde Zarathuştra'nın kendisine de dayanıyor olabilir. Fakat sonraki dönemlerde, peyderpey eklenen bölüm ve yorumlarla -ki bunların çoğu biribirleriyle çelişiyorlar- kitap, Med Mitolojisi'ndeki bazı (ilkel) dinsel kuralların yeraldığı karmaşık bir strüktüre kavuştu. Kaybolan bölümlerin yerini zamanla direkt olarak Zend denilen yorumların alması, işi daha da karmaşıklaştırdı.

Vendidad'ı eğer içeriği bakımından bölümlendirirsek, üç ayrı Vendidad'la karşılaşırız (soyut anlamda). ”Birinci Vendidad”, ilk üç Fargard'dan oluşur. ıçeriklerine bakıldığında Vendidad'ın bu Fargardları'nın gerçekten çok eski oldukları görülür. Bunlar, Aryan ve Med Mitolojileri'nde yer alan efsanevi olgu ve olayları ele alan bölümlerdir. Bence Vendidad'ın asıl orijinal Fargardları, son dört Fargard ile birlikte bunlardır. Bu ”bölüm”ün I. Fargard'ında yer alan ”Ahura Mazda'nın ilk yarattığı 16 ülke”, araştırmacılar tarafından çok tartışılmıştır. Bu bölüm, bilhassa son 20. tarafından bilhassa Zarathuştra'nın -eğer deyim yerindeyse- ulusal kimliğinin irdelenmesi için kullanılmış, çeşitli sonuçlara varılmıştır. Bu bakımdan okuyucuların bu bölümü ve sunduğum yorumları çok dikkatle ve eleştirici bir gözle okuyacaklarını umuyorum. II. Fargard'da Yima efsanesi tüm yönleriyle ele alınmıştır. İsrail kaynaklı dinlerin (Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'ın) Nuh menkibesinin orjinal kaynağı olan Yima efsanesi de çok tartışılmıştır. Bu efsanenin Nuh menkibesi ile mukayesesi, efsanenin vermek istediği mesaj ve bunun ışığında Aryan Mitolojisi'nin dayandığı felsefi temeller araştırmacıları az heyecanlandırmış değildir. Bu bölümün de okuyucu tarafından dikkatle takip edileceği kuşkusuzdur. Yeryüzünü anlatan ve (yaşayan bir varlık olarak) dünyanın hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyler hakkında tesbitlerin de çok büyük bir önem arzettiği açıktır. Yaradılış ile menkibenin parçalar halinde sunulduğu bu bölümün dikkatle irdelenmesi halinde o zamanın düşünce sistemi ile ilgili ipuçlarını yakalayacağı muhakkaktır. Hele tarımın kudsiyeti ile ilgili bölümler ilginçtir.
İkinci kısım Vendidad'ın temel işlevi olarak kabul edilen konuları işler. Yani Vendidad'ın IV. Fargard'dan, XVII. Fargard'a kadar olan bölümleri dinsel düzenin kurallarını, bu konuda yapılan törenleri ve aynı çerçeve içinde varolan gelenekleri ele alır. Bazıları okuyucuya çok ters gelebilecek olan bu tür kuralların 2500 Yıl öncesine ait olduğunu unutmadan okursak, onları anlayacak ve Medya'daki bazı dinsel kurumları daha iyi anlamış olacağız.
Vendidad'ın üçüncü kısım olarak nitelenen bölümü; karmakarışıktır. Bu bölümde ele alınmış olan en önemli bölümler, tababetle ilgili Fargardlar'dır. Araştırmacıların önemli bir bölümü, bunların Avesta'nın kayıp olan tababetle ilgili bölümlerinden arta kalmış gibi görürler. Benim de inancım bu yöndedir. Çünkü Kutsal Kitap, şuraya buraya serpiştirilmiş olan ayetlerinde, Medya'nın zamanının en iyi sağatım merkezi olduğunun işaretlerini yakalayabiliriz. Bunu siz de göreceksiniz. Şimdi, Bahdiniler'in Kutsal Kitabı olan Avesta'nın ilk cildinin tercüme ve yorumuna geçebiliriz.

I - Vendidad

1. Ahura Mazda, Spitama Zarathuştra'ya konuştu ve (şöyle) söyledi:

2. "Ben her ülkeyi, o ülkede hayran kalınacak bir şey olmazsa bile, onun sakinleri için şirin kılacak şekilde yarattım. Eğer (ben) her ülkeyi onun sakinlerine şirin gelecek şekilde yaratmasaydım, içinde hayran kalınacak bir şey olmazsa da bütün yaşayan dünya Airyana Vaeco'ya akın edecekti."

3. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin ilki; Daitya Nehri'nin kıyısındaki Airyana Vaeco idi."

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak karşı-yaratıklar olarak nehirde yılanı , (karada) kışları yarattı, Davea'ların , işi (olan kışları)."

4. Orada kışlar on ay, yazlar iki ay oluyor. (Mevsimler) sular için soğuk yer için soğuk, ağaçlar için soğuktur. Kış mevsimi (beraberinde getirdiği) en kötü dertleri ile oraya çöker .

5."Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin ikincisi; Suğda'daki ovalardı.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak sığırlara ölüm getiren Uçan Skaityalar'ı yarattı."


6. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin üçüncüsü; güçlü ve Kutsal Mouru idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak günah dolu arzuları yarattı."

7. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin dördüncüsü; yükseğe çekilmiş bayrakları (olan) güzel Baxdi (1) idi.

"Bunu üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak Bravaralar'ı yarattı."

8. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin beşincisi; Mouru ile Baxdhi arasında uzanan Nisâya idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak imansızlık suçunu [günahını] yarattı."

9. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin altıncısı; Gölü ile birlikte Harôyûm idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak gözyaşı ve ağlamayı yarattı."

10. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin yedincisi; kötü hayaletlerin (ülkesi olan) Vaekereta idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak Keresâspa'ya bağlanan Pairika Knãthaiti'yi yarattı."

11. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin sekizincisi, zengin otlaklar(a) sahip (olan) Urva idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak gurur günahını yarattı."

12. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin dokuzuncusu, Vehrkâna'daki Xnenta idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak kefareti mümkün olmayan günahı, yani sapık (ilişki) günahı(nı) yarattı."

13. "Ben (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin onuncusu, güzel Harahvaiti idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak kefareti mümkün olmayan günahı, yani ölü gömme günahını yarattı."

14. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin onbirincisi, parlak ve xvarenõ sahibi Haêtumant idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak Yatular'ın kötü büyücülük günahını yarattı."

16. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin onikincisi, üç kabile(den oluşan) Ragha idi.

"Bunu üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak tam imansızlık günahını yarattı."

17. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin onüçüncüsü, güçlü ve kutsal Çaxra idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak kefareti mümkün olmayan günahı, yani ceset yakma günahını yarattı."

18. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin ondördüncüsü, dört köşeli Varena idi, ki orada doğan Thraetaona, Aji Dahaka'yı cezalandırmıştır.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak kadınlarda normal olmayan (aybaşı) akıntılarını ve yabancı hükümdarların zulmunu yarattı."

19. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin on beşincisi, Yedi Nehirler [ülkesi] idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak kadınlarda normal olmayan aybaşı akıntılarını ve haddinden fazla ısıyı yarattı."

20. "Ben, (yani) Ahura Mazda'nın yaratmış olduğu iyi toprakların ve ülkelerin on altıncısı, halkı; Ranğa (nehrinin) akıntılarının yanında başsız (insanların) yaşadığı yer idi.

"Bunun üzerine tümüyle ölüm olan Angra Mainyu geldi ve büyücülük gücünü kullanarak ?'ın bir eseri olan kışı yarattı."

21. Bunlarla beraber (yarattığım); güzel, esrarlı, hoş, parlak ve gelişmiş daha başka toprak ve ülkeler de vardır.

II

1. Zarathuştra Ahura Mazda'ya sordu:

Ey Ahura Mazda, son derecede hayırlı ruh, Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri!

Benden, (yani) Zarathuştra'dan önce kiminle konuştun, kime Ahura'nın, (ve dolayısıyla) Zarathuştra'nın kanununu öğrettin, kimdir bu ölümlü ey Ahura Mazda?

2. Ahura Mazda (şöyle) cevapladı:

Büyük koruyucu (çoban) dürüst Yima (idi), ey Kutsal Zarathuştra! O, kendisiyle ben, (yani) Ahura Mazda'nın görüştüğü (ve) Ahura'nın, (dolayısıyla) senin, (yani) Zarathuştra'nın düzenini öğrettiği ilk ölümlüdür .

3. Ey Zarathuştra, Ben, Ahura Mazda onunla konuştum (ve) şunları söyledim: "(Sen) Vivanğat'ın oğlu dürüst Yima, benim düzenimi (insanlara) taşıyan ve anlatan ol!"

Ve Ey Zarathuştra, dürüst Yima beni cevapladı (ve şöyle) dedi:

"Ben vaiz olarak doğmadım, ben senin düzeninin (bilgilerini) taşıyıcısı olarak eğitilmedim."

4. Ey Zarathuştra, o zaman Ben, Ahura Mazda kendisine şunları söyledim:

"Madem sen benim düzenimin (bilgilerinin) nakledicisi, vaızı olmak istemiyorsun, o zaman benim dünyamın gelişmesini sağla, benim dünyamın çoğalmasını (büyümesini) sağla; üstlen (benim) dünyamın beslenmesini, yönetimini ve gözetimini."

5. Ve ey Zarathuştra, dürüst Yima beni cevapladı (ve şöyle) dedi:

"Evet! Ben senin dünyanı geliştirmek isterim, ben sen dünyanı çoğaltmak (büyütmek) isterim. Evet! Ben senin dünyanı beslemek, yönetmek ve gözetlemek isterim. Ben kral iken, orada; ne soğuk rüzgâr ne de sıcak rüzgâr, ne hastalık ne de ölüm olmayacaktır."

6. …(kayıp)

7. Sonra Ben, Ahura Mazda, ona iki tamamlayıcı şey getirdim; altın kakmalı bir yüzük ve altın kakmalı bir hançer. İşte şuraya bak, bu; krallara yaraşır egemenliğin sahibi Yima'dır!

8. Böylece Yima'nın yönetiminde üçyüz kış geçti. Dünya sığırlar, (diğer) hayvan sürüleri, insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevli ateşlerle doldu. (Artık) sığır ve (diğer) hayvan sürüleri ile insanlar için (boş) yer kalmamıştı.

9. Bunun üzerine Ben Yima'yı uyararak (şunları) söyledim: "Ey Vivanğat'ın oğlu dürüst Yima, dünya sığır ve (diğer) hayvan sürüleri ile, insanlarla, köpeklerle, kuşlarla ve kızıl alevli ateşlerle doldu."

10. Bunun üzerine Yima Güneş'in günortası yoluna saparak aydınlığa doğru gitmek üzere (güneye doğru döndü ve) parlak gökyüzüne yöneldi. (Ve) daha sonra dünyaya (parmağındaki) altın yüzükle tazyik etti ve hançer(i) ile delerek şöyle konuştu:

"Ey Spenta Armaiti; parçalarını iyilikle (iyi niyetle) aç, sığır ve hayvan sürüleri ile insanları taşıyacak şekilde kendini uzaklara kadar ger (yani genişle)."

11. …Ve Yima Dünya'yı eskisinin üçte biri nisbetinde daha geniş hale gelmesine sebep oldu. Orada sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar, istedikleri sayıda ve arzuladıkları gibi (yerleştiler).

12. Böylece Yima'nın yönetimindeki (dünyada) altıyüz kış geçti. Dünya yeniden sığır ve diğer hayvan sürüleri, insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevli ateşlerle doldu, başka sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar için yer kalmadı.

13. …Ve Ben dürüst Yima'yı uyararak(şöyle) söyledim: "Ey Vivanğat'ın oğlu dürüst Yima, Dünya sığır ve diğer hayvan sürüleri, insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevli ateşlerle doldu, sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar için başka yer kalmadı."

14. Bunun üzerine Yima Güneş'in günortası yoluna saparak aydınlığa doğru gitmek üzere (güneye doğru döndü ve) parlak gökyüzüne yöneldi. (Ve) daha sonra Dünya'ya (parmağındaki) altın yüzükle tazyik etti ve hançeri ile delerek şöyle konuştu:

"Ey Spenta Armaiti; parçalarını iyilikle aç, sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanları taşıyacak şekilde kendini uzaklara kadar ger (yani genişle)."

15. …Ve Yima Dünya'yı eskisinden üçte biri nisbetinde daha geniş hale gelmesine sebep oldu. Orada sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar, onun istediği sayıda ve onun arzulayıp istediği gibi (yerleştiler).

16. Böylece Yima'nın yönetimindeki (dünyada) altıyüz kış geçti. Dünya yeniden sığır ve diğer hayvan sürüleri, insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevli ateşlerle doldu, başka sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar için yer kalmadı.

17. …Ve Ben dürüst Yima'yı uyararak (şöyle) söyledim: "Ey Vivanğat'ın oğlu dürüst Yima, Dünya sığır ve diğer hayvan sürüleri, insanlar, köpekler, kuşlar ve kızıl alevli ateşlerle doldu, sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar için başka yer kalmadı."

18. Bunun üzerine Yima Güneş'in günortası yoluna saparak aydınlığa doğru gitmek üzere (güneye doğru döndü ve) parlak gökyüzüne yöneldi. (Ve) daha sonra Dünya'ya (parmağındaki) altın yüzükle tazyik etti ve hançeri ile delerek şöyle konuştu:

"Ey Spenta Armaiti; parçalarını iyilikle aç, sığır ve diğer hayvan süruleri ile insanları taşıyacak şekilde kendini uzaklara kadar ger (yani genişle)."

19. …Ve Yima Dünya'yı eskisinden üçte bir nisbetinde daha geniş hale getirdi. Orada sığır ve diğer hayvan sürüleri ile insanlar, onun istediği sayıda ve onun arzulayıp istediği gibi (yerleştiler).

20. (…kayıp)

21. Yaradan, (yani) Airyana Vaeco'da yüksek bir üne sahip (olan) Ahura Mazda, İyi Nehir Daitya'nın kıyısında göksel meleklerle [Yazatalar'la] birlikte bir toplantı çağrısında bulundu.

Airyana Vaeco'da yüksek bir üne sahip (olan) iyi koruyucu, dürüst Yima (oradaki) İyi Nehir Daitya'nın kıyısına üstün (değerdeki) ölümlüleri toplantıya çağırdı.

Airyana Vaeco'da yüksek bir üne sahip (olan) Ahura Mazda, (buradaki) İyi Nehir Daitya'nın kıyısındaki bu toplantıya göksel meleklerle (yazatalarla) birlikte geldi.

Airyana Vaeco'da yüksek bir üne sahip (olan) iyi koruyucu, dürüst insan Yima İyi Nehir Daitya'nın kıyısındaki bu toplantıya üstün (değerdeki) ölümlülerle birlikte geldi.

22. Ve Ahura Mazda Yima'ya hitap ederek şöyle dedi:

"Ey Vivanğat'ın oğlu dürüst Yima! Maddi dünyaya öldürücü kışlar çökecek, (söz konusu kışlar) beraberinde son derecede kötü, bozuk soğuklar getirecek. Maddi dünyaya öldürücü kışlar çökecek, o (gelecek olan kışlarla birlikte) dağların en yüksek tepelerinde bir aredvi (1) derinliğinde kar tabakaları (oluşacak).

23. Ve hayvanların her üç türü de ölecek, (yani) şu kırda yaşayanlar, şu dağların tepelerinde yaşayanlar ve şu vadilerin içlerindeki ahırlarda barınanların tümü (ölecek).

24. O kıştan önce şu tarlalar sığırlar için otla dolacak. Şimdi (yani söz konusu kıştan önce) dereler taşıyor, karlar eriyor, bu ülke dünyada mutlu bir ülke gibi görünüyor olacak, ki burada koyunların dahi ayak izleri görünecek.

25. Bundan dolayı Sen, her kenarı bir koşu alanı uzunluğunda olacak (kare) şeklindeki bir Vara inşa et. Buraya koyunların ve öküzlerin, erkeklerin, köpeklerin, kuşların ve kızıl alevli ateşin tohumlarını yerleştir.

Bundan dolayı Sen, her kenarı bir koşu alanı uzunluğunda olacak (kare) şeklinde bir Vara inşa et. (Bu) insanlar için oturulacak bir yer olsun, bir Vara, her kenarı bir koşu alanı uzunluğunda, sürüler için bir ağıl.

26. Sen oraya; bir hâthra uzunluğundaki yatağında akacak olan suları yerleştireceksin, sen; (bu suların) her zaman yeşil kalacak ve tükenmez gıdalarla dolu olan kıyılarına kuşları yerleştireceksin. Sen orada; balkonlu bir ev, bir avlu ve bir dehlizden oluşan barınaklar inşa edeceksin.

27. Sen oraya; yeryüzündekilerin en irisinden, en iyisinden ve en üstününden erkek ve kadınların tohumlarını yerleştireceksin. Sen oraya; yeryüzündekilerin en irisinden, en iyisinden ve en üstününden her çeşit sığırın tohumunu yerleştireceksin.

28. Sen oraya; yeryüzündekilerin en irisinden, en iyisinden ve en üstününden her çeşit ağacın tohumunu yerleştireceksin, Sen oraya her türlü yiyeceğin tohumlarından yerleştireceksin, (ki bunlar) gıda (bakımından) en dolu, koku (bakımından) en tatlı (olacaklar). Oraya tüm bu tohumların her birinden ikişer tane olmak üzere, insanlar Vara'da oturdukları müddetçe tükenmeyecek kadar koyacaksın.

29. Orada hiç bir kamburlu (insan) bulunmayacak, hiçbir güvercin göğüslü (insan) da (bulunmayacak), (cinsel) iktidarsızlık ve delilik olamayacak, yokluk, yalan, adilik, hasetlik (olmayacak), çürük dişli ve cüzzamlı (kişi) doğmayacak., ya da Angra Mainyu'nun ölümlülerin vücuduna vurduğu damgalar [olmayacak].

30. Bu (inşa ettiğin) yerin merkezi kısmına dokuz, orta yerde altı sokak, kenar bölgelerde üç tane sokak düzenleyeceksin. En geniş kısımlardaki sokaklara bin, orta bölgedeki sokaklara altı yüz, kenardaki sokaklara ise üçyüz erkek ve kadının tohumunu yerleştireceksin. Sen o Vara'yı altın bir çemberle (kubbe ile) kaplayacaksın, ona bir kapı yapacaksın ve (Vara'nın duvarının) içine kendiliğinden parlayan bir pencere yapacaksın.

31. Yima (daha) Sonra içinden konuşmaya başladı: "Ben Ahura Mazda'nın yapmamı emrettiği Vara'yı nasıl yapabileceğim?"

…Ve Ahura Mazda Yima'ya (şöyle) dedi: "Ey Vivağvat'ın oğlu dürüst Yima! Yeri topuk darbelerinle ez ve çömlekçilerin çömlek (yapmak için kullandıkları) kili yoğurdukları gibi, sen de (bu ezdiklerini) ellerinle yoğur."

32. Ve Yima, Ahura Mazda'nın istediği gibi yaptı, yeri topuklarının darbeleriyle ezdi, (bu ezdiklerini) çömlekçilerin çömlek (yapmak için kullandıkları) kili yoğurdukları gibi elleriyle yoğurdu.]

33. …Ve Yima her kenarı bir koşu alanı uzunluğunda olan kare şeklindeki Vara'yı yaptı. Oraya koyunların ve öküzlerin, erkeklerin, köpeklerin, kuşların ve kızıl alevli ateşin tohumlarını yerleştirdi. O, her kenarı bir koşu alanı uzunluğunda, insanlar için barınak ve hayvanlar için bir ağıl olacak olan bir Vara inşa etti.

34. O, oraya bir hathra uzunluğundaki yatağında akacak olan suları yerleştirdi. O, (bu suların) tükenmez gıdalarla dolu ve her zaman yeşil kalacak olan kıyılarına kuşları yerleştirdi. O, orada; balkonlu bir ev, bir avlu ve bir dehlizden ibaret olan barınaklar inşa etti.

35. O, oraya yeryüzündekilerin en irisinden, en iyisinden ve en üstününden (olmak üzere) erkeklerin ve kadınların tohumundan yerleştirdi, O, oraya yeryüzündekilerin en irisinden, en iyisinden ve en üstününden (olmak üzere) her çeşit sığırın tohumundan yerleştirdi.

36. O, oraya yeryüzündekilerin en irisinden, en iyisinden ve en üstününden (olmak üzere) her türlü ağacın tohumundan yerleştirdi, O, oraya gıda bakımından en üstün, koku bakımından en tatlı gıdaların tohumundan yerleştirdi.

37. …Ve orada hiç bir kambur adam, hiç bir güvercin göğüslü adam, hiç bir (cinsel) iktidarsız, hiç bir deli yoktu; yokluk, yalan, adilik ve haset yoktu; çürük dişli kimseler, cüzzamlılar doğmadı; Angra Mainyu'nun insanların vücuduna vurduğu damgalar olmadı.

38. Bu yerin en geniş olan merkezi kesiminde dokuz, orta kesimde altı, kenar kesimde üç olmak üzere dokuz sokak düzenledi. Bu yerin en geniş kısmındaki merkezdeki sokaklara 1000, orta kesimdeki sokaklara 600, kenardaki sokaklara 300 erkek ve kadının tohumundan yerleştirdi. O, bu Vara'yı altın bir çember ile (kubbe ile) kapattı, bir kapı ve Vara'nın (duvarının) içine kendiliğinden parlayan bir pencere yerleştirdi.

39. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! (Hangi şeyin ışığı aydınlatıyordu) Yima'nın yaptığı Vara'yı?

40. Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: " Bunlar yaratılmamış ve yaratılmış olan ışıklardır (Birlikte). Orada yıldızlar, ay ve güneş'in (yılda) bir kez doğup battıkları görülür ve bir yıl sadece bir gün gibiymiş gibi görülür (hissedilir).

 
Üst Alt