1. Bediüzzaman’ın Ölüme Karşı Direnmesi
Bir gün Said Nursi, çok ağır bir hastalık geçirirken, hastaneye yatırılmıştır. Hastalığı çok ciddidir ve doktorlar ölümüne kesin gözüyle bakmaktadır. Ancak Said Nursi, ölüme karşı büyük bir inançla, sabırla ve imanla karşı koyar. Bir gün bir doktor gelip “Bu hasta ölür” dedikten sonra, Said Nursi şunları söyler:
"Benim ölümüm ancak Allah’ın iradesiyle olur. Eğer Allah isterse, o zaman bu hastalık gider, sağlığıma kavuşurum." Bu güçlü iman ve sabır, Said Nursi'nin hayatındaki en önemli özelliklerden biridir.
2. Isparta’da Cezaevindeki Çalışmalar
Said Nursi, 1940’lı yıllarda Isparta'da bir cezaevine yerleştirilir. Burada, içerideki tutuklulara ve diğer mahkumlara iman hakikatlerini anlatmak için Risale-i Nur’u okutur ve onlara iman dersleri verir. Cezaevindeki zindan duvarlarına yazdığı yazılar, her birinin üzerinde birer iman ışığı yakmıştır.
3. Süleyman Hilmi Tunahan ile Karşılaşma
Said Nursi’nin hayatında önemli bir figür olan Süleyman Hilmi Tunahan ile karşılaşması da ilginçtir. Tunahan, Said Nursi'yi tanımadan önce, birçok dinî meselenin doğru çözülmesi gerektiğini anlatan bir sohbeti dinler. Said Nursi, ona karşı şu şekilde cevap verir:
"İnsanın gerçek kurtuluşu, ancak Allah’a tam teslimiyetle mümkündür. Her birimiz, ancak içimizdeki imanla gerçek hürriyeti elde edebiliriz." Bu karşılaşma, Said Nursi’nin imanî derinliğini bir kez daha gözler önüne serer.
4. Köydeki Çocuklar ve İman Dersi
Said Nursi, köyde çocuklara İslam’ı öğretmek için zaman zaman köy köy gezermiş. Bir gün köyde birkaç çocukla karşılaşır. Onlara, iman esasları hakkında sorular sorar ve onlara Allah’ı nasıl tanıyacaklarını anlatır. Çocuklar, hocanın söylediklerini dikkatlice dinler ve her birine sorular sorarak imanlarını pekiştirmeye çalışırlar. Bu olay, Said Nursi'nin eğitici yönünü ve insanları doğru yola yönlendirme gayretini gösterir.

"Benim ölümüm ancak Allah’ın iradesiyle olur. Eğer Allah isterse, o zaman bu hastalık gider, sağlığıma kavuşurum." Bu güçlü iman ve sabır, Said Nursi'nin hayatındaki en önemli özelliklerden biridir.
2. Isparta’da Cezaevindeki Çalışmalar
Said Nursi, 1940’lı yıllarda Isparta'da bir cezaevine yerleştirilir. Burada, içerideki tutuklulara ve diğer mahkumlara iman hakikatlerini anlatmak için Risale-i Nur’u okutur ve onlara iman dersleri verir. Cezaevindeki zindan duvarlarına yazdığı yazılar, her birinin üzerinde birer iman ışığı yakmıştır.
3. Süleyman Hilmi Tunahan ile Karşılaşma
Said Nursi’nin hayatında önemli bir figür olan Süleyman Hilmi Tunahan ile karşılaşması da ilginçtir. Tunahan, Said Nursi'yi tanımadan önce, birçok dinî meselenin doğru çözülmesi gerektiğini anlatan bir sohbeti dinler. Said Nursi, ona karşı şu şekilde cevap verir:
"İnsanın gerçek kurtuluşu, ancak Allah’a tam teslimiyetle mümkündür. Her birimiz, ancak içimizdeki imanla gerçek hürriyeti elde edebiliriz." Bu karşılaşma, Said Nursi’nin imanî derinliğini bir kez daha gözler önüne serer.
4. Köydeki Çocuklar ve İman Dersi
Said Nursi, köyde çocuklara İslam’ı öğretmek için zaman zaman köy köy gezermiş. Bir gün köyde birkaç çocukla karşılaşır. Onlara, iman esasları hakkında sorular sorar ve onlara Allah’ı nasıl tanıyacaklarını anlatır. Çocuklar, hocanın söylediklerini dikkatlice dinler ve her birine sorular sorarak imanlarını pekiştirmeye çalışırlar. Bu olay, Said Nursi'nin eğitici yönünü ve insanları doğru yola yönlendirme gayretini gösterir.