“Siyah Beyazdan Renkliye: Televizyonun iktidarı”. “Siz mi Televizyona Hükmediyorsunuz. Televizyon mu Size?”. “Televizyon ve Vakit İsrafı: Mü'minler Boş Şeylerden Yüz Çevirirler”. “Televizyon Kültürü Ateşe Çağırıyor”. “Tv’yle Evlerimize Destursuz Giriyorlar”. “Televizyon ve Tüketim Çılgınlığı”.”Reklam Asla sadece Reklam Değildir”. “Bir Toplum Mühendisliği Aracı Olarak Televizyon”. “Çizgi Filmler Ne Kadar Masum?”. “Zehirli Kutu Tv’ye Haddini Nasıl Bildirebiliriz?” gibi konu başlıklarının yer aldığı kitabın giriş bölümünde şu görüşlere yer veriliyor:
“Bu toplumun hayatında Tv ne yazık ki kendisinden faydalanılan bir araç olmaktan çok çok öte. kendisine tabi ve teslim olup benliğini unutmaktadır.. İnsanların gün boyu en çok yöneldikleri. tüm duyu organlarıyla en çok karşısında sessiz sedasız teslimiyet gösterisinde bulundukları sahte bir hayat toplumların dünyasında. Gündelik hayatın kendisine göre şekillendirildiği. evlerin ona göre dizayn edildiği. insanların programlarını ona göre belirlediği. onunla ağlayıp onunla güldüğü bir modern yalan aleti..
Evet. televizyon insanın kendisine gönüllü olarak esir olduğu bir sihirli kutu. İnsanlar zihinlerini. gönüllerini TV’ye teslim ediyor. fakat ellerine aldıkları kumandayla kendilerinin TV’ye hükmettiğini vehmediyor! Televizyon insanları seyircileştiriyor. Yüce .’ın yeryüzüne halifeler kıldığı. hakikate şahitlik misyonu biçtiği insanları olup bitenin seyircisi olmaya mahkum ediyor.”
Şükrü Hüseyinoğlu. modern bir araç olan Tv’nin. antik çağa ait bir efsane olan “Truva Atı” ile aynı işlevi gördüğünü belirterek. kitabında bu konuda şu ifadelere yer veriyor: “Televizyon. bugünkü yapısıyla Batı kültürünün evlerimize soktuğu Truva Atı özelliği taşımaktadır. Bilindiği gibi Truva Atı. toplumları içten yıkmayı ve onlar üzerinde sinsi yöntemlerle hakimiyet kurmayı temsil eden bir efsanenin sembolüdür. Bu eski efsaneye göre. antik çağda Yunanlılar’la Troyalılar arasında meydana gelen bir savaşta Yunanlılar savaşı kazanamayıp Troyayı ele geçiremeyince hileye başvurmuşlardır. Büyük bir tahta at (Truva Atı) yapan Yunanlılar. bir grup askerlerini bu tahta atın içine saklayıp Troyalılar’a hediye ediyorlar görüntüsü verirler. Oysa atın içindeki Yunanlı savaşçılar. savaştan çekiliyormuş görüntüsü veren ancak gece geri dönen Yunan askerlerine kentin kapılarını açarlar. Böylece Yunanlılar kenti ele geçirir ve yağmalarlar. savaşı bu hileyle kazanmış olurlar. İşte “Truva Atı” deyimi bu efsaneye dayanır. Günümüzde televizyon. hiçbir aşkın değer tanımayan. maddeyi her şey bilen. müsrif ve müfsid batı kültürünün sinsi bir aracı ve taşıyıcısı işlevi gören bir Truva atı konumundadır. Tüm insani değerleri yıkmayı ve kendi süfli kültürünü tüm yeryüzünde hakim kılmayı amaçlayan materyalist ve kapitalist batı ve onun İslam topraklarındaki devşirmeleri. bu amacı gerçekleştirmek yolunda televizyonu azami derecede kullanmaktadır.”
Yazar : Şükrü Hüseyinoğlu
“Bu toplumun hayatında Tv ne yazık ki kendisinden faydalanılan bir araç olmaktan çok çok öte. kendisine tabi ve teslim olup benliğini unutmaktadır.. İnsanların gün boyu en çok yöneldikleri. tüm duyu organlarıyla en çok karşısında sessiz sedasız teslimiyet gösterisinde bulundukları sahte bir hayat toplumların dünyasında. Gündelik hayatın kendisine göre şekillendirildiği. evlerin ona göre dizayn edildiği. insanların programlarını ona göre belirlediği. onunla ağlayıp onunla güldüğü bir modern yalan aleti..
Evet. televizyon insanın kendisine gönüllü olarak esir olduğu bir sihirli kutu. İnsanlar zihinlerini. gönüllerini TV’ye teslim ediyor. fakat ellerine aldıkları kumandayla kendilerinin TV’ye hükmettiğini vehmediyor! Televizyon insanları seyircileştiriyor. Yüce .’ın yeryüzüne halifeler kıldığı. hakikate şahitlik misyonu biçtiği insanları olup bitenin seyircisi olmaya mahkum ediyor.”
Şükrü Hüseyinoğlu. modern bir araç olan Tv’nin. antik çağa ait bir efsane olan “Truva Atı” ile aynı işlevi gördüğünü belirterek. kitabında bu konuda şu ifadelere yer veriyor: “Televizyon. bugünkü yapısıyla Batı kültürünün evlerimize soktuğu Truva Atı özelliği taşımaktadır. Bilindiği gibi Truva Atı. toplumları içten yıkmayı ve onlar üzerinde sinsi yöntemlerle hakimiyet kurmayı temsil eden bir efsanenin sembolüdür. Bu eski efsaneye göre. antik çağda Yunanlılar’la Troyalılar arasında meydana gelen bir savaşta Yunanlılar savaşı kazanamayıp Troyayı ele geçiremeyince hileye başvurmuşlardır. Büyük bir tahta at (Truva Atı) yapan Yunanlılar. bir grup askerlerini bu tahta atın içine saklayıp Troyalılar’a hediye ediyorlar görüntüsü verirler. Oysa atın içindeki Yunanlı savaşçılar. savaştan çekiliyormuş görüntüsü veren ancak gece geri dönen Yunan askerlerine kentin kapılarını açarlar. Böylece Yunanlılar kenti ele geçirir ve yağmalarlar. savaşı bu hileyle kazanmış olurlar. İşte “Truva Atı” deyimi bu efsaneye dayanır. Günümüzde televizyon. hiçbir aşkın değer tanımayan. maddeyi her şey bilen. müsrif ve müfsid batı kültürünün sinsi bir aracı ve taşıyıcısı işlevi gören bir Truva atı konumundadır. Tüm insani değerleri yıkmayı ve kendi süfli kültürünü tüm yeryüzünde hakim kılmayı amaçlayan materyalist ve kapitalist batı ve onun İslam topraklarındaki devşirmeleri. bu amacı gerçekleştirmek yolunda televizyonu azami derecede kullanmaktadır.”
Yazar : Şükrü Hüseyinoğlu