Loalar ve Orişalar (Voodoo – Karabüyü Kültü)

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
veve-4.gif

Köleliğin yasaklanması ve Haiti gibi ülkelerin bağımsızlık mücadelelerini kazanmaları, yasak bir yer altı tarikatı gibi cereyan eden, veya Hıristiyanlık kamuflesi altında düpedüz pagan alemleri yapan toplulukların gün ışığına çıkması artık an meselesiydi. Fransızca konuşulan Haiti’den Dahomey kökenli Vudu, yine Fransız etkisi ve ayrıca İspanyol etkisi de bulunan New Orleans’den Obeah ve Hoodoo, İspanyolca konuşulan Puerto Rico’dan Santeria (Azizler Mezhebi), Küba’dan Santeria ve Lucumi, Portekizce konuşulan Brezilya’dan Yoruba kökenli Candomble, Bantu kökenli Umbanda ve Quimbanda (Kimbanda) türemiştir.

Vudu konusunda tanınmış bir uzman, Fransız antropologu Alfred Métraux, “Voodoo”(6) adlı kitabında Vudu kökenindeki Afrika dinleri konusunda şöyle yazmıştır: “Vudu’nun çoğu zaman sadece emprovize bir örneği olduğunu, Batı Afrika dinlerini de ilkel görmek yanlış olur. Bu dinler klasik Doğu ve Ege dünyasının kadim dini inanç ve ayinlerini yaşatmışlardır. Örneğin, Giritli çift balta “labrys”in Şango tanrısının tapınmasındaki rollünü ele alabiliriz.
“Dahomey dini inceliklerle doludur. Fa Geomansisi (Geo=toprak, mancy= kehanet, fal- palmiye cevizleri ile remil kehaneti) o denli karmaşık ve sembolik ima ve yorumlarında o denli gelişmiştir ki, ancak teolojik spekülasyonlara vakit ayırabilen, bilgi yüklü bir rahip sınıfı tarafından geliştirilmiş olabilir. Eğer Dahomeylilerin doğa-üstü alem konusunda oluşturdukları anlayışı incelemek istesek, Mawa olarak tanınan belirsiz cinsiyetli tek bir Yüce Tanrı ve altında panteonlar ve bazen de hiyerarşiler şeklinde uzanan ilahlar buluruz. Kaderin vücut edilmiş şekli Fa ile ilgili bu efsanelerde özel bir yer vardır. Esas doğa tanrıları dışında bir sürü kutsal ruhi varlık da vardır… Müzik ve dans tarikatları ile o denli yakınen kaynaşmıştır ki, bir bakıma bir ‘dans dini’nden söz etmek mümkündür. Dans, esasen ilahların inananlarla normal iletişim yöntemi ilahi pozesyonun aracıdır.”
Vuducular inançlarını şöyle açıklarlar: Tek bir Yüce Tanrı vardır. Loalar, Tanrı’nın “insanlara yardımcı olmak üzere yarattığı” varlıklar, Tanrı ve insan arasında aracılardır. Doğa-üstü güçlerle donatılmış, fizik üstü bir alemde mekan ederler ve insanların dileklerini yerine getirirler, onları korurlar ve gerektiğinde cezalandırırlar. Her biri belirli bir gücün, belirli bir mekanizmanın sorumlusudur. Örneğin bir ateş loasunu çağırıp yağmur dilemezsiniz. Yüce Tanrı direkt olarak insan sorunları ile ilgilenmez, çünkü çok uzak bir boyuttadır, dolayısıyla onunla ilgili herhangi bir uygulama yoktur. Ancak, loalar bir dilek yerine getirdiklerinde ve onlara teşekkür edildiğinde “bana değil, Tanrıya şükret” derlermiş. Vuducular da neredeyse kaderci bir yaklaşımla başına gelenlere “Tanrı işi” derler, ancak önleyebilecekleri veya değiştirebilecekleri bir durum olduğunda çekinmeden loalara başvururular. Böyle olmakla beraber Vudu da aslında ibadet ağır basar.
İbadet şekli de başta danstır. Diyeceksiniz ki, böyle ibadet mı olur? bu nasıl din? Dans, müzik, eğlence, içki, tütün, seks, büyü ve dinden uzak olarak düşünülen, daha akla gelecek nice şeyler. Çok farklı bir din anlayışı ile yetiştirilmiş olan bizler için bunu anlamak çok zor olabilir, ama farklı da olsa burada gerçekten bir din vardır. Bu idrak edilen bir şeyden ziyade, hissedilen bir şeydir. Bu merkezlerde çok dinamik bazı güçlerin varlığı sezilir, yanında kilise soluk kalıplaşmış bir kurum gibi kalır, sanki bütün canı ve sihri çoktan yitirmiş zorla ayakta tutulan bir ceset gibi. Oysa, Vudu yaşayan bir dindir, öte alemle teması hiç bir zaman koparılmamış. İrtibat kurulan varlıklar bazen biraz kaba da olsa, hem bir üst olmanın yetkisini sergiliyorlar, hem de sanki doğa-üstü güçler, sezgiler gösteriyorlar. Loaların en önemlileri Santeria’ya göre “Yedi Afrikalı Kuvvet” ve Umbanda’ya göre “Yedi Manga” şefleridir. Bunlarla irtibat kurulması çok enderdir, ancak yardımcıları ile sık sık irtibat kurulur. Bunların dışında melek, cin, ruh, aziz, şeytan, canavar türünde çeşitli loalar vardır. Kimisi bir doğa gücü, kimisi de bir zamanlar insan olarak yaşamış varlıklar olduğu inanılır.
Loalar dilekleri yerine getirirler, ama çoğu zaman sembolik dahi olsa karşılığında bir bedel isterler, bu puro, içki, yemek şeklinde olduğu gibi her loanun kendine göre zevkleri ve kurbanları vardır. Vudu’nun yaygın olduğu yerlerde loalar aynı komşu veya akrabalar gibi, inananların hayatında önemli rolleri bulunan gerçek kişiler olarak görürler. Örneğin yılbaşında birçok Cariocas (Rio yerlisi) Copacabana plajına giderler ve denize adak olarak çeşitli hediyeler atarlar, örneğin Fransız parfümü, bir kutu çikolata, şampanya (maddi imkanlarla ölçülü olarak) vs. gibi… bir erkeğin flört ettiği kadına vereceği türden hediyeler. Bunlar deniz orişası Yemanja’ya verildiği kabul edilir. Bu şekilde varlık ve insan arasında, aile ferdi ve dostmuş gibi özel ve duygusal bir bağ kurulur.
Ayrıca bir nokta daha var. İnsan bunu Vudu ile yüz yüze geldiğinde fark ediyor. Vudu’da zenci, beyaz, mulato, Kızılderili, melez ayrımı yoktur. Bir Cariocas’ın beyaz tenine aldanmayın, hatta kendisine sorsanız tılsım, büyü gibi şeylere inanmadığını da söyleyebilir, ama gizlice o da bu işin içindedir. Çoğu boynunda figga denilen bir uğur tılsımı taşır, gümüş, kıymetli veya yarı kıymetli taşlardan imal edilen figgalar, bir el şeklindedir ve bizce ayıp sayılan bir parmak işaret bulunur ve şer etkileri def ettiği inanılır. Bahia’ya gittiğimde orada Mahatma Ghandhi Tereiro’su olarak anılan 5000 üyelik bir merkezin Pai do Santo’su (Azizlerin babası) ile görüşmem için referans almıştım, adının John Scott olması beni hayrette düşürmüştü, babası İskoçya’dan göç eden tipik bir İskoçyalı idi.
Sözlükte, bazı önemli loa ve orişaların listesi verilmiştir. Bunların arasında 7 orişa veya loa şefleri vardır (Yedi Afrikalı Kuvvet, veya Umbanda’da Yedi Manga) ve her birinin ibadetine ayrılmış haftanın bir günü vardır. Haftanın günlerini Latince’sini ve batı dilerindeki karşılığını elle alırsak. Pazar günü güneş günü, pazartesi ay günü, salı mars günü, çarşamba merkür günü, cuma venüs günü ve cumartesi satürn günüdür. Sunday (sun = güneş, day = gün), Monday, montag veya Lundi (moon veya luna = ay günü), Mardi (Mars günü) v.s. (Bu pagan dinlerinden kalma bir sistemdir ve ileri ki diğer bir yazımızda ezoterik astroloji altında ayrıntılı olarak açıklanacaktır) ve aynen Vudu’da da geçerlidir. Yani eğer güneşe tekabül eden Vudu tanrıyı bulursan, onun ibadet günü pazardır. Makumba’da güneş tanrısı Oşala olduğuna göre ibadet günü pazardır. İsa’nın da ibadet günü pazar olduğuna göre, o Oşala’nın karşılığıdır. Ayrıca, her önemli loa’nın kendine has rengi, dansı, tamtam ritmi, müziği, yemeği, rakamı, boncuğu, çağırma tilaveti, sembolü, fetişi, işareti, parfümü ve tütsüsü vardır. Kendine has aksesuarları vardır, bunlar kılıç veya mızrak gibi silahlar olabilir veya ayna, asa gibi simgesel eşyalar olabilir.
“Görünmeyen alemle iletişim kolay ve sürekli sağlanmaktadır. Loalar taraftarlarıyla iletişimi için ya birinin bedenine girip onu araç olarak kullanırlar veya rüyalarında gözükür veya insan şeklinde karşılarına çıkarlar. Ayrıca vudu rahip ve rahibeleri loaları özel kavanozların içine çağırma güçleri vardır. Bunlarla başak kimzelerle iletişim sağlarlar.”
Voodoo, Alfred Métraux(6)​
dambalve.gif

veve-6.gif

veve-5.gif
 
Üst Alt