Şifalı Bitkiler Sözlüğü

ceylannur

Yeni Üyemiz
limon.jpg


Limon

Limon ağacının açık sarı renkli, yumurta biçiminde, kabuğu güzel kokulu, suyu ekşi olan meyvesidir. Kabuklarından limon esansı çıkarılır. C vitamini, şeker, müsilaj, sitrik asit ve tuzları bakımından zengindir.

Faydası : Ateşi ve tansiyonu düşürür. Kanı temizler. Susuzluğu giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve romatizmada faydalıdır. Gribin çabuk atlatılmasını sağlar. Mide, bağırsak ve idrar yollarındaki mikropları öldürür. Gıda zehirlenmesini önler. İdrar söktürür. Böbrek ve mesane kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı

olur. Yüzdeki sivilceleri geçirir. Cildin güzelleşmesini sağlar. Karaciğer hastalıklarında faydalıdır. Dişleri beyazlatır ve diş etlerini kuvvetlendirir. Nezlede şikayetleri geçirir. Skorbüt hastalığında faydalıdır. Boğaz ve bademcik iltihaplarının giderir. İshali keser. Kansızlığı önler. Fazla aybaşı kanamasını önler. Nasırları söker.

Mide ağrılarını dindirir. Baş ağrılarını ve vücut ağrılarını keser. Yüz çillerinde faydalıdır.





M




mahmude.jpg


Mahmude (Bingözotu)


Çitsarmaşığgiller familyasından; Anadolu’da ve Suriye’de yetişen, sarılarak tırmanan, sürünücü ve sütlü, çok yıllık bir bitkidir. Gövdesi ince ve tüysüzdür. Çiçekleri beyaz ve sarımsı renktedir. Meyvesi 4 tohumlu, 2 gözlü bir kapsüldür. Kökleri uzun ve kalındır. Kökü, nişasta, tanen, müsilaj ve

“skammonin” taşır. Ev ilaçlarında kullanılmaması tavsiye edilir.

Faydası: Kalınbağırsağa tesir eden tahriş edici bir müshildir. Frengide faydalıdır.





mandalina.jpg


Mandalina


Turunçgiller familyasından; 5-6 m yüksekliğinde mandalina ağacının meyvesidir. Tatlı, kokulu, lezzetli, vitamince zengin bir meyvedir. Kabuğundan esans çıkarılır.

Faydası: Kanı temizler. Sinirleri yatıştırır. Damar sertliği, felç ve gripte faydalıdır.





mantar.jpg


Mantar ( Fütr)


Boy, biçim ve bölge bakımından büyük değişiklikler gösteren, yüz bin kadar çeşidi bulunan bir çeşit bitkidir. Karada ve tatlı sularda yaşarlar. Mantarların içinde tıbbi etkileri olanlar, gıda olarak kullanılanlar, zehirlenmelere sebep olanlar, hayvanlarda ve bitkilerde hastalık yapanlar, antibiyotik madde oluşturanlar ve kimya sanayide kullanılanlar vardır. Yenen mantarların çoğu bazitli mantarlardır. Bunların 500 kadar cinsi ve 13500 kadar türü vardır. Sporları şişkin bir hif ucunda 4 tane olarak meydana gelir. Makbul olan türü şemsiye mantarıdır. Büyük ve göz alıcı bir şekildedir. Şapkası başlangıçta yuvarlak veya yumurta biçimindedir. Sonradan çan, şemsiye veya tabak şekline döner. Rengi beyazımtırak gri ile esmerim tırak gri arasında değişir. Çapı 25-30 cm kadardır. Eti yumuşak ve süt gibi beyazdır. Lezzeti hoştur. Yer mantarı da yenir. Huni biçimindedir. Şapkasının eti sarımtırak beyaz ve sarı kenarlıdır. Kokusu kayısıyı hatırlatır. Lezzeti ise karabiberi andırır. Hazmı güçtür.

Faydası: Etin yerini tutar. Protein değeri etten fazladır. Yorgunluğu giderir. Düşünme ve öğrenme yeteneğini geliştirir. Kansızlığı giderir. Bedenin gelişmesinde yardımcı olur. Romatizma ve üremi olanlar yememelidir.

margarit.jpg


Margarit (Çayır Kasımpatı)


Dağlarda ve çayırlarda yetişen güzel çiçekli bir bitkidir. Kasımpatıya benzer.Dalları ufaktır. Yeşil yaprakları dantela gibidir. Çiçeklerin etrafında beyaz yaprakları vardır. Ortası altın sarısı rengindedir. Çiçekleri yaz aylarında toplanıp kurutulur.

Faydası: İdrar söktürür. Terletir. Böbrek taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur. Karaciğer hastalıklarında faydalıdır. Egzama, temriye gibi deri hastalıklarında şikayetleri giderir.





marrup.jpg


 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Marrup

İkiçenekliler sınıfının, simaroubaceae familyasından, Amerika’da dokuz türü olan, bileşik almaşık yapraklı bir ağaçtır. Antillerde yetişen şişmarouba amara; 20 m kadar boyunda bir ağaçtır. Kabuğu düz, pürüzsüz, grimsi ve çok acıdır. Kerestesi kıymetlidir.

Faydası: Ateş düşürür. Kalp hastalıklarında faydalıdır.





marul.jpg


Marul ( Lactuca )


Bileşikgiller familyasından; geniş ve uzun yeşil yapraklı veya çok yıllık bir bitkidir. Tohumları, cinsine göre esmer veya siyahtır. Ilık iklimi sever. İlk ve sonbahar aylarında ekilir. Yurdumuzda bir çok çeşidi vardır.

Faydası : Sinirleri yatıştırır. Uykusuzluğu giderir. Sinirsel kalp çarpıntılarını keser. İsteride faydalıdır. Erkeklerde aşırı cinsel istekleri keser. Kabızlığı giderir. Basur memelerinde faydalıdır. Kandaki şeker miktarını düşürür. Kanı temizler. Hazmı kolaylaştırır. Nekahat devresinin kolay atlatılmasında yardımcı olur. Bol idrar

söktürür. Romatizma ve Nikris’te faydalıdır. Göğsü yumuşatır. Karaciğer ve dalak şişliklerini indirir. Böbrek iltihaplarında iyidir. Aybaşı halinin ağrısız ve muntazam olmasını sağlar. Suyu, ergenlik sivilcelerini giderir. Yüze tazelik ve güzellik verir. Lapası; kan çıbanı, apse ve yanıklarda faydalıdır. Asabi öksürükleri keser. Anne

sütünü artırır.





mayasilotu.jpg


Mayasıl Otu (Egzamaotu)


Ballıbabagillerden; yurdumuzun hemen hemen her bölgesinde yetişen, beyaz tüylerle kaplı, alçak bir bitkidir. Yaprak kenarları alta doğru kıvrıktır. Çiçekleri beyazdır. Ev ilaçlarında çiçekli bitki kullanılır.

Faydası: Mide rahatsızlıklarını giderir. Sinirleri uyarır. Ateşi düşürür. Egzamaya faydalıdır. Vücuda kuvvet verir.






maydanoz.jpg


Maydanoz


Maydanozgiller familyasından; yaprakları güzel kokulu ve parçalı, kazık köklü, 30 -100 cm boyunda, iki yıllık otsu bir bitkidir. Çiçekleri şemsiye halindedir. Tohumları ufak ve esmerdir. Meyvelerinin içeriğinde uçucu bir yağ ile apiin adlı bir glikozit vardır. Kökünde, biraz uçucu yağ, müsilaj ve

apiin vardır. Yaprakları, kökü ve meyvesi kullanılır.

Faydası: İdrar söktürür. İştah açar. İltihaplı yaraların iyileşmesini sağlar. Aybaşı sancılarını keser. Sürmenajda faydalıdır. Yüksek tansiyonu düşürür. Kalbin yorulmasını önler. Kansızlığı giderir. Kansere karşı korur. Karaciğer şişliğini giderir. Safra akışını kolaylaştırır. Vücuttaki zehirli maddelerin atılmasını kolaylaştırır.

Vücutta biriken suyu boşaltır. Böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Romatizmada faydalıdır. Mide ve bağırsaklarda gaz birikmesini önler. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Anne sütünü azaltır ve böylelikle memelerin şişmesini önler. Cinsel istekleri artırır. Görme gücünü artırır. Böbrek iltihabı olanlar maydanoz yememelidir.





maz%C4%B1.jpg


Mazı ( Thuja )


Servigiller familyasından; pul yapraklı daima yeşil, ağaç veya ağaççık halinde bulunan bir bitki cinsidir. Ev ilaçlarında yaprakları ve kozalağı kullanılır.

Faydası: Yaprakları siğilleri yok etmekte kullanılır. Kozalağından bağırsak solucanı düşürücü ilaç yapılır. Gebe kalmayı önlemek için kullanılır. Bazı zehirlenmelerde, panzehir olarak kullanılır. Basur memelerinde faydalıdır.






wol_error.gif
Resim HarbiForum.org tarafından ufaltılmıştır.Orjinalini görmek için tıklayın (Orjinali: 747x1155 ve 162 KB)
meleko10.jpg


 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Melekotu ( Angelica )

Maydanozgiller familyasından; dere kenarlarında, çayırlarda ve ormanlardaki ağaçsız alanlarda yetişen, boyu 3 m kadar, hoş kokulu, otsu bir bitkidir. İstanbul, Marmara Bölgesi, Doğu Karadeniz ve Beyşehir dolaylarında yetişir. Boyu 1- 1,5 m kadardır. 2 veya çok yıllık bir bitkidir. Gövdesi silindiriktir.

Boyuna çizgiler vardır. İçi boştur. Mavimtırak yeşil veya kırmızı renktedir. Çiçekleri beyazdır. Kökü ve rizomlarında uçucu bir yağ ve tanen ihtiva eder. Yaz ve sonbahar aylarında toplanıp kurutulur.

Faydası: Mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir. Sinirleri kuvvetlendirir. Spazmları giderir. Astım nöbetlerini giderir. Kuvvet ve iştah verir. Nekahat devresinin kısa sürmesini sağlar. Yapraklarından çıkan suya, bir parça pamuk bastırılıp, diş çürüğüne konursa, ağrıyı keser. Kan dolaşımını düzenler. Terletir. Kurutulmuş melekotu,

dövülüp başa sürülecek olursa, bitleri öldürür.





melissa.jpg


Melisa (Oğulotu)


Ballıbabagiller familyasından; çok dallı, beyaz çiçekli otsu bir bitkidir. En önemli türü tıbbi melissadır. İstanbul, Bursa, Ege ve Akdeniz bölgesinde yetişir. Boyu 30 - 80 cm kadardır. Limon kokuludur. Çok yıllık bir bitkidir. Yaprakları ince ve yumuşak tüylüdür. Çiçekleri beyazdır. Yapraklarında tanen, reçine ve

uçucu bir yağ vardır.

Faydası: Mide ve bağırsak ağrılarını keser. Kalbi kuvvetlendirir. Hazımsızlık, baş ağrısı ve migrende faydalıdır. Melankoli, sara, baş dönmesi, kulak çınlaması ve sinir krizlerinde şikayetleri ortadan kaldırır. Bayılmalarda kullanılır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Aybaşı ağrılarını keser ve aybaşı kanamalarını düzenler.

Huzursuzluk ve sıkıntıları giderir. Hafıza zayıflığında faydalıdır.

menekse.jpg


Menekşe


Menekşegiller familyasından; çiçekleri tek renkli, bir veya çok yıllık otsu bir bitkidir. Yaprakları yürek biçiminde ve hemen hemen sapsızdır. Genellikle az veya çok koyu renkli olur. Beyaz renklileri de vardır. İlkbahar aylarında çiçek açar.

Faydası: Terletir. Vücuda rahatlık verir. Kanı temizler. Vücutta biriken zehirlerin atılmasını sağlar. Nikris ve romatizmada faydalıdır. Kabızlığı giderir. Sıracada faydalıdır. Cilt hastalıklarında da kullanılır. Lapası yaraların iyileşmesini sağlar. Menekşe yağı, egzama ve uyuzu tedavi eder. Boğmaca ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Sulu temriyeleri de tedavi eder.






mercan1.jpg


MERCANKÖŞK


Mercanköşk, Mayoran, Origanum majorana L., Syn: Majorana hortensis MOENCH , Amaracus majorana L.
Anık
Dağ reyhanı
Merzengüç
Familyası: Ballıbabagillerden, Lippenblütengewachse, Lamiaceae
Drugları: Mercanköşk otu; majoranae herba
Mercanköşk otunun çay, merhem ve natürel ilacı yapılır. Kökleri ise kullanılmaz.
Giriş: Mercanköşk origaniumgillerin takriben kırka yakın alt türü mevruttur ve bunlardan en önemlisi mercanköşk ve güve otudur. Türkiye’de yetişen bazı origanum türleri yanlışlıkla İstanbul kekiği doğrusu İstanbul güve otu, origanum heracleoticum ve İzmir kekiği ve origanum onites diye anılmaktadır. Fakat bunların kekikle ilgisi yoktur. 1597 yılında ilk defa John Gerard tarafından üzerinde araştırma yapılan mercanköşk otunun beyin üşütmesine karşı iyi geldiği iddia edilmiştir.
Botanik: Mercanköşk takriben 20-50cm boyunda genellikle bir yıllık, bazen iki yıllık ve sık çatallaşan bir bitkidir. Sürgünleri grimsi yeşil, sapları esmer veya kırmızımsı esmer renkte ve tüylüdür. Yaprakları oval şekilde 1-2cm uzunluğunda, 0,5-1cm eninde kenarları bütün koyu yeşil renkli, karşılıklı bir sonraki ise çapraz, kısa saplı veya sapsızdır. Çiçekleri sürgünlerin ucunda salkım şeklinde oldukça küçük çiçeklerden meydana gelir. Taç yaprakları beyaz renkte nadiren pembe, geri kısmı borucuk, şeklinde ve kupa yaprakları çan şeklinde olup taç yaprakları kavramıştır.
Yetiştirilmesi: Vatanı Akdeniz ülkeleri olan bitki, günümüzde orta Avrupa ülkeleri, kuzey Amerika ve Asya’nın Türkiye’den doğu Türkistan’a kadar olan alanda yetiştirilir. Mart aylarında saksı, kasa veya seralara ekilir ve fideleri mayısta bahçe veya tarlalara ekilir.
Hasat zamanı: Mayıs’tan Eylül’e kadar yerden 5-8cm yukarıdan kesilerek demetleri yapılır ve bu demetler gölgede, havadar bir yerde kurutulur. Kurutulurken bitkinin kararmaması ve 38 derecenin üzerinde kurutmamak gerekir. Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır.
Kullanılması:
a) Komisyon E’nin yayınladığı monografi bildirisine göre mercanköşk otu bebeklerdeki nezle ve üşütmeye yetişkinlerde ise iştahsızlık, sindirim rahatsızlığı, akut ve kronik gastrit, ülser, şişkinlik, kulak iltihaplanması, baş ağrısı, kadın hastalıkları, ezilme, burkulma, karaciğer rahatsızlıkları, bel tutulmasına karşı ve de sinirleri, kalbi ve kan dolaşımını kuvvetlendirmek için kullanılır.
b) Halk arasında mide ve bağırsak rahatsızlıklarından; şişkinlik, sancı, kramp ve hazımsızlığa karşı, sinirlik, baş ağrısı, migren, baş dönmesi, üşütmeye ve nezleye karşı kullanılır. Dahili olarak çayı, harici olarak kremi(merhemi) kullanılır.
Çay: İnce kıyılmış, kurutulmuş iki kahve kaşığı mercanköşk otundan demliğe konur ve üzeri 300-400ml kaynar su doldurularak 5-10 dakika demlemeye bırakılır ve sonra süzülerek içilir.
Çay harmanları;

Merhemi: EGBG’e göre mercanköşk merhemi şöyle hazırlanır; 1000 kısım vazelin 100 kısım alkol 10 kısım amonyak(sıvı) 200 kısım mercanköşk ot tozu Mercanköşk sıvı amonyak ve alkol karıştırılarak 2-3 saat bekletilir. Sonra da buna vazelin eklenir. Bu karışım küçük bir kazana konur ve içinde kaynar su olan başka bir kapta vazelin iyice eriyip amonyak ve alkol uçana kadar karıştırılır. İçinde vazelin, alkol, amonyak ve mercanköşk ot tozu olan hap direkt ocak üzerinde ısıtılmaya çalışılırsa yanar bu nedenle içinde kaynar su olan başka bir kabın içinde (iki kap iç içe; büyüğünde kaynar su, küçüğünde merhem) bu işlem yapılır. Bu karışım sıkılarak süzülür ve mercan köşk merhemi elde edilmiş olur. Bu merhem küçük çocukların hazımsızlık, şişkinlik nedeni ile karın ağrılarına karşı karınların ve nezle olduklarında burunlarına sürülür.
Aromaterapide: Mercanköşk otunun su buharı ile damıtılmasıyla elde edilen eter yağa mercanköşk yağı denir. Mercanköşk yağı korku, depresyon, gergilik, uykusuzluk, hazımsızlık, migren, yüksek tansiyon, aşırı cinsel arzu, nezle, öksürük, bronşit, bulantı ve kusmaya karşı kullanılır. Bu yağdan 1-2 damla bir kesme şeker veya bir kaşık balla alınır.
Homeopati: Mercanköşk otundan 100 gram ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 500ml %70lik alkol(etanol) ilave edilir ve güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta süreyle muhafaza edilir. Şişe iki günde bir çalkalanır ve bu süre sonunda süzülerek homeopatide ‘origanum majorana’ adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4 defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır.
Yan tesiri: Tarife uyulduğunda ilinen bir yan tesiri yoktur, fakat haftalarca ve aşırı miktarda kullanılırsa baş ağrısı yapabilir.





mersin.jpg


Mersin


Mersingiller familyasından; daima yeşil çalı veya 2-5 metre boyunda bir ağaççık olan bir bitkidir. Yaprakları deri gibi serttir. Çiçekleri beyazdır. Kokusu güzeldir. 100 kadar türü vardır. Yabani mersin Akdeniz çevresinde yetişir. Meyvesine de mersin denir. Küçüktür. Tatlı baharatlı ve kokuludur. Yenir.

Yapraklarında ve çiçek dallarında reçine, tanen, sinaol, terpen, mirtol, pinen gibi maddeler vardır. Meyvelerinde ise uçucu yağ, şeker, sitrik asit bulunur.

Faydası: Bronşitte faydalıdır. Mesane iltihaplarını da giderir. Nezlede faydalıdır. Akciğer iltihaplarında kullanılır. Bel soğukluğunda faydalıdır. İshali keser. Mide ağrılarını giderir. Egzamada faydalıdır. Saçları boyamakta kullanılır.





Meryem Otu (Mübarekotu)

Gülgiller familyasından; Doğu, Güney ve Karadeniz bölgeleri ile İstanbul çevresinde yetişen bir bitki türüdür.

Faydası: Yaprakları ve kökü kuvvet verici olarak kullanılır. İshali keser.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Meryempelsengi

Guttiferae familyasından Antil adalarında yetişen bir ağaçtır. Kabuklarından reçine elde edilir.

Faydası: Müshildir. Kabızlığı giderir. İdrar söktürür. Safra akışını düzenler. Sıtma, frengi, kulunç, sarılık, mafsal ağrıları ve baş ağrılarında kullanılır. Bağırsaklarında hastalık olanlar kullanmamalıdır.





mercimek.jpg


Mercimek


Baklagiller familyasından; beyaz çiçekli, bir yıllık bir tarım bitkisi ve bunun besin olarak kullanılan yuvarlak, yassı tohumudur. Mart - Nisan aylarında ekilir. İlk çağlardan beri Akdeniz bölgesinde yetiştirilmektedir. İçeriğinde B vitaminleri ve fosfor vardır.

Faydası: Beden ve zihin gücünü artırır. Sinirleri kuvvetlendirir. Bağırsaklara yumuşaklık verir. Sinir zafiyetlerinde faydalıdır. Kan yapar. Anne sütünü artırır. Baharatlı çorba şeklinde yenmesi tavsiye edilir.





mese.jpg


Meşe


Kayıngiller familyasından; kışın yaprak döken veya her zaman yapraklı olan, uzun ömürlü bir orman ağacı cinsidir. Odunu sık dokulu; ağır, sert ve damarlıdır. Erişkin meşenin odunu, kızıla çalan koyu sarı renktedir. Doğal olarak 30'dan fazla türü vardır. Yurdumuzda birçok çeşidi vardır.

Faydası: İshal ve dizanteriyi keser. Bağırsak bozukluklarını giderir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını tedavi eder. Kanamaları durdurur. Basur memelerinden doğan şikayetleri giderir.






meyankoku.jpg


Meyankökü ( Pyan )


Baklagillerden kalın rizomlu bir ağaççıktır. Yaprakları tüysü, yaprakçıkları pek çoktur. Çiçekleri beyaz, morumsu veya mavimsidir. Başak biçimindedirler. Yurdumuzda Batı ve Güney Doğu Anadolu’da yetişir. Boyu 50 cm ile 2 m arasındadır. Çok yıllık otsu bir bitkidir. Çiçekleri mavi mor renklidir.

Meyankökü adı verilen kökleri tatlıdır. İçeriğinde glikoz, sakkaroz, nişasta, tanen, asparagin, yağ, zamk, reçine ve glisirizin vardır. Meyan balı da kökünden elde edilir. Üç yıllık kökler kullanılır.

Faydası: Grip, nezle, anjin ve nefes darlığında faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir. İdrar söktürür. Yüksek tansiyonu düşürür. Mide - 12 parmak bağırsağı ülseri ve gastriti tedavi eder. İştah açar, hazmı kolaylaştırır. İncebağırsak iltihaplarını giderir. Vücuda serinlik verir. Kabızlığı giderir. Fazlası tiryakilik

yapar ve zararlı olur.





m%C4%B1s%C4%B1r.jpg


Mısır ( Zea Mays )


Buğdaygiller familyasından; 180 - 200 cm boyunda, dik ve yüksek gövdeli, geniş şerit yapraklı, bir yıllık bir bitkidir. Kökü kalın ve saçaklıdır. Yaprakları şerit gibi, uzun, paralel damarlı, sert ve sivri uçlu, sapsız, kenarları, dalgalıdır. İki çeşit çiçeği vardır. Erkek çiçekler gövdenin ucunda salkım başak şeklinde, dişi çiçekler ise yaprakların koltuğunda koçan halindedir. Dişi çiçeklerin stilusları uzundur ve kınlarının tepesinden dışarı doğru sarkarlar. Bunlar mısır püskülü denilen kısmı meydana getirirler. Meyvesi, koçanı üzerinde sıkışık şekilde dizilidir. Rengi açık veya koyu sarı; esmer veya kırmızımtırak renklidir.

Mısırpüskülünün içeriğinde glikoz, maltoz gibi şekerler, sabit yağ, steroller, reçine ve çok miktarda potasyum tuzları vardır. İdrar söktürücü, idrar yollarını temizleyici ve hararet verici olarak kullanılır. Mısırözü yağı, mısır tanelerinden çıkarılır. İçeriğinde yağ asitleri, A vitamini, az miktarda steroller ve bol miktarda nişasta vardır. Mısırözü yağı damarsertliğini önler.

Faydası: Daha ziyade mısır püskülü ve mısırözü yağı kullanılır. Mısır iyi bir besindir. Ancak hazmı biraz güçtür. Guatr olanların yememesi tavsiye edilir.

Mısır Yağı (Oleum maydis): Mısır nişastası elde edilmesi esnasında ayrılan mısır embriyonunun sıkılması ile elde edilen bir sıvı yağdır. Doymuş yağ asidi oranının düşük olması nedeniyle, damar sertleşmesi olan hastalara, yemek yağı olarak tavsiye edilmiştir.

Mısır Karası: Mısır koçanında urlar meydana getiren Ustilago maydis (DC.) Corda (Ustilaginaceae) isimli mantarın sporlarıdır. Sporlar siyah renkli ve kömür tozu görünüşünde olup mısır taneleri yerinde oluşan urların içinde bulunur. Halk arasında haricen kan kesici olarak kullanılmaktadır. Çavdar mahmuzu (Secale Cortunum) 'na benzer bir etkisi olduğu bilinmektedir. Mısır kömürü ve mısır yanığı gibi isimlerle de bilinir.

Mısır Püskülü:.Çiçeklenme zamanında mısır püskülleri görülmeye başlar. Bitkinin şifalı bölümü işte bu püsküllerdir. Çiçeklenme zamanı temmuzdan ağustosa kadar sürer. Mısır püskülleri, döllenme başlamadan önce kesilir ve gölgede kurutulur. Güvenilir bir idrar sökücü gerektiğinde, aynı zamanda etkili ve başka hiçbir zararı olmayan zayıflatma ve bedendeki yağı azaltma ilacı olarak kullanılan mısır püskülü çayı içebilirsiniz. Mısır püskülü tam olarak kurutulmadan uzun süre saklandığında, idrar söktürücü özelliğini yitirir ve dışkılamayı kolaylaştırır. Mısır püskülü çayı, taş yapıcı idrar yolları hastalıklarında, kalp ödeminde ve başka ödemlerde olduğu kadar, böbrek iltihabı, mesane nezlesi, romatizma ve gut hastalığında da başarıyla kullanılabilir. Ayrıca, çocukların ve yaşlıların yatağa işeme hallerinde ve böbrek sancılarında da yardımcı olur. Tüm bu rahatsızlıklarda, her 2-3 saatte bir yemek kaşığı dolusu çay alınmalıdır.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış mısır püskülü, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 3-5 dakika demlendikten sonra süzülür. Tatlandırılmadan günde 3 bardak içilir.

minecicegi.jpg


 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Mineçiçeği (Kan Otu)

Mine çiçeğigiller familyasından; gövdesi dört köşeli, sapsız yaprakları tüylerle örtülü, otsu bitki veya ağaççıktır. Çiçekleri başak durumundadır. Renkleri eflatun veya bazen de alacalıdır. Yurdumuzda yetişen verbana officinalis denilen türü 30-80 cm boyunda, bir veya birçok yıllık otsu bir bitkidir. Otsu kısmı ve kökü glikozit, tanen ve acı bir madde ihtiva eder.

Faydası: Sinirleri yatıştırır. Yorgunluğu ve uykusuzluğu giderir. İştah açar. İdrar söktürür. Terletir. Baş, bel ve mafsal ağrılarını dindirir. Göğüs ve kulak ağrılarını keser. Romatizma, lumbago, siyatik ve nikriste faydalıdır.





misk.a1.jpg


Misk cevizi


Misk cevizi, Muskatnuss, Myristica fragrans
Küçük Hindistan Cevizi
Molükler cevizi
Moluklar cevizi
Familyası: Miskcevizigillerden , Mukatnussgewaechse, Myristica
Drugları: Mikcevizi: Myristicae semen
Miskcevizyağı: Myristicae atheroleum
Macis: Misk mantosu
Miskcevizinin tohumu eterikyağı ve ceviz kabuğunu saran Manto (macis) çay, tentür, aroma ve natürel ilaç yapımında kulanılır. Misk cevizi ve eteryağı ağırı aşırı kulanılırsa halüssulasyon hatta zehirlenmmeye neden olabilir.
Giriş: Misk cevizinin bilinen 100 altürürü vardır, fakat bunlardan en kaliteli ve çok kulanılanı Moluklar cevizi: Myristca fragrantır. Bu ceviz yanlşlıkta Türkiyede küçük Hindistan Cevizi geçmektedir. Misk cevizinin asıl vatanı Kuzeydoğu Endonezyadaki Moluk takımadaları olup buradan önce Endonezya, Malezya sonra Hindistanın doğusu ve ve adalara en son olarakta Orta Amarika ve buradaki adalara yayılmıştır.
1512’de Portekizliler tarafından Molukların işgali ile birlikte yakalaşık 100 yıl Portekizlilerin tekelinde bulunan Misk cevizi ticareti bu bölgenin Hollandalılara geçmesi ile birlikte misk cevizi ticaretine Hollandalılarda katılmıştır.
Hollandalılar gizlice bir ağaçtan bir ceviz dahi alanların ellerini keserek cezalandırmışlardır, hatta Misk cevizi yüzünden adalardaki 100 binlerce yerliyi ya öldürmüşler veya köle olarak satmışlardır. (Nhp 3.96.699) Birde Osmanlıya bakın gittiği yerlere yollar, hamalar, kervansaraylar, üniversiteler, hsataneler, bakımevleri, aşevleri vb. götürmüşlerdir.
Moluklar Misk cevizinden başaka doğu ve batı yeni Papuagine’de yetişen Papua Misk cevizi: Myristica argentea, Hint Miskcevizi: Myristica dactyloides, Bombey Miskcevizi: Myristica malabarica ve Batyang Miskcevizi: Myristica succedanea’yı sayabiliriz, fakat en kalitelisi Moluklar Miskcevizidir.
Botanik: Tropik ülkelerde yetişen Misk ağaçı her zaman yeşil, yani yaprakalrını dökmez, 10-20 metre boyunda ceviz ağacı günümüzde takriben 100 yıl yaşayan bir ağaçtır. Yaprakları 6-8 cm uzunluğunda 4-6 cm eninde eliptik şekilde uclara doğru sivri, kenarları bütün, üst yüzeyi parlak yeşil, alt yüzeyi grimsi yeşil, hafif derimsi sertlikte ve kısa saplıdır.
Çiçekleri iki evli yani ayrı ayrı bitkilerde dişi ve erkek çiçekleri bulunur ve dışı çiçekleri oldukca küçük beyaz renkte küp şeklinde, nadiren tek fakat genelikle 2-5 tanesi bir aradadır.
Meyveleri küçük bir ayva görünümünde, dış kabuğu cevizde olduğu gibi olğunlaşınca kalın etli dış kabuğu atılır, içinde çekirdeği saran kırmızı renkli manto (macis) bulunur. Macis kurutulunca altın sarısı bir renk alır. Çekirdekler kurutulduktan sonra parçalanır ve ortadan tohum çıkar, bu tohum misk cevizi diye anılır.
Yetiştirilmesi: Miskağacı tropik ülkelerde yetişen bir ağaçtır, bu nedenle Türkiyede anacak seralarda yetiştirilebilir, buda çok pahalıya mal olacağından pek gereği yoktur.
Hasat zamanı: Olğunlaşan meyvelerin dış kabuğu cevizinki gibi soyulduktan sonra mantosuda soyularak kurutulur. Çekirdeği 4-6 hafta kurutulduktan sonra kabuğu kırılır ve içinden çıkan kireçsuyuna batırılır veya metilbromitle gazlanır. Günümüzde artık kireçleşme yapılmamaktadır. Kireçleşme veya gazlanmanın nedeni cevizin parazitlerden korunması içindir.
Kulanılması: a-) Üniversite kliniklerinde tedavi denemeleri ve araştırmalar yapılmamıştır. Ben kendi üzerimde yaptığım tedavi denemelerinde uykularım azaldı, fakat bu yeterli değidir. Bu nedenle bugünkü bilgilere göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Miskcevizi yerine daha etkili olan başka bitkiler kulanılmalıdır. Örneğin şişkinliğe karşı Enginar-, Kimyon-, Keten-, Nane-, Kekik preparatları daha etkildir.
b-) Halkarasında miskcevizi başta sindirimrahatsızlıklarından: şişkinlik, midekrampı, sinirsel hazımsızlık, ishal, kusma, ve haricen yağı romatizmaya karşı kulanılır. Ayrıca tentürü histeri, nevrastani (sinirsel yorğunluk), gülme-, ve ağlamakrampı, yerkokusu (odada, asansörde, bodrumda, arabada ve korkma hali), hipokondri (sürekli hasta olduğu vehmine kapılma), unutkanlık ve başağrısına karşı kulanılır.
Çayı: Çeyrek veya yarım miskcevizi rendelenir, demliğe konur ve üzerine 300-500 ml kaynarsu ilaveedilir ve 5-10 dakika demelemeye bıraktıktan sonra süzerek içilir. Ölçüyü kaçırmamak gerekir, çünkü uyku anormaliklerine sebep olabilir.
Yantesiri: Miskcevizinin aşırı derecede yani 10 gramdan veya 1 tanesinden bir defada almak mahzurludur, çünkü bu kişide halüsülasyona (hayaletler görme), kendinden geçme, ne yaptığını bilememe gibi hallere neden olabilir. Misk cevizinin eteryağı ise dahada tesirlidir. Bunedenle dikkatle kulanılmalıdır.






miskcicegi.jpg


Misk Çiçeği (Eşekkulağı)


İkiçenekliler sınıfının, Dipsacaceae familyasından güzel kokulu bir bitkidir.

Faydası: Sinirleri yatıştırır. Vücuda rahatlık verir.






amber.jpg


Misk Otu (Amberçiçeği)


İkiçenekliler sınıfının, salva doraceae familyasından, Doğu Afrika’dan Hindistan’a kadar uzanan bölgelerde yetişen küçük bir step ağacıdır. Odunu çok liflidir. Dallarının ucundaki kısım diş fırçası yerine kullanılır. Meyvesi de yenebilir.

Faydası: Dişleri temizler. Diş etlerini kuvvetlendirir. Ağız kokusunu giderir.





musmula.jpg


Muşmula (Beşbıyık)


Gülgiller familyasından; kış aylarında yaprak döken, eğri büğrü gövdeli, dallı budaklı küçük bir ağaçtır. Çiçekleri beyaz veya pembe renklidir. Meyvesi, buruk ve hoşa gitmeyen bir tattadır. Etlidir. 5 bölmesi vardır. İyice olgunlaştıktan sonra yenir.

Faydası: Böbrek kum ve taşlarının dökülmesine yardım eder. Bağırsakların iyi çalışmasını sağlar. İncebağırsak iltihabı, ishal ve dizanteriyi giderir. Kan dolaşımını düzenler. Sinirleri güçlendirir. Mide hastalıklarında faydalıdır. Lumbago ve nikriste kullanılır. Ana karnındaki ceninin düşmesini önler.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
muz.jpg


Muz


Muzgiller familyasından; sıcak bölgelerde yetişen, çok yıllık ve çok büyük bir otsu bitki cinsidir. Yurdumuzda Antalya ve Anamur çevresinde yetiştirilir. Muz ağacının gövdesi; toprak altında kök-sap veya soğan halinde bulunur. Yaprakları bu kök-saptan çıkar. Tabandaki çiçekleri meyve verir. Meyvelerin tamamı sarkık bir sapın üzerinde toplu halde bulunur. Nişasta ve şeker bakımından zengindir. Lezzetlidir. Fırında veya güneşte kurutulduğu zaman çok besleyici bir un verir.

Faydası: Vücudun ihtiyacı olan bütün maddeleri karşılar. Kemiklerin gelişmesini sağlar. Nekahat devresini kısaltır. Sinir zafiyeti ve yorgunluğu giderir. Böbrek ve mafsal iltihabında, bağırsak hastalıklarında faydalıdır. Müzmin kabızlık çekenler fazla yememelidir.





Mürsafi

Burseraceae familyasından; çeşitli balsam ağaçlarından elde edilen reçine sakızıdır. Güzel kokusu vardır. İlkçağlardan beri kullanılır. Kokusu kuvvetli, tadı acıdır.

Faydası: Spazmları giderir. Uyarıcıdır. Aybaşı tutukluğunu giderir.






murver.jpg


Mürver (Patlangıç)


Hanımeligiller familyasından; türlerinin çoğu Kış aylarında çiçekleri döken çalı veya ağaççık halinde odunsu, ender olarak da otsu karakterde olan bir bitki cinsidir. Sürgünlerinin geniş bir özü vardır. Tomurcukları bol sayıda pullarla örtülmüştür. Çiçekleri beyazdır. Meyveleri kabuksuz tane şeklindedir.

20 kadar türü vardır. Yurdumuzda doğal olarak bulunur. Yaprakları uçucu yağ, şekerler ve bazı organik asitler taşır. Meyvelerinde acı madde, tanen, şekerler, valerian asidi ve bol miktarda renk maddesi bulunur. Yapraklar ve meyveler müshil olarak kullanılır. Köklerinde müshil tesiri vardır. Çiçekleri terletici ve hafif yatıştırıcıdır. Kullanılan kısımları; yaz aylarında toplanıp, kurutulur.

Faydası: Kabızlığı giderir. Ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. İdrarı çoğaltır. Anne sütünü artırır. Nezlede faydalıdır. Güneş yanıklarında da faydalıdır
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
N





nane.jpg


Nane


Ballıbabagiller familyasından; nemli yerlerde yetişen, genellikle tüylü ve çok kokulu otsu bir bitki cinsidir. Başak biçiminde beyaz, pembe veya morumsu çiçekleri vardır. Güzel kokuludur.

Faydası: Hazmı kolaylaştırır. Gaz söktürür. Karaciğer yetersizliğini giderir. Safra akışını düzenler. Mide ağrılarını keser. Bağırsak spazmını giderir. Nefes almayı kolaylaştırır. Astım, grip, bronşit ve öksürükte faydalıdır. Sinirleri kuvvetlendirir. Sükunet verir. Heyecanları ve korkuyu yatıştırır. Kusmaları önler. Migren,

uykusuzluk ve baş dönmelerinde faydalıdır. El ayak titremesi, dil tutukluğu, felç ve uykusuzlukta kullanılır. Kalbi kuvvetlendirir. Sinirsel kalp çarpıntılarını keser. Erkeklerde ruhsal kaynaklı iktidarsızlığı giderir. Anne sütünü artırır. Aybaşı kanamalarının muntazam ve ağrısız olmasını sağlar. Sütle şişen memelerin şişini indirir.

Soğuk algınlığında faydalıdır. Bağırsak solucanlarının düşürülmesinde yardımcı olur. İdrar söktürür. Mide ülseri ve gastrit olanlar fazla kullanmamalıdır. Şekercilik, likörcülük, lavantacılık ve eczacılıkta kullanılır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
nar.jpg


Nar


Nargiller familyasından; Akdeniz bölgesinden Japonya’ya kadar yabani olarak yetişen canlı kırmızı çiçekli, dört köşe dallı, hafifçe dikenli bir ağaççıktır. Yaprak kenarı ve sapı kırmızımtıraktır. Çiçekleri parlak kırmızıdır. Meyvesi (Nar); portakal büyüklüğünde, esmer kırmızı renkli, çok tohumludur. Yenen kısmı, tohumlarının etli ve bol usareli kısmıdır. Ağacın gövde, kök ve dal kabukları; nişasta, mannit, reçineli maddeler, asitler, tanen, punicin ve olkoloidler taşır. Nar kabuğundan yapılan ilaçlar tenya düşürmek için kullanılır.

Faydası: Vücudu kuvvetlendirir. İshali keser. Burun poliplerine faydalıdır. Şerit düşürür. Kalbi kuvvetlendirir. Zayıflara faydalıdır. Mide ve bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla kullanmamalıdır.






nergis.jpg


Nergis ( Narcissus )


Nergisgiller familyasından; soğanı zehirli bir bitkidir. Baharda çiçekleri ilk açan bitkilerdendir. Çiçeği, çıplak bir sapın ucunda biraz eğik durur. Birçok türü vardır.

Faydası: Kusturucu olarak kullanılır. Sarada da faydalıdır. Fazla miktarda kullanılmamalıdır.






nevruzotu.jpg


Nevruzotu ( Linaria )


Sıracagiller familyasından; düzensiz çiçekli otsu bir bitkidir. Çiçekleri aslanağzına benzer. En güzel türü mor çiçekli nevruzotudur.

Faydası: Balgam söktürür. Kanı temizler.






nilufer.jpg


Nilüfer (Suzambağı)


Nilüfergiller familyasından nymphaea ve nuphar cinsinden su bitkilerine verilen genel addır.

Faydası: Kalbi kuvvetlendirir. Ağrıları dindirir. Sinirleri yatıştırır.





nisasta.jpg


Nişasta


Buğday, arpa, yulaf, pirinç, mısır gibi tahılların tanelerinden ve patatesten özel yöntemlerle elde edilen unumsu bir maddedir. Sıcak suda nişasta peltesi denilen jelatinimsi bir kütle haline gelir.

Faydası : Güzellik maskelerinde, eczacılıkta ve çamaşırları kolalamakta kullanılır. Aynı zamanda iyi bir besindir. Tentürdiyot zehirlenmesinde çok faydalıdır. Lapası deri ve göğüs hastalıklarında kullanılır. İltihapları giderir. Cilt hastalıklarında kaşıntıları keser. Banyo suyuna karıştırılıp yıkanılırsa cildi yumuşatır.






nohut.jpg


Nohut


Baklagiller familyasından 50 cm kadar boyunda, vatanı Akdeniz kıyıları olan, sarımtırak çiçekli, bir yıllık bir tarım bitkisidir. Sebze ve tane olarak yenir. Leblebi yapılır.

Faydası: Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
ogulot1.jpg


Oğul otu


Oğul otu, Melisse, Mellissa officinalis
Kovan otu
Limon otu
Arı otu
Arı çiçeği
Arıcı otu
Kalp otu
Familyası: Ballıbabagillerden, Lippenblütengewâchse
Lamiaceae (Labiatae)
Drugları: Oğul ot yaprağı; Melissae folium
Oğul otu eter yağı; Melissae aetheroleum
Oğul otunun yaprakları çay, tentür, natürel ilaç yapımında ve yapraklarından eterik yağ(yağ) yapımında kullanılır.
Giriş: Oğul otunun bilinen beş alt türü mevcuttur ve bunlardan kokar oğul otu; melisa officinalis ssp. Alt ismi pek hoş kokulu değildir. Limon oğul otu; M. Off. Ssp. Off. İse en yaygın olan, limon gibi güzel kokusu olan türdür, bu nedenle bunu inceleyeceğiz. Ayrıca nadiren de olsa bodur oğul otu; M. Off. Ssp. Foliosa, Lila oğul otu; M. Off. Ssp. villiosa ve Üç loplu oğul otu; M. Off. Ssp. Verticilata’ da yetiştirilmektedir. Melisa; Bal arısı ve officiinalis ise şifa anlamına gelir. Türkçe oğul otu, Kovan otu, Arı otu, Arıcı otu, Arı çiçeği gibi isimlerle anılması onun arılar tarafından çok sevilmesinden dolayıdır ve limon otu diye anılması kokusunun limona benzemesi ve de kalbe etki ettiğinden dolayı da kalp otu diye anılır. Tarihte eski Mısırlılar ve Filistinliler tarafından kullanılan oğul otu Romalılar ve Yunanlılar tarafından kullanılmaya başlanmıştır. İbni Sina’ ya (Avrupalılara göre Arap asıllı olup ismi de Avicenna olarak geçer) göre oğul otu için ‘’ruhu ve kalbi mutlu kılar’’ demiştir.
Botanik: Oğul otu 30-100 cm boyunda dikine yükselen, oldukça sık çatallaşan, üzeri tüylü ve bazen tüysüz ve de çok yıllık bir bitkidir. Yaprakları 3-7 cm uzunluğunda 1,5-4 cm eninde, yumurta şeklinde, kenarları kertikli veya dişli, üzeri pürtüklü, karşılıklı bir sonrakiyle çapraz ve koyu yeşil renklidir. Kupa yaprakları borumsu-çan şeklinde 6-10 mm uzunluğunda üst dudağı 3 loplu ve alt dudağı2 loplu olup hafif geri dönüktür. Taç yaprakları boru şeklinde beyaz renkli nadiren mavimsi beyaz hafif erguvani beyaz veya hafif sarımsı beyaz 8-15 mm uzunluğunda, üst dudağı iki loplu, alt dudağı iki loplu ve ortadaki lobu diğerlerinden büyükçedir. Döllenme tozları dört adet olup bunlarda esmer renktedir.
Yetiştirilmesi: Vatanı Balkanlar, Türkiye ve Türkistan olduğu tahmin edilen oğul otu günümüzde ılıman ülkelerin hemen hepsinde yetiştirilmektedir. Vatanı Türkiye olmasına rağmen Türkiye’de pek bilinmeyen bir bitkidir. Aynı Kuş konmazda olduğu gibi pek çok yörede bilinmezken Almanya da en çok tüketilen sebzelerden biridir.
Hasat Zamanı: Hasatı çiçek açmaya başlamadan Mayıs ve Hazirandan hemen biraz önce yapılırsa daha çok eterik yağ içerir. Ve ikinci hasat ise Ağustos ve Eylülde yapılır. Oğul otu kurutulurken aşırı sıcak (38˚C) olmamalı. Bu nedenle gölgede ve havalı yerlerde kurutulmalıdır.

Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre; uyuyamama, sık uyanma, iç huzursuzluk, stres ve buna benzer sinirsel rahatsızlıklara uçuk ve tona hastalığını iyileştirdiği görülmüştür.
b) Komisyon E 228 no.lu 1984 tarihli ve 50 no.lu ve 13.03.1990 tarihinde yayınlandığı tomografi bildirisinin oğul otu yaprak veya ekstresinin başta; sinirsel nedenle uyuyamama ve fonksiyonel mide-bağırsak rahatsızlıklarına karşı etkili olduğu beyan edilmiştir.
c) Aromaterapide; oğul ot yaprağı, başta migren, baş ağrısı, uçuk, sinirlerin iltihaplanması, şişkinlik, sinirlilik, iç huzursuzluk ve uyuyamamaya karşı kullanılır.
d) Halk arasında baş ağrısı, migren, baş dönmesi, bulantı, sinirsel, nedenle kalp, mide, bağırsak, rahim, diş ve kulak ağrısına karşı kullanılır.
Açıklama: oğul otu teskin edici (sedatiyum), mideyi kuvvetlendirici (stomachium) ve şişkinliği giderici (karminatiyum) gibi üç yönlü etki alanına sahiptir. Fakat genellikle diğer şifalı bitkilerle birlikte kullanılır.
Çay: 3 kahve kaşığı taze veya 2 kahve kaşığı kurutulmuş oğul otu yaprağı demliğe konur ve üzerine 250-300ml kaynar su ilave edilir. 5-10dk. Demlemeye alındıktan sonra süzülerek içilir.
Çayharmanları:

Banyosu: Oğul ot yaprağından 60-80 gram demliğe konur üzerine 1 litre kaynar su ilave edilir ve 7-10 dakika demlenmesi beklendikten sonra demliğin içine 38-42˚C Sıcak su ile dolu olan Küvete boşaltılır. Bu küvette 20-25 dakika banyo yaptıktan sonra 30-45 dakika yatarak dinlemek iyi gelir. Şayet oğul ot yaprağını temin etmek mümkün olmazsa oğul otu estresinden 30-50 damla küvete damlatılarak banyosu aynı şekilde yapılır.
Baharatı: Küçük bir bahçesi olan herkesin bahçesinin bir köşesine oğul otu ekmesi çok uygun olur. Zira oğul otu Salatalar, sulu yemekler, et kızartması, balık kızartması ve çorbalara katılabilir. Ayrıca bazı yörelerde peynir yapılırken içine katılır bu ona güzel bir aroma verir.
Aromaterapide: Oğul otu yaprakları su buharı ile damıtılarak (destilasyon) Eterik yağı elde edilir. Takriben 7 ton Oğul otundan 1kg eterik yağ elde edilir. Bu nedenle hakiki oğul otu yağı oldukça pahalıdır ve takriben 1kg 7,5-15.000£ arasındadır. Bundan dolayı bazı firmalar oğul otu yağını başka yağlarla karıştırarak satarlar. Oğul ot eterik yağı (Oğul yağı) aynı yukarıdaki yaprakların kullanıldığı rahatsızlıklara karşı kullanılır.
Ekstresi: Oğul otunun yaprakları Alkol ve su karışımı bir terkiple ekstraksiyonu yapılarak ekstresi elde edilir ve bu ekstre aynı eterik yağ gibi kullanılır.
Homeopatide: Oğul otu yapraklarından 100 gram ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 500ml %70 alkol ilave edilerek 4-6 hafta bekletildikten sonra süzülerek Homeopatide <<Melisa>> ismi ile anılan Tentür elde edilir. Bu tentürden günde 4-5 defa 10-15 damla bir miktar su ile alınır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Ö




odagaci.jpg


Ödağacı ( Agalloch )


İkiçenekliler sınıfının, thymelaeaceae familyasından; Doğu Asya ve Malaya adalarında yetişen bir ağaçtır. Yaz, kış yapraklarını dökmez. Meyveler, armut biçimindedir. Ağacın odunu ve kabuğu yarılınca, hoş bir koku verir.

Faydası: Çoğunlukla tütsü yapmakta kullanılır.

okuzgozu.jpg


Öküzgözü (Dağ Kestanesi)


Bileşikgiller familyasından; çayır ve ormanlarda yetişen, papatyayı andıran, çok yıllık bir bitkidir. Kömeçleri turuncu-sarıdır. Çiçekleri kullanılır.

Faydası: Kusturucudur. Sinir sistemini çok şiddetli bir şekilde uyarır. Haricen kullanıldığı takdirde romatizma ağrılarını dindirir, yaraları iyileştirir. Fazla miktarda kullanılmamalıdır.






okseotu.jpg


Ökseotu


Ökse otugiller familyasından; genç sürgünleri yeşil, ufak çalı halinde bir bitkidir. Adi ökseotu ve Zeytin ökseotu yurdumuzda doğal olarak yetişir. Yapraklarında tanen, urson, inosit, saponin ve viscine adı verilen gayet yapışkan, elastiki, yumuşak bir reçine vardır.

Faydası: Yüksek tansiyonu düşürür. Nabzı yükseltir. Kalbin atışlarını artırır. Damar kireçlenmesinde faydalıdır. Sara ve Akciğer kanamalarında kullanılır. Spazmları giderir. Hazmı kolaylaştırır. Fazla kullanıldığı takdirde zararlıdır. Bilinci uyuşturur. Adaleleri zayıflatır ve ishal yapar. Ökseotu, yani yapraklar ve saplar hiçbir biçimde zehirli değildir, ama meyveleri, ağız yoluyla kullanılırsa zehirlidir! İçyağı ile karıştırılarak merhem haline getirildiğinde, donuklarda, dıştan başarıyla kullanılır. Ökseotu, salgı sistemini en iyi biçimde etkileyebildiği için, yetkin bir metabolizma etkileyici bitki olma özelliğine de sahiptir. Hormon dengesinin bozuk olduğu hallerde bitki çok başarılı olur. Bu durumlarda, günde en azından 2 bardak çay, sabahları ve akşamları olmak üzere içilebilir. Atar damar sertliğinde ökseotu oldukça etkili olabilir . Kalp krizi riskine karşı da önerilecek bir şifalı bitkidir ve önceden, aksatmadan bitki çayı içildiğinde, bu tür bir problemle hiçbir zaman karşılaşılmayabilir. Eğer bir kalp krizi atlatılmışsa, 6 hafta boyunca günde 3 bardak, 3 hafta boyunca günde 2 bardak ve 2 hafta boyunca günde 1 bardak bitki çayı içilebilir.

Ama bu kürün uygulanışı, ilk bardak kahvaltıdan önce ve sonra, ikinci bardak öğle yemeğinden önce ve sonra, olmak üzere, hep yarım bardak olarak içilmelidir. Bitki çayı, kan durdurucu olarak da kullanılır. Soğuk olarak buruna çekildiğinde, burun kanamasını durdurur. Bitkide, bünye düzenini normalleştiren maddeler bulunduğu için, yüksek tansiyon aşağı çekilirken, alçak tansiyon da yükseltiliyor. Böylece, rahatsız olan kalp rahatlar ve görevini rahatça yapabilecek bir ortam oluşur. Kanın kafaya basıncı, kulakların uğuldaması ve görme bozuklukları biçiminde kendini gösteren anormal kan basıncı (yüksek tansiyon) halleri de düzene girebilir. Kişinin pek çok görevi üstlenmek zorunda olduğu günümüzün hızlı yaşam biçiminde, insanlığın bu tür yardımcılara gerçekten ihtiyacı var.

Günde 2-3 bardak bitki çayını yudumlayarak içtiğinizde, sizin kalbiniz ve kan dolaşımınız da normale dönecek ve çalışma gücünüzü tam anlamıyla kazanabileceksiniz. Ne olursa olsun, yılda bir kere 6 hafta süreli bir ökseotu çay kürü uygulanmalıdır. Kan dolaşımı ve tansiyon, bu 6 hafta içinde normale dönecektir. Bu durumun değişmemesini sağlamak için, yıl boyunca, bir bardak bitki çayı sabahları içilmelidir. Kadınlar da ökseotu çayı içmelidirler! Normale dönen tansiyon sayesinde, dölyatağı (rahim) ve adet görme düzensizlikleri önlenmiş olur. Özellikle aşırı olan adet kanamaları ve loğusalık kanamaları böylece kontrol altına alınmış olur. Menopoz döneminde, kalp çarpıntısı ve düzensizlikleri, duygu coşkunlukları, korku ve soluk alma zorluklarına karşı, birkaç ay boyunca bitki çayı içilmelidir. Böylece tüm bu rahatsızlıklar ve düzensizlikler sona erecek ve kişi, menopoz döneminde olduğunu duyumsamayacaktır bile. Taze bitki özsuyu, kadının kısırlığına da yardımcı olabilir.

Taze Ökseotu sap ve yaprakları güzelce yıkanarak, ince kıyılır ve nemli durumdayken mikserde suyu sıkılır. Bu özsudan 25 damla, biraz suyun içinde, kahvaltıdan yarım saat önce ve yatmadan önce alınır. Son zamanlarda, ökseotu, kanserden koruyucu ve kansere karşı etkili ilaçlarda kullanılmaya başlandı. Deneyimler, şifalı bitkilerin her zaman nasıl temizleyici ve hastalıkları iyileştirici özelliklere sahip olduklarını kanıtlıyor.

Ökseotu meyvelerinin yakı sakızı ile ezilmesi sonucu elde edilen karışım,Gaziantep, Urfa ve Van yöresinde yakı halinde romatizma ağrılarının giderilmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca ezilmiş meyveler çıban üzerine konarak; çıbanın açılması ve cerahatin dışarı çıkması sağlanır.

UYARILAR: Ökseotunun meyveleri insanlar için zehirlidir ve kesinlikle içten (dahilen) kullanılmamalıdır.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Ökseotu çayı yalnızca soğuk suda hazırlanır! İnce kıyılmış yarım tatlı kaşığı bitki (yaprak ve sap), orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suda gece boyunca bekletilir, sabahleyin hafifçe ısıtılır ve süzülür. Çay gün boyuna yayılarak yemeklerden önce ve yemek aralarında yudumlanarak yavaş yavaş içilir. Eğer gün boyunca fazlaca içilmesi gerekiyorsa, hazırlanan çay bir termosta saklanabilir.

Taze Bitki Özsuyu: Taze yapraklar ve ilk saplar yıkanır ve nemliyken mikserde sıkılır.

Merhem Hazırlamak: Taze beyaz meyveler ezilerek, içyağı veya tereyağı ile iyice karıştırılır ( Sadece dıştan kullanılır ).





oksurukotu.jpg


Öksürükotu ( Tussilago Farfara )


Bileşikgiller familyasından; yurdumuzda gevşek topraklı ve nemli sırtlarda yetişen çok yıllık otsu bir bitkidir. Yaprakları dairemsi-köşeli, etlice ve alt yüzü sık tüylü, beyaz görünüştedir. Yapraklarında müsilaj, acı bir glikozit, tanen, inülin, şekerler ve fitosterol vardır. Çiçeklerinde de aynı maddeler

ve bunlara ilave olarak da uçucu bir yağ vardır. Ev ilaçlarında yaprakları ve çiçekleri kullanılır.

Faydası: Öksürüğü keser. Balgam söker. Diğer solunum yolu hastalıklarında da yumuşatıcı olarak faydası görülür.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Dolu bir tatlı kaşığı ince kıyılmış çiçek (sonraları yaprak-çiçek karışımı), orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 4-5 dakika demlendikten sonra süzülür. Yukarıda tarif edilen şekilde içilir.

Lapa Kompresi: Taze yapraklar, iyice kaynadıktan sonra merdane ile ezilir ve hasta bölgeye uygulanır. Sıcak kalması için, kompresin üstü iyice örtülmelidir.

Buğu Tedavisi: Bir yemek kaşığı dolusu çiçek yaprak haşlanır ve buğusu bir örtünün altında solunur. Gün boyunca yinelenmelidir.

Ayak Banyoları: İki avuç dolusu bitki yaprağı, yeteri kadar suda haşlanır ve demlenmesi için kısaca beklenir. Banyo süresi 20 dakikadır.

Taze Bitki Özsuyu: Yıkanmış taze yapraklar, ince kıyılarak, nemli durumdayken mikserde sıktırılır.

Öksürük Çayı: Eğer balgam söktürücü bir öksürük çayı hazırlamak istiyorsanız, öksürükotu yapraklarını ve çiçeklerini, sığırkuyruğu çiçekleri, ve dar yapraklı sinirli ot yaprakları ile, ince kıyılmış olarak, eşit oranda harmanlayınız. Bu karışımdan 1 tatlı kaşığı dolusu bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve 4-5 dakika demlendikten sonra süzülür. Bu çaydan günde 3 bardak, balla tatlandırılarak, sıcak sıcak ve yudumlanarak içilir.
 
Üst Alt