MUHTAZAF Gurbet Mektupları - 32

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Muhtazaf | M.Salih AYDIN
Gurbet Mektupları - 32<br />
MUHTAZAF
Gurbet Mektupları - 32
MUHTAZAF
Gurbet Mektupları 32

Es-Selâmu Aleyküm sevgili dostlar!

Bir kumanya kampanyası ve ramazanı şerifte gelip geçti.

Dünya ahvalinde nelere şahit oluyoruz.

Neler görüyoruz.

İnsanoğlu hakikatte bir cevherken verimsiz bir taş parçası oluveriyor.

Bu hareketler insanı cevher veya basit yapan olgulardır. Bir bakıyorsunuz, duygular ve vicdan tavan yaparken, bir bakıyorsunuz, yerlerde sürünüyor.
Yarınki akıbetimiz den kimsenin haberi yok. İnsan cebindeki ile vicdanı arasında sıkışıp kalıyor.

Fakirin hakkı olan sadakasını, fitresini, zekâtını bir şey yapmış havası içinde veriyor. Vermek istemeyenler ise ayrı bir durum.
Allah c.c. bir fırsat tanımış, varlıklı kullarına fakirler sayesinde, böylece denge sağlanmış olsun diye.
Bu fırsattan faydalanmayanlar ise efendimiz zamanında yaşayan salebe gibi olmayacağı ne malum.
Zaman ne çabuk geçiyor ve ne kadar cömert harcıyoruz.

Allah rızasına ne kadarını ayırıyoruz.
Allah için ne yaptık, ne yapacağız?

Yaradanın verdiği nimetler karşısında, Ne kadar Şükrümüzü edâ ediyoruz.
İşte bu durumu bir karşılaştırırsak biz borçlu çıkarız.
Dünya denen handa hergün canlar alınıp, canlar yakılıyor.
Öyle adaletsiz işler oluyor ki, insanoğlu kral çıplak bile demekten aciz.
Millet sivrisinekle uğraşırken arka planda birçok işler hallediliyor.
Bütün bunların yanında bir şeyler yaparak kanayan yaraları sarmamız gerekirken senle benle basit işlerle kıymetli vakitler harcanıyor.
Şimdi ise Kurban kampanyası başladı.

Boynumuzun borcu olan bu kampanyayı da desteklemektir.
Bizi bekleyenler ve beni niçin unuttun diyenlerin yüzlerini güldürmektir görevimiz.
Avrupalı Müslümanlar artık bir konuyu daha kendilerine dert edinmeleri gerekir. Çocuklarımıza akaid ve ahlak derslerinin verilmesi.
Çocuklarımıza ayrım yapmadan tesettüre riayet edilmesini anlatmaktır.

Göz yumduklarımız kayıplarımız olmaya devam edecektir.

Burada konuyu değiştirerek aşağıdaki konuyu işlemek zorundayım.
Çünkü vatan meselesi, üstteki yazıma başladığımda vatanım sakindi.
…………………………………….
Dedik ya yaşamımız süresinde neler görüyoruz.
İnsanoğlu işte tam o noktada vatana sıla-i rahim yapalım demiştik.
Yarının nasıl olacağını ve insan ve cin şeytanlarının hangi fırıldağı çevirdiğini bilemiyorsun.
Birde bakıyorsunuz asker tahtı revan olmuş.

Bir cemâat çi gurubun devletin bütün birimlerini bir kanser gibi sarmış olduğunu görüyorsunuz.
Ortalıkta tanklar, silahlı askerler, ihanet çeteleri dolaşıyor.
Askerimin, milletimin malı olan silah ve mühimmatıyla.
Vatanın kurulu düzenine parmak atmış.

Milletimin hürriyetine istikrarına barışına göz dikmişlerdir.
Kendilerini F.G nin vaat ettiği cennete gireceğini zanneden okumuş cahiller.
İslâm cihan şumul barışcı bir dindir.
Kimsenin huzurunu bozacak bir şey emretmez.
Dışardan gelecek olan saldırılar dışında kimseyi incitmez.
Savunma amaçlı buda her devletin hakkıdır.

Fakat gel gör ki adamlar her şeyi kendi kafasına göre yorumlayarak dini kullanarak sombiler oluşturuyorlar.
Hasan Sabah,a özenerek adeta haşhaşileşiyorlar.
Ne yazık ki cennet o kadar ucuz değil cehennemde boş değil.
Fakat milletim boş durmadı ölümü pahasına direndi.
Bittimi hayır onlar yine gelecekler.
Bu kıyamete kadar sürecek.

Çünkü onlara göre Müslüman olmak suç, islâmı hayatında yaşasan da yaşamasan da.
Cuma akşamı evde oturuyoruz, tv açık ama dikkat etmedim.

Trt 1 de aniden spiker aniden darbe metnini okumaya başladı.

Adeta şaşkına döndüm, dışarıda ne olduğunu bilmiyorum. hanıma dedim ki ben dışarı çıkıyorum, yine darbeciler memleketin ahvalini perişan etme gayretinde. Doğdum doğalı hep vesayetçiler bu memleketin kalkınmasına fren attılar, artık yeter.

O sırada kanal değiştirdik, başbakan dışarı çıkın talimatı veriyor, daha sonra cumhurbaşkanı telefondan aynı talimatı vermeye başladı, artık duramadım kendimi dışarı attım.
Gece yarısı mahşeri kalabalık vardı, adeta sokaklar dolmuştu.
Sonra bütün mülki amirler geldiler konuştular.

Gece saat 2 olmuş etrafa bakıyorum.
Yanımda 81 yaşındaki dede elinde bayrakla kurtuluş şavaşına gelmiş adeta.

Soruyorum:

- Amca niçin buradasın?
- Evladım ben 8 km yol yürüdüm sadece torunlarıma güzel bir gelecek bırakmak için.

Kimler yoktu ki:

Bütün partilerden insanlar, Başörtülü, başı açık, gençlerimiz, küçücük çocuklar, nineler, dedeler ve bütün duyarlı insanımız meydanlardaydı.
Artık birlik ve beraberlik içinde bu vatanı savunmamız gerekir.

Gelene paşam gidene güle, güle sezonunu kapatıp, hep beraber bu vatanın kalkınması yönünde gayret sarf etmemiz gerekir.
Dış mihraklara, iç piyonlara ve onların suçsuz gibi görünen müritlerine dur dememiz gerekir.

Dünya devletlerine de barışcıl olduğumuzu ve bizim kimsenin toprağında gözümüz olamayacağını anlatabilmemiz gerekir.
Kendimizi ifade edebilmemiz önemlidir.

Bu arada bu karışık duruma adapte olup Yardımlarımızı, Kurbanlarımızı, garip ve fukaralarımızı unutmayalım.
Biz, Biz olursak, yaralarımızı sararız.

Yoksa bizim yaralarımızı kim sarar, kim bizimle dertlerimizi paylaşır.
Artık aklımızı başımıza alalım, bir devletimiz varken devletsiz vatansız kalmayalım.
Vatanımıza sahip çıkalım, bölünmeyelim hainlere ve vatanımızda gözü olanlara fırsat vermiş oluruz.
Allah’ım sen ümmeti vatansız, başsız, imansız bırakma, bize acı, bize hidayet, mağfiret, birlik ver.
Âmin.
Allah’a emanet olun.
Vatandan kucak dolusu selam ve dua ile.
M.S.A.

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

MURATS44

Özel Üye
Cevap: Gurbet Mektupları 32

NOT
Allah’ım sen ümmeti vatansız, başsız, imansız bırakma, bize acı, bize hidayet, mağfiret, birlik ver.
Âmin.
©Murat's44


Allah ac razı olsun üstad. Yüreğinize sağlık. Amin . Bu güzel duaya yürekten amin.
 
Üst Alt