VuslatSevdası
Aktif Üyemiz
Adamın birisi namaz kılmaz diğer ibâdetleri yapmaz ama her gece yatarken;
"Yâ Rabbî bana Cennet'ini ver!" diye duâ ederdi.
Bir gece aynı şekilde yattı. Geç vakitte damdan bir tıkırtı geldiğini hissederek uyandı. Hemen çıkıp;
"Kimsin orada ne arıyorsun?" dedi.
Damda bulunan Behlül Dânâ idi ve;
"Devem kayboldu da onu arıyorum." dedi.
Ev sâhibi
"Kaybolan deve damda olması mümkün mü? Bu akılsızlık değil midir?" deyince
Behlül-i Dânâ;
"Senin hiç ibâdet etmemen ve sonra da Allah'ü teâlâdan Cennet'i istemen daha akılsızlık değil midir?" buyurdu.
Ev sâhibi O zaman Behlül-i Dânâ'nın kendisine nasihat vermek için böyle yaptığını anladı. Hatâsını anlayıp tövbe etti ve ibâdetlerini aksatmadan yapmaya başladı.
"Yâ Rabbî bana Cennet'ini ver!" diye duâ ederdi.
Bir gece aynı şekilde yattı. Geç vakitte damdan bir tıkırtı geldiğini hissederek uyandı. Hemen çıkıp;
"Kimsin orada ne arıyorsun?" dedi.
Damda bulunan Behlül Dânâ idi ve;
"Devem kayboldu da onu arıyorum." dedi.
Ev sâhibi
"Kaybolan deve damda olması mümkün mü? Bu akılsızlık değil midir?" deyince
Behlül-i Dânâ;
"Senin hiç ibâdet etmemen ve sonra da Allah'ü teâlâdan Cennet'i istemen daha akılsızlık değil midir?" buyurdu.
Ev sâhibi O zaman Behlül-i Dânâ'nın kendisine nasihat vermek için böyle yaptığını anladı. Hatâsını anlayıp tövbe etti ve ibâdetlerini aksatmadan yapmaya başladı.