Atalarımızın kabul edip hayatlarına taşıdıklarına baktığımızda verilen sadakalarda ve yapılan iyiliklerde ‘sağ elin verdiğini sol elin bilmemesi’nin bize ait bir düstur olduğunu görüyoruz.
Kur’anı Kerim, başa kakmanın, sadakanın değerini, minarenin tepesinden kuyunun dibine düşüreceğini gösteriyor. Bakara Sûresi’nde, “Tatlı soz ve kusurları bağıslama, peşinden başa kakma yoluyla incitme gelen sadakadan çok daha iyidir.” (Bakara, 2/263) buyurularak başa kakmanin sadakanın değerini sıfirlayacağı ifade ediliyor.
Toplumda, yapılan iyilikler bu anlayış içinde olunca, başa kakma ve yaptığı iyilikten dolayı başkalarına üstünlük taslama gibi problemler olmayacaktir. Dinin ruhunu iyi kavrayan Müslümanlar ‘Yaptikları hayrin içine riya girer, iyilik yaptikları kimseler eziklik hissederler’ diye son derece hassas davranmışlardır.
Bu hassasiyetin ürünü olarak bugün bildiğimiz bir uygulama vardır Osmanlı doneminde: Sadaka taşları.
Sadaka taşı, yaklaşık iki metre boyunda mermer bir sütun. Üstünde bir çukur var.
Dış görünüşü genelde bu şekilde olan sadaka taşları sosyal hayatın en önemli icatlarındandır. Yapılan iyiliklerin başa kakılmamasi ve muhtaç insanların da ezilmemesi icin enfes bir yoldur sadaka taşları.
Umumiyetle geceleyin veya kimsenin olmadığı bir dönemde hali vakti yerinde olanlar buraya ihtiyaç sahipleri için sadakalarinı bırakırlardı.
Bir insan sadaka vermekle hayır yapıyordu; ama kime iyilik yaptığını da bilmiyordu. Karşısında ezilen iki büklüm olan insanlar olmuyordu böylece. Derdini kimseye açamayan hakiki bir fakir, ihtiyacı olunca oraya geliyor ve o da yine kimseye halini açmadan oradaki paranın ihtiyaci kadarını alıyordu. Ne kadar ihtiyacı varsa o kadar. Çünkü o biliyor ki, kendisi gibi ihtiyacı olan başka insanlar da var. Bu sadakayı verenin de meçhul olmasi sebebiyle kimsenin karşısında yüz suyu dökme ve ezilme durumu da olmuyor ve duasını da tanımadığı, bilmediği bir insana gönderiyordu.
Tavir ve davranislarını dinin ruhundan alan atalarımız gercekten ince anlayış sahibi insanlardı. Sadece sadaka taşları değil, her birisi ayrı bir inceliğin ürünü olan ayni ve nakdi yardimlar da bizim kültürümüzün ürünleri.
Yüzsüzlük edip insanlardan isteme hususunda geri duran insanlarin ihtiyaçlarini giderme adına mükemmel bir buluş.,,,,,,
selam ve dua ile canlar......