-Teravih namazı sünneti müekkede,dir-

fahrettin tırınk

Site İmamı
Değerli kardeşlerim,son günlerde islamda fitne çıkaran bazı sapık görüşlü sözüm ona ilahiyatcı uydurukcu şahsiyyetler,zaman ve zemini, fitne çıkarma açısından iyi kollayıp,mevsimine göre müslümanların kafasını bulandırmak için, peyğamber s.a.v efendimiz bizzat kendileri kıldığı ve eshabı kiramında bu sünnete harfiyyen uyup sonradan gelen bütün müctehid alimlerimiz ve tüm uleme hakkında bir çok medhiyeler söyleyerek, kılanların büyük ecir ve mükafaat alacağını bildirdiği halde, bu sapık görüşlü şahsiyyet kalkıp TERAVİH, namzı diye bir namaz yoktur diyecek kadar sapkınlığını isbatlayan sözde ilahiyatcının fitne ve fesadından ALLAH cc cümle ümmeti muhammedi muhafaza buyursun inşaallah.
ALLAH cc kur’anı kerimde mealen şöyle buyurmaktadır:
(Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür.) [Bekara 191]
Hadisi şerirflerde de aleyhissalatu vesselam efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır:
(Din, dünya menfaatine alet edilince, fitneler zuhur eder.) [A.Rezzak]
(Ahir zamanda, âlim [geçinen]ler fitne unsuru olur, camiler ve hâfızlar çoğalır, ama, içlerinde [hakiki] âlim hiç bulunmaz.) [Ebu Nuaym]
(Fitneden sakının, söz ile çıkarılan fitne, kılıç ile çıkarılan fitne gibidir.) [İ Mace]

(Fitne [bid’at, sapıklık, küfür] yayıldığı zaman, hakikati, doğruyu bilen, [imkanı nispetinde, söz ile] başkalarına [mümkün olan her yere ve herkese] bildirsin, [imkanı var iken, bir engel de yok iken bildirmezse], Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun!) [Deylemi]
(Ahir zamanda, âlim ve ilim azalır, cahillik artar. Cahil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, doğru yoldan saptırırlar.) [Buhari]
Resulullah (s.a.s) Ramazanda mescitte gece bir namaz kıldı. Sahabenin çoğu da onunla birlikte o namazı kıldı. İkinci gece yine aynı namazı kıldı. Bu kez O'na tabi olarak aynı namazı kılan cemaat daha fazla oldu. Üçüncü gece Hz. Muhammed (s.a.s) mescit'e gitmedi. Orayı dolduran cemaat onu bekledi. Resulullah (s.a.s) ancak sabah olunca mescide çıktı ve cemaata şöyle buyurdu:
"Sizin cemaatla teravih namazını kılmaya ne kadar arzulu olduğunuzu görüyorum. Benim çıkıp, size namazı kıldırmama engel olan bir husus da yoktu. Ancak ben size, teravih namazının farz olmasından korktuğum için çıkmadım" (Buharî, Teheccud, 57

Ebû Zer (r.a)'dan nakledildiğine göre, Resulullah (s.a.s) Ramazan ayının sonuna doğru bazı gecelerde eshabına, gecenin üçte birini geçinceye kadar teravih namazını kıldırmıştır (İbn Mâce, İkametu's-Salâ, 173)

Ebû Hureyre (r.a)'nın naklettiği bir başka hadiste de Rasûlüllah (s.a.s)'in Ramazan ayında, ashabtan bir grubu, Ubey b. Kab (r.a)'ın arkasında cemaatle namaz kılarken gördü ve "Doğru yapıyorlar, yaptıkları şey ne güzeldir" diyerek tasvip ettikleri haber verilmiştir (Ebû Dâvud, İkâmetu's-Salâ, 190).


Hanefilere göre, teravih namazının rekât sayısı Hz. Ömer (r.a)'ın uygulamasına dayanır. Hz. Ömer Mescid-i Nebevî'de halifeliğinin son zamanlarında teravih namazını yirmi rekât olarak kıldırdı. Dört halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rekat olarak cemaatla kılınmasına karşı çıkmadı. Alimler bu hususta Hz. Muhammed (s.a.v)'in şu hadisine göre hareket etmişlerdir: "Benden sonra benim sünnetimden ve raşit halifelerin sünnetinden ayrılmayın" (Tirmizî, İlim, 16; İbn Hanbel, IV, 126). Diğer yandan Abdullah b. Abbas (r.a)'ın Ramazan ayında teravih namazını yirmi rekat olarak kıldığı ve arkasından da üç rekat vitir namazını kıldığı rivâyet edilmiştir. İmam Ebû Hanife'ye Hz. Ömer (r.a)'ın bu hususta yaptığı uygulama sorulunca, şöyle demiştir: Teravih namazı hiç şüphesiz müekked bir sünnettir. Hz. Ömer, bu namazın cemaatle ve yirmi rekat kılınmasını şahsi bir ictihadı ile yapmadığı gibi, bir bid'at olarak da emretmemiştir. O, kendisinin bildiği şer'î bir esasa ve Hz. Muhammed (s.a.v)'in bir vasiyetine dayanarak böyle yapmıştır (et-Tahtavî, Haşiye, 334).

Evet kıymetli kardeşlerim bu günümüzde ve ahır zaman da çıkacak olan fitne ve fesat alimleri peyğamber s.a.v efendimiz bizzat haber vermektedir.
Bize düşen o durki bu fitne ve fesat çıkaran sözde alim geçinen kişilere zerre kadar itibar etmememiz gerektiği gibi,aynı zamanda da mutlak mana da mücadele etmeliyiz.
Tabiki mücadelemiz ALLAH cc emri ve peyğamber s.a.v efendimizin sünneti ile olamalıdır.

ALLAH cc önce bizleri sapık ilim sahibi olmaktan muhafaza ederek,tüm müslümanları bu fitne ve fesadın akımına kapılmaktan muhafaza buyursun inşaallah….
Fahrettin TIRINK….
 
Son düzenleme:
Üst Alt