Gurbet Mektubları 10

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Gurbet Mektubları 10

Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun gurbetin gülleri kardeşlerim.
Ufuka bakıp şöyle bir hislendim ve sizlere aşağıdaki yazımı yazdım.
Buyrun okuyun:
Ey güneşin yönünde yürüyen adam etrafına bak, buralarda neler oldu, neler.
Kum dağının ötesinden hira nur dağına bir yol göründü.
Evet, tarumar olmuş gönlündeki Kur’an aşkı ile nasılda yürürsün öyle.
Kurtuluşun ve hürriyetin tam önünde oturmuşcasına, yüzüme baktı öylece.
Daha dün gibi taze, daha dün gibi sıcak, içimde ılık,ılık aktı adeta.
Kurtuluşa çağıran bir elçi, ama o kurtuluşu, batış zanneden cehaletin sefilliği arasında kalmışlık.
Ufukta bir nur parladı, onurun koruyucusu RABBÜL Alemin.
Karşıda sömürü düzeninin sefilleri tuzakları ile adeta kahrolmuşlar.
Kapitalizmin ağababaları değişik uslublarla oyalarken insanları.
Bırakmak istemezler, sömürdükleri zavallıları.
Hakka giden, hakikate gül götüren bu dini, anlamak, duymak, görmek istemezler.
Kendilerine, şaklabanlar bulurlar, kaf dağının ötesinden.
Çıkarları için, binleri milyonları harcarlar sinelerinde.
Yeterki, kurdukları zulüm ve çile düzenine asla dokunulmasın.
Yeterki, insanlardan köleler, etraflarında dönsün.
Ama, her zulüm bir yere kadar.
Güçleri yetmediği halde karanlığın, nura karşı savaşı devam eder.
Gözleri kamaştı, aydınlıktan, karanlık ruhların.
Direnecek güçleri kalmamıştı, hakikate tevhide karşı.
Mazlımların ve mağdurların sahibi olan ALLAH c.c. hor görülen insanları yüceltmişti.
Hakka ve tevhide sahip olanların sahibi ALLAH c.c. yardım edecektir.
Tevhid dini, İslam’la onları ödüllendirmiş bu inşaALLAH ahirette devam edecektir.
Aşağıladıkları ve köle dedikleri insanlarla, aynı seviyede olmuşlardır.
Yine boş durmamış ve boş durmayacakladır bu kavga devam edecektir.
Habil ve Kabil,le başlayan hak ve batıl mücadelesi nasıl başladı ise öyle devam edecektir.
İtibar ve saygınlık bakımından farkları kalmamıştır.
Çünkü hepisi Ademin çocuklarıdır.
Rabb’ül Alemin Kur’anı kerimde şöyle der:
Hucûrat, 13:
Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın adı ile.
Muhakkak ki, Allah yanında en değerli olanınız, takvaca en ileri olanınızdır.
Azim olan Allah ne güzel ne doğru söyledi.
Tevbe Suresi, 44:
Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın adı ile.
Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir.
Azim olan Allah ne güzel ne doğru söyledi.
ALLAH’ın kulu ve elçisi olan Efendimiz 17 yaşındaki bir genç sahabiyi komutan yapmıştı.
Birçok komutanlık yapmış sahabe de onun askeri olarak.
İşte püf nokta burası, anlarsanız.
Veya anlamak isterseniz.
Sinemizdeki o ateşi söndürseniz, yüreğimizde tekrar ateş alır, diye düşünüyorlardı, önden gidenler.
Şimdi önden gidenlerimiz nerede, onun için arkaya bakarlar neredeler diye.
Halimi arz eyledim sizlere beldi güldünüz belki düşündünüz bilemem.
Belki, dinlemediniz belki, dinlemediniz.
Ama şunları sizinle paylaşmak isterim:
Sen uzaklardan haber yolladın.
Duymamış gibi hareket ettim, ne yapabilirdim.
Izdırabımı, acımı sineme çektim.
Uzun gecelerde hayaller kurarak, kendime fikir ziyafeti çektim.
Ne bakıyorsun öyle hüzün dolu gözlerle, ızdırabımı çoğaltmak içinmi, yoksa bilemediğim bir şeymi var yüreğinde.
Kapılar açılır, kapılar kapanır, yurdun bir yanında şenlik bir yanında ağıt var.
Hani, beni kuşbakışı, halimle görecektin.
Yinede hatıranda kalmış halimle sana vardım.
Bir nebzecik anlarsın diye.
Şal duvarını aşmış, halinle, yüzüme bakıyordun, ufuktan vuran güneşin pırıltısında.
Hayli zamandır bu olanları unutmadım.
Seni tanıdığımda kum çöllerinin ortasında bir vaha gibi görmüştüm halbuki susuzluğum geçmedi.
Kendimi engin denizlere attım.
Bilemedim hem yüzme bilmediğimi hemde tuzun bu kadar susatacağını.
Herşeyin dozunda olması gerektiğini böylelikle öğrendik.
Verebileceğin yoksa, al demesini, diye bilen, çok az insana rastladık şu alemde.
Gülücükler sahte, algılar hissi, ruh yalana dayanmış, boş hislerle dolu kalp.
Allah rızası için, hak getire, sineler olumsuz duygularla dolmuş adeta.
Bırakılan, bırakan, terkedilen, terkeden, insanlarla dolu şu dünya ...
Af kavramı çıkmış adeta lügatlardan ...
Bırakta bende birşeylere katkı yapayım, yüreğimden bileğimden diyenler hep lafta.
Vurdumu bir haneye rüzgar, fırtına içindeki ateşle yalnız yaradanınla kalakalırsın.
Bir güleryüz, bir selam, sana çok görülür adeta ...
Kavramlar ve söylemler, birbirine zıd, birbirine inat olur, zihinlerde...
Gurur ve kibir, alnının ortasından kabarır, adeta isyan edercesine.
İşte o an kendine gelmen gerekir.
Ama!
İpler elinden çıktımı artık, gurur ve kibir alır götürür seni, istemediğin işlere imza atarsın. Nereden nereye geldik.
Sevgi dolu pınarları kuruttuk adeta.
Zihinlerde hep eksiler cirit atıyor.
Karşı insanı anlamaya değil bir yerlerden vurmaya calışıyor kişiler.
Zaaflar eksiler takip edilir oldu.
Moda yaptık artık üstümüze giydirip çıkarıyoruz.
Düşünmeyen insan üretemez, üretemeyen insan asalak olur.
Ta kalbinin ortasından zedeler insanı.
Bütün bunları yazarken, yanımdan devler geçti, kaf dağından olumsuzluk iksiri alıp gelerek insanların üzerindeki hükümranlıklarını ebedi sürdürmek için üzerlerine serpti.
insanlar siz gelinceye kadar ya uyanırsa diyecek oldum.
Dediler biz o perdeyi kapattık.
İnsan oğlu herşeyin tekrarını seviyor dediler..
Şöyle kafamda gördüklerimi duyduklarımı bir kıyas ettim.
Haklılar ama zulm ebedi kalmaz dedim.
Ve ıssız biryerde insanlar ne yapar anladım.
Laf anlamayan ve kendilerini para ve çıkar için herşeyi yaparım diyen insanlarla uğraşacağıma Yaradana kul olur, onun ismi şerifi ile meşğul olurum daha iyi diyerek hayata küserek hakikatle barışıyorlarmış..
Bu arada bir söylem duyuyorum.
Yükseğe, daha yükseğe, en yükseğe, dikilsin bu bayrak, bu bayrak, yükselen mücadelemizin, düşenler varmış, düşenler olurmuş, düşsün, aralık kalmaz bu saflar…
Sonuç hiç önemli değil....
Sizi RABB’ime emanet ediyorum.
Selam ve dua ile.
Not: 11.09.2014 Perşembe günü dayım ve kayınbabam hakkın rahmetine kavuşmuştur.
ALLAH’tan rahmet diliyorum. Ayrıca kurban bayramınız mübarek olsun.
M.S.A.
 

TaHKaR

Aktif Üyemiz
Üst Alt