Gurbet mektubları 7

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
http://www.hayatonline.eu/wp-content/uploads/2011/05/msalih-aydin.jpg

Gurbet mektublar
ı 7

Selamün aleyküm!
Benim gurbetimin gülleri.
Hayatını helal rızık peşinde kazanmaya adamış, canını dişine takmış fedakar dostlar.
Sizlerle yine bir mektubta buluşmak için buradayım.
Kısa bir girişten sonra, asıl yazacaklarıma geleceğim inşaALLAH.
Zaman konusunda çok yazdık.
Ama zaman konusunda ne yazarsak yazalım, yaşamımız sürdüğü müddetçe yine zaman güneşi gören kar gibi erimeye devam edecek.
İnsanlar gelecek, büyüyecek ve elveda bile diyemeden gidecek.
Esas söyleyeceğim o ki, yaşayana Ramazanı şerif yine geliyor.
Birçok evde Ramazan hazırlıkları devam ediyor.
Ama Rabbimiz KUR’ANI Kerimde:
Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O'na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah'a şükredin.
BAKARA SURESİ / 172.

Öyle ise bizde şükredelim inşaALLAH.
Bu girişten sonra, işte işin püf noktası birçok gurbetçimiz çocukları yuvadan uçurdukları için orucu vatanda tutmak için yine yollara dökülecek, belki orucu ve bayramı akraba ve dostlarla yaparız diye.
Okul izinleri uyanlarda yollara koyulacaklar.
O yollar nelere şahit. Hayatın ağır şartlarında neler yaşadılar.
Vatanla gurbet arasında mekik dokudular.
Ama asla kopamadılar.
Acılı ve tatlı zamanları bir anda yaşadılar.
Memleketin her vilayetinden insanlar aynı iş yerlerini ve aynı yolları aynı mescidlerde namaz kıldılar. Akraba oldular, gurbetçi oldular.
Yine bir Ramazanı izine gitmeyenlerle beraber tutacaklar.
Yine birçok anıları olacak.
Belkide gelecek Ramazan aralarında bazıları olmayacak.
Ebedi aleme göç ederek.
Evet!
Ayrıca muhanete muhtaç olmanın ne demek olduğunu bilerek.
Yapılan bütün yardım kampanyalarına canla, başla hep destek oldunuz.
Dünya üzerindeki mazlumların, kendilerini düşünen kardeşleri, olduğunu bilsinler diye.
Bütün zorluklara gögüs gererek, yeniden bir yaşam alanı ve çevresi oluşturdunuz.
Yeni dostlar, arkadaşlar, sırdaşlar edindiniz.
Birlik ve beraberliğiniz sürdüğü müddetçe RAHMAN yardımını esirgemeyecektir.
Birlikte, kardeşlikte bereket vardır, inşaALLAH.
Yeni bir Ramazanın heyecanı ile ümmete hayırlar getirmesi dileğiyle.
Rahmetli babam hacarap derdiki:
- Oğlum, sakın kötü sözle kimseyi incitme, bu düşmanın bile olsa.
Düşmanın olursa birgün dost, hangi yüzle bakarsın.
Dostuna kızmışsan, verdiğin sırların, dururmu dilinde.
İnsan olmanın özü, dinlemek, anlamak ve derdini anlatmak.
Direksiyonu eline alınca, bir sürü insanın hayatı, söz konusu olduğunu, unutma.
Yolda yürürken, ayaklarını yere vurarak yürüme, sakin ol.
Diye birçok öğütler verirdi.
Bakıyorumda hayat ve yaşam şartları öyle değiştiki; insan şaşırıp kalıyor.
Halbuki bütün bunları düzeltebilmek için elimizde bulunan rehberi bir keşfedebilsek.
Evet Abilerim, kardeşlerim, dostlarım.
Bugünkü, konumuzda Ramazanı şerif idi ve asıl heyecanda o günlerin hızla yaklaşması.
Evet geçen sene bir Ramazan günü.
Yaşlı adam birkaç senedir Ramazan orucu tutacak hali olmadığından, yine oruca niyet edememişti.
Tutamadığı orucun bedelini ödeyerek büyük bir üzüntü içinde o ramazanda geçmişti.
Ama Ramazanı şerifin başlarında idi. Hanımını yanına çağırarak:
- Yarım asırdır beraberiz, ateşte çalıştık, sıcakta çalıştık, tozda çalıştık, ama birgün bile orucu bırakmadık, ALLAH’ın izni ile. Ama şu ihtiyarlıkta, elden, ayaktan düştük. Yinede daima şükür, bu günlerimize elhamdulillah.
- Haklısın herif, hasta oldun, yinede orucunu tuttun, yola çıktık, yine orucunu tuttun. ALLAH seni senden iyi bilir. Üzme kendini bu kadar demişti.
İhtiyar adamın yüzü gülmüş, o hali ile gözlerinden ışıklar saçmıştı.
Ertesi Ramazana yetişemeden hakkın rahmetine kavuşmuştu.
Diyeceğim oki yaradandan hediyesini alacağınız, ve belki bir daha kavuşamayacağınız bir Ramazanı şerif daha geliyor.
Değerlendirin, kazanan siz olacaksınız.
Bu arada zekatınızı, fitrenizi, teravileri, hatimleri ve iftarları ziyaret ederek, mazlumu, fakiri ve ihtiyaç sahiblerini unutmayalım, hatırlatalım.
Konudan konuya geçiyorum, bana kızmayın.
Sadece bir kaç hatırlatma yazdım.
Şimdi bir annenin kızına nasihatına, şimdi böyle annelerin azaldığını biliyoruz.
Bir anne, kızına tesettürü şöyle anlatıyordu:
Kızım, Allah değerli olan her şeyi bir kılıf içine koymuş, gizli yerlere saklamıştır.
Elmaslar, yerin derinliklerinde, İnciler, okyanusun dibinde.
İstiridye, kabuğunun içinde korunaklı olarak bulunur.
Altın ve maden kayalıklarla kaplı yerlerde bulunur.
Sen onlara kolay ulaşamazsın, güzelliklerini çabucak göremezsin.
Yollardaki çakıl taşlarına, dokunur gibi dokunamazsın onlara.
Çünkü, onlar değerlidir.
Düşün ey kızım; Sen o taşlardan daha mı kıymetsiz misin ki, seni herkes kolayca görüp, güzelliğine erişebilsin.
Açıkta olan bala, sineklerin üşüştüğü gibi, güzelliği ortada olan kadına da üşüşenler çok olur.
İşte bu yüzden, tesettür seni kıymetli yapar, sana değer katar..!

Hayatın nerelerden alıp, nerelere götüreceğini insan bilemiyor.
Yanlış bir karar, bütün bir ömürü etkileyebiliyor.
Yanlışta ısrar ederek, bir yanlışa daha imza atıyoruz.
Babaların ve annelerin içgüdüleri ile değil, aksine acı bile olsa çocuğunun dünya ve ahiretini düşünerek karar vermesi gerekmektedir.
Hayatımız için karar vereceğimizde, inşaALLAH bir daha düşünürüz.
Birfıkra ile gülümseyek mektubumuza son verelim inşaALLAH.
Bir kıtlık zamanıymış. Hoca'nın yolu bir köye düşmüş. Öyle de olmak üzereymiş. Köylüler Hoca'yı köy odasına davet etmişler. Bir zaman sonra, köy odasına çocuklardan biri girip biri çıkmaya başlamış. Ellerinde de türlü türlü yemekler varmış. Hoca bunları hayretle izlemeye başlamış. Derken çabucak sofralar kurulmuş. Büyük küçük herkes sofraların başına geçmiş. Hocayı da sofraya çağırmışlar. Çeşitli yemekler, börekler, hoşaşar, tatlılar ikram etmişler. Hoca, hayretler içinde kalmış. Bir ara dayanamayıp:
- Allah bereketinizi artırsın!" demiş."Burası meğer ne bolluk yermiş! Bizim oralarda ise halk, açlıktan kırılıyor.
Sofradaki köylülerden biri:

- İlahi Hoca..." demiş. "Sen bayram, seyran nedir bilmez misin? Bugün bayram! Onun için herkes karınca kararınca azığını ortaya döktü. Bolluğun sebebi budur!
Hoca, bir süre düşündükten sonra:

- Ah, ah hemşehrim!..." demiş. "Keşke her gün bayram olsa! Olsa da şu ümmet-i Muhammet yiyecek darlığı çekmese.
Haydi sizleri ALLAH’a emanet ediyorum.
Hayırlı ramazanlar.
Saygılarımla.
M.S.A.

Gurbet Mektupları-7 : Hayat Online
 

MURATS44

Özel Üye
Çok güzeldi Baştan sona ilgiyle okudum. ALLAH ac razı olsun inşaallah. Fıkraya da amin diyelim. Keşke bir tek müslüman bile zulüm görmese, darlık çekmese. Yüreğinize sağlık üstad.
 

TaHKaR

Aktif Üyemiz
Bir anne, kızına tesettürü şöyle anlatıyordu:
Kızım, Allah değerli olan her şeyi bir kılıf içine koymuş, gizli yerlere saklamıştır.
Elmaslar, yerin derinliklerinde, İnciler, okyanusun dibinde.
İstiridye, kabuğunun içinde korunaklı olarak bulunur.
Altın ve maden kayalıklarla kaplı yerlerde bulunur.
Sen onlara kolay ulaşamazsın, güzelliklerini çabucak göremezsin.
Yollardaki çakıl taşlarına, dokunur gibi dokunamazsın onlara.
Çünkü, onlar değerlidir.
Düşün ey kızım; Sen o taşlardan daha mı kıymetsiz misin ki, seni herkes kolayca görüp, güzelliğine erişebilsin.
Açıkta olan bala, sineklerin üşüştüğü gibi, güzelliği ortada olan kadına da üşüşenler çok olur.
İşte bu yüzden, tesettür seni kıymetli yapar, sana değer katar..!

Hayatın nerelerden alıp, nerelere götüreceğini insan bilemiyor.
Yanlış bir karar, bütün bir ömürü etkileyebiliyor.
Yanlışta ısrar ederek, bir yanlışa daha imza atıyoruz.
Babaların ve annelerin içgüdüleri ile değil, aksine acı bile olsa çocuğunun dünya ve ahiretini düşünerek karar vermesi gerekmektedir.
Hayatımız için karar vereceğimizde, inşaALLAH bir daha düşünürüz.

beni en çok etkileyn paragraf,,çok güzel söylem....Ve bunun çıktısını aldım ALLAH razı olsun..
 
Üst Alt